''İyi okumalar...
Lütfen ara yorumlarda ve bölüm sonu yorumlarda buluşalım. Haftaya AMK yayınlayacağım. Yine haftaya burada görüşmek dileğiyle. ''
***
Bir süredir sessiz sessiz yürüyorlardı. İkisinin de aklı birbirinden karışık, ikisinin de kalbi birbirinden kırıktı. Birbirlerinden haberleri olmadan aynı derdi paylaşıyordu iki arkadaş. Birbirlerinden haberleri olmadan aynı acıyı yaşıyorlardı. Yine de ikisinden de çıt çıkmıyordu. Akıllarında o kadar fazla soru vardı ki? Mevsim bu soruları aklını karıştıran adamın kız kardeşiyle, diğer yandan da arkadaşı, silah arkadaşı olan kadınla konuşup paylaşmak istiyordu. İçini rahatlatsın istiyordu. Ya da tüm bu yaşadıklarının bir rüya olduğunu ona söylemesini ve gülerek kendisiyle dalga geçmesini isterdi.
Diğer yandan Cemre de neredeyse aynı düşüncelere sahipti. Ceren ile birlikte bu üçlü her şeyi en ince detaylarına kadar konuşabilme yeteneğine sahiptiler. Ceren herkesi konuşturmayı başarır, herkesin derdini sıkıntısını on dakika da ortaya döker ve hemen bir çözüm bulup konuyu kapatırdı. Şimdi bu sessizlikten dolayı yakınmaya başlardı burada olsaydı. Mevsimle de her şeyi konuşuyorlardı. Ama şu anda kendisini hiç bu konuşmaya hazır hissetmiyordu. Daha ne yaşadığının ne düşündüğünün kendisi de farkında değildi ki?
''Bu sessizliğin arasında en çok Cereni arıyorum.'' Dedi Mevsim aralarında ki sessizliği bölerek. Cemre arkadaşının kendi aklındakini olduğunu gibi söylemesiyle gülümsedi. ''Bende onu düşünüyordum.'' Dedi Cemre daha fazla dayanamayıp bir kayanın üzerine oturdu. Mevsim de ortada akan sudan içmeye başlamıştı. Elini yüzünü yıkayıp kendine geldiğinde Cemreye baktı. ''Ay Mevsim içme şu suları kızımmmm.'' Diye yakınması kulağımda yankılanıyor.'' Dediğinde ikisi de güldüler. ''Ruhu şad olsun.'' Diye mırıldandılar. ''Başın nasıl? Kanama durdu mu?'' dedi Mevsim sonradan. Cemre yüzünü buruşturup parmaklarıyla kontrol etti. Hala bir ıslaklık geliyordu eline. ''Az kaldı, geçer bir süre sonra. Hadi kalkalım. Daha yolumuz çok uzun.'' Dediğinde yürümeye devam ettiler. Kayalıkların yoğunlaştığı bir bölgeydi burası. Üstelik çoktan karanlık çökmüş görüş açılarını da daraltmıştı. Birkaç adım daha atmışlardı ki mermiler sağlarından, sollarından vızıldamaya, kayalara girmeye başladığında ikisi de hemen kendilerini iki kayanın arkasına attılar.
''Hasiktir lan. Peşimizden gelmişler.'' Dedi Cemre sırtını iyice kayaya yaslarken. ''Gerçekten siktir. En başından belli planları buydu. Bizi ayırıp peşimize düşmek. Ulan nasıl düştük biz bu tuzağa?'' dedi Mevsim sinirli sinirli.
Cemre kayanın arkasına iyice sinip dişlerini dudaklarına bastırdı. ''Ne tuzağı kızım? Adamlar üzerimize roket fırlattı. Bizi Elon Musk'ın uzay mekiği gibi uçurdular.'' Dediğinde Mevsim'in kahkahası mermi seslerinin arasında yankılandı. ''Bakıyorum yine çok fantastik rüyalar görmüşsün gece?'' dediğinde Cemre de gülüyordu.
Sonra ikisi de şamatayı kesti. Kimliklerine büründüler. ''Sence kaç kişiler?'' diye mırıldandı Mevsim başını kaldıramıyordu. Cemre de o sırada gözlerini yummuş mermi seslerini dinliyordu. ''En az 15 kişi.'' Diye düşünüyorum.
''15'e 2? Mükemmel bir orana sahibiz.'' Diye mırıldandı alayla Mevsim. ''Başkası bizi bozar hanımefendi. Sizin örümcek ağınıza benzemez bu oran. Her zaman 2+2; 4 etmez bizde. Gördüğünüz gibi 1+1; 15 ediyor.'' Mevsim kaşlarını çatıp yan kaya da duran arkadaşına baktı. ''Matematik bu değil bence sanmıyorum. Ayrıca örümcek ağı sensin.''
''Ağlama ağlama.'' Dedi Cemre'de ve ekledi. ''Ne bok yiyeceğiz onu düşün.''
''Bize yaklaşmaları birkaç saat sürer. Gece çöktü. Buradan çıktık; çıktık. Yoksa çok sevgili Elon Musk'ın füzesiyle değil ama Allah'ımın verdiği yetkiyle göklere yükseleceğiz.'' Dedi Mevsim de hızlı hızlı. Cemre gülmeden edemedi ama arkadaşı doğru söylüyordu. Onlara bir Dargeçit lazımdı. En azından hızlarını azaltacak bir pusu atabilecekleri ve yükseğe konumlanabilecekleri bir yer lazımdı. Bu da çok hızlı olmalarını gerektiriyordu. Bu sırada Mevsim'in telsizinden sinyal geldi. ''Dağ? Kurt konuşuyor. Durumunuz nedir?'' Bulut'un ifadesiz sesi ikisinin arasında yankılandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV ASKER!
Romantikİki genç beden soğuk dağların arasında ki karakolun bahçesinde titremelerine rağmen pes edecek gibi görünmüyordu. Kız ağzından buharlar çıkararak karşısında, en az çevresini saran kayalar, dağlar kadar sert ve dik duran adama baktı, gözlerinin içine...