Durduğum yerde geriye doğru gerindim ellerimi havada birleştirerek. Bugün fazlasıyla yorulmuştum ve bu bedenimi de etkilemişti.
17 yaşındaydım ve reşit olmadan çalışıyordum. Bu benim için zordu ama beni dinleyen yoktu. Hiç bir sözüm dinlenmezdi kimse tarafından.
"Aylin!" Gözlerim bana seslenen kişiye kaydı. Oydu işte. Kimse tarafından sözüm dinlenmezdi ama sözüm de bir tek ona geçerdi. Onu görünce gülümsedim. O da benim gülümsememi görünce gülümsemiş olmasına rağmen daha geniş gülümsedi ve yanıma geldi.
"Seymen," diye mırıldandım. "Geleceğini bilmiyordum. Nasılsın?"
"İyiyim masal kızım," dedi elini önümdeki bir tutam saçıma atarak. O bana böyle derdi. Ona göre güzelliğim masallardaki gibiydi. Bana masal kızı demeyi seviyordu, bende öyle demesini seviyordum.
Hiç kimsem yokken o beni bulmuştu. Bulmuştu ve yaşama sebebim olmuştu.
"Benim az bir işim kaldı. Sen beni bekle çok geçmeden gelirim. Patron görmesin, kızar sonra." Dedim endişelenerek. O endişeli halime güldü ve "Tamam." Diyerek tuttuğu bir tutam saçımı serbest bıraktı. Arkasını dönüp gittiğinde yıkadığım bulaşıkları kaldığım yerden devam ettim.
Mesaim bitmiş olmasına rağmen ek mesaiye kalmıştım. O da bir kaç dakika önce bitmişti ama bulaşıklar kalmıştı bir kaç tane. Onları da yıkadıktan sonra ellerimi kuruladım ve üzerimi değiştirmek için kabinlere yöneldim. Çantamdan, buraya gelmeden önce giydiğim kıyafetleri giyerek kabinden çıktım ve Seymen'in yanına döndüm.
Gülümseyerek kolunun altına aldı beni. Onu durdurup "Patrona çıktığımı söyleyeyim." Dedim. Başıyla beni onayladı. Kısaca dediğimi yapıp yanına geri döndüğümde hala aynı yerde dikiliyor olduğunu fark ettim ve bu kalbimi amansız bir yolculuğa götürdü.
Yanına vardığımda tekrar beni omuzu altına aldı. Çalıştığım yerden ayrılıp Antalya'nın sıcak yaz sokaklarında dolaştık. Onunla bir kış akşamı evden kaçtığımda tanışmıştım. Karlı ıssız sokaklarda kendime yatacak bir yer ararken Allah onu bana göndermişti.
O sadece beni değil, içimdeki küçücük kızın umutlarını da bu hayattan vazgeçerken yeşertmişti.
Seymen benim hayatım olmuştu, onun hayatı ise ben.
"Baban hala fikrini değiştirmedi mi?" Diye sordu bana. Ona döndüm. Ah babam... Babamı Seymen'e anlatmıştım. Bir tek o biliyordu zaten.
Güldüm ruhsuzca. "Değiştirmesi mümkün mü? Karşılığımda çok miktarda para var sonuçta."
Adımları durdu. Onunki durunca benimki de durmuştu.
"Öyle deme," dedi dişlerini sıkarken. "Kendin hakkında öyle konuşma. Sen öyle biri değilsin."
"Benim bilmem önemli değil," dedim. "Babam beni öyle görüyor. Ya dışarı çıkarken bile benim gidip elalemin oğlunu si-"
Eliyle ağzımı kapattı hızlıca. "Ya! Kendin hakkında öyle konuşamazsın benim yanımda! Öyle deme ne olursun!"
Gözlerim doldu. "Tamam." Diye mırıldandım elini ağzımdan çekerken. "Özür dilerim."
"Özür dileme," dedi ve devam etti. "Ayrıca bir kitapta okumuştum. Kız ana karaktere zorbalık yapan başka bir kız ona onun karakterine aykırı iftira atıyordu. Erkek ana karakter ise kıza şey diyordu. 'Biz birbirimizi biliyoruz, o yetmez mi bize?' Biz birbirimizi biliyoruz Aylin. O yetmez mi bize?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ÇİKOLATA | Texting
Nouvelles05**: Ne yani? En sevdiğin şey beyaz çikolata mı Şule: Beyaz olan her şey. 05**: E bende beyaz tenliyim. Beni de sevemez misin? 17122022-21052023 🍃 !!BÖLÜM YORUMLARINDA SPOILER VARDIR!! -Tamamlandı-