Cemre gecenin karanlığına inat özgürce karakolun etrafında dolaşıp duruyordu. Bu gece neden bilmiyordu ama içi içine sığmıyordu. O sıkıntı göğsünü sarmaşık dalları gibi kaplamış, gittikçe onu boğan dallar onu dışarı atmıştı.
Batı mevziinde nöbet tutan Şirzat'ın yanına gitti. Hazır ola geçen askerine rahat komutunu verdikten sonra onu da kayaların üzerine oturttu.
''Nasılsın Şirzat?''
Şirzat anlardı, komutanının canı sıkkındı. Gerçi canı sıkkın olmasa bile o her gece çıkıp böyle dolaşırdı ya bu gece sıkıntılıydı belliydi.
''Hamd olsun komutanım.''
''Bazen çok sıkılıyorum be Şirzat. Diyorum ki bu kadar canın gitmesine değiyor mu? Kaybettiklerimizin yerini ne dolduruyor? Sonra dönüp bakıyorum şu toprağın bir tutamı beni tatmin ediyor biliyor musun?''
Şirzat komutanının neden kötü olduğunu hemen anlayıverdi. Ceren komutan gelmişti aklına belliydi.
''Komutanım, bazen gidenlerin geri gelmeyeceğini kabullenmek gerekiyor galiba. Ceren komutanı ancak anılarıyla yaşatabiliriz.''
Cemre dalgınlıkla başını salladı.
''Neyse hadi bakalım dön nöbetine. Görev beklemez.'' diyerek ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Şirzat bir süre arkasından baktıktan sonra kulübesine dönüp nöbetine devam etti.
Cemre koğuşun önüne geldiğinde yine durdu. İçeri girmek istemiyordu bir türlü. Oturdu merdivenlere ve derin derin nefesler çekti içine. Bu sırada yanına biri oturunca gelene baktı. Fırat komutan yanına oturmuş ve o da kendisi gibi etrafı izlemeye başladı.
''Bugün çok iyiydin.'' dedi bir süre sonra. Cemre bir süre bir şey demediyse de en sonunda omuz silkip ''Görevimi yaptım.'' dedi.
''Daha yüksek mertebelere ulaşmak için hiç çabaladın mı?'' Cemre gülümsedi ve başını salladı.
''Yüksek mertebe demek daha çok belge daha çok pasiflik demek. Ben bunu yapamam.''
Fırat kadının verdiği cevapla durup yanında ki menekşe kokuluya baktı. Bir kadın nasıl sürekli güzel kokabilirdi hala anlamıyordu.
''Nedense bende bir an seni öyle düşünemedim.'' diye çevirdi cevabını. Aslında öyle şeyler düşünmüştü ki.
''Bir çok huyum abime benzemiş olmalı. Çoğunlukla da bu yüzden anlaşamıyoruz.''
''Ama şimdi iyisiniz.''
''Evet. Şimdi iyiyiz. Yeni barışmışken de yarın gidiyor. Hayat çok garip sanırım.''
Fırat kendi kendine anlamlı anlamlı gülümsedi. Hayat o kadar garipti ki. Cemre adamın cevap vermesine izin vermeden ayağa kalktı. ''Kavga etmeden birimiz gitse iyi olacak. İyi geceler Fırat Komutanım.''
Fırat gülerek başını salladı. Cemre adamın gülen suratında bir kaç saniye takılı kaldığını hissetti. Elleri karıncalandı, kalbi olduğundan daha fazla kan pompalamaya başladı.
''İyi geceler komutanım.''
Cemre afallayarak odasına doğru yürüdü. Neden durduk yere böyle olduğunu anlayamamıştı ama uzun bir gün olmuştu. Bunu düşünecek enerjiyi kendinde bulabileceğini sanmıyordu. Kendini ranzaya atıp hemen gözlerini yumdu.
***
''Siz çok başarılı bir Timsiniz Bulut. Hep böyle birbirinize destek ve sahip çıkarsanız eminim asla ayağınız takılmaz. Kendinize iyi bakın!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV ASKER!
Romanceİki genç beden soğuk dağların arasında ki karakolun bahçesinde titremelerine rağmen pes edecek gibi görünmüyordu. Kız ağzından buharlar çıkararak karşısında, en az çevresini saran kayalar, dağlar kadar sert ve dik duran adama baktı, gözlerinin içine...