"Otobüs geldi." diyerek kolumdan çekti beni Arden. Gözlerimi böylelikle o ikisinden ayırabilmiştim. Ona döndüm. "Bir şey soracağım."
"Dur bir, ilk otobüse binelim de."
Sıra bize geldiğinde akbillerimizi okutup ortalara geçtik ama zaten çok kalabalıktı bu yüzden tutunacak bir yer yoktu.
Ve iğrenç ter kokuyordu her yer.
"Dinliyorum." dedi Arden kulağıma. Ona döndüm. "Şu çocuk var ya... Safkan?"
Kaşlarını çattı. "Evet?"
"O ne iş?"
"Ne?"
"O diyorum..." gözlerim cama çevrildi sanki onları görebilecekmişim gibi şu an hareket eden otobüste. "Emir'le ne iş?"
"Emir mi? Hee..." dedi aklına bir şey gelmiş gibi. Nefesini dışarı bıraktı. "Para cezasıyla çıktı işin içinden. Safkan'la ne ayak onu bilmiyorum."
"Safkan'da bok yoluna gidiyor gibi ama hadi hayırlısı."
"O seni niye ilgilendiriyor ki?" diye sordu. Sesinde kıskançlık mı vardı onun?
"Her yerde karşıma çıkmaya başladı. Doğal olarak onu görüyorum ve Emir'le takılması beni şüphelendirdi."
"Aslında..." diye mırıldandı. "Safkan daha çok aracı. Kuryelik yapıyor. Adamların kötü işlerinden kazandıkları paraları sahiplerinden alıp patronlarına veriyor gibi bir şey."
"Vay anasını..." diye mırıldandım. "Ama geçen onu kuaförde görmüştüm."
"Ne?" diye sordu şaşkınca. "Onun kuaförde ne işi varmış ki?"
"Ne bileyim," dedim umursamazca. "Saçlarımı o boyadı kuaförde zaten."
"Vay piç," dedi sinirle. "Benden bile önce saçlarına dokunmuş."
"Öyle oldu sanırım." dedim mırıldanarak. "Hem ayrıca," dedim duraksayarak. "Sen bunların hepsini nereden biliyorsun ki?"
Göz kırptı bana. "Köstebek var içeride diyelim. O bana söylüyor."
Kafamı onaylarcasına salladım. "İş iyice mafyaya bağlandı, he."
Güldü. Elimi kaldırdım ve yavaşça gamzesine götürdüm. Bunu gerçekten hep yapmak istiyordum ve aylar sonra sonunda yapabilmiştim.
Parmağım gamzesinin içindeydi.
"Ne yapıyorsun?" diye sordu fısıldayarak. Sorarken bile nefes nefeseydi.
"Bilmem," dedim elimi geri çekerken. "Bayadır yapmak istiyordum."
Yutkundu. "İyi."
Çok geçmeden evimizin yakınlarındaki otobüs durağında otobüs durunca beraber indik. Ne de olsa o alt katımızda oturuyordu, değil mi?
Yan yana yürürken konuşmuyorduk. 10-15 dakika sonra siteye girdiğimizde kendi apartmanımıza doğru yürümeye başladık. Apartmana girdiğimizde çok geçmeden Arden ve Kaan'ın dairesinin önüne geldiğimizde Arden bana döndü. Konuşmasına izin vermeden sarıldım ve "Yarın görüşürüz." dedim.
Sarılışıma kısaca karşılık verdikten sonra "Görüşürüz." diyerek zile bastı. Bende evin kapısına geldiğimde aşağı kattan kapı kapanma sesi duyuldu. Arden içeri girmiş olmalıydı.
Zile bastığımda içeriden takırtılar geldi. Kaşlarımı çattım. Annem gözleri kıpkırmızı şekilde kapıyı açınca şaşkınlıkla ağzım açıldı. "Anne? Ne oldu sana?"
"Gel içeri." dedi titreyen sesiyle. Ayakkabılarımı hızlıca çıkarıp içeriye girdim ve kapıyı ardımdan kapattım. "Neler oldu? Niye ağlıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ÇİKOLATA | Texting
Kısa Hikaye05**: Ne yani? En sevdiğin şey beyaz çikolata mı Şule: Beyaz olan her şey. 05**: E bende beyaz tenliyim. Beni de sevemez misin? 17122022-21052023 🍃 !!BÖLÜM YORUMLARINDA SPOILER VARDIR!! -Tamamlandı-