Hayatın ne getireceğini bilmeden götürdükleriyle ilgileniyoruz maalesef.
Saatler sonra herkes toplanmış ve eğitime başlanmıştı. Fırat komutan herkesi bugün fazlaca zorlamıştı ama bir terslik gidiyordu. Eğitimin daha en başında şikayet etmeye başlaması gereken Acar aksine ağzını açmadan, Şirzat'a bulaşmadan, goy goy yapmadan eğitime devam ediyordu.
Düdüğünü çalıp on dakika mola verdiğini söyledi.
Bu arada yanına gelen Cemre Komutanla dikkati dağıldı.
''Nasıl gidiyor Fırat?''
Adam kadının dudaklarından çıkan ismiyle gözlerini yummak istedi. Kadının sesi kadifemsi bir dokuya sahipti. Üstelik son operasyondan sonra kendisine biraz olsun alışmaya başladığını hissediyordu.
İkisi de gözünü yorgun askerlerinden çekmeden muhabbetlerine devam ettiler.
''İyiyiz komutanım bir sıkıntı yok.''
Fırat'ın tahammül edemediği tek şey kadının onun üstü olmasıydı. Bu güzel kadına komutanım demek ona işkence gibi geliyordu.
''İyi o halde.''
Bu sırada dinlenen öküzolar tekrar sohbete başladılar.
''Oğlum ebem öldü yeminlen. Yeter.'' Diye isyan eden Ferhan'ının isyanlarını Kurtuluş'unkiler devam ettiriyordu.
''Ula oğlim geberdim ben.''
''Lan Acar senin gıkın çıkmadı olum. Şaşırıyorum. Ne oldu?'' Çavuşun sorduğu soruya herkes kafasını sallayarak onaylamış tüm bakışlar Acar'a yönelmişti.
''Sizin gibi tutuşmuyoruz diye şaşırdınız mı?'' dedi. Verdiği ters cevap herkesi daha da şaşırtsa da Çavuş şakaya vurdu.
''Ulan Acar gelecekte ki karına çok üzülüyorum. Bu dengesiz hallerinle kim uğraşır oğlum senin?''
Acar'ın gözleri öyle bir buldu ki Pars'ı. Pars'ın kaşları çatıldı.
''Çavuş. O ağzının yayını siktirtmeden sus.''
Şirzat o anda Acar'ın iyi olmadığını, bir sıkıntısı olduğunu tamamen anladı. Zaten yarım saattir ona hiç bulaşmamasından anlamıştı ama şimdi iyice tescillemiş oldu.
''Tamam beyler. Acar'ın canı sıkkın heralde.''
Acar bu sefer de Şirzat'a gömdü.
''Sana lafa atla diyen mi oldu Şirzat? Sana dedim mi canım sıkkın diye?''
''Acar anladık ama sus.'' dedi Cesur da.
''Olum önce siz bi susun. Göt göt konuşup canımı sıkmayın. Yeter.''
Bu sefer çavuşu kimse tutamadı.
''Senin o ağzını sikerim. Şerefsiz. Sen ne diyorsun lan?''
Acar'ın aradığı da buydu galiba.
Çavuşun'un üzerine çullandığı gibi elini kaldırdı ama Şirzat tutup çekti onu.
Fıratla Cemre o anda olanlara o kadar şaşırmıştı ki. Gözlerine inanamadılar.
Anında yanlarına uçtular.
''Ne oluyo lan burada? Ne yapıyorsunuz oğlum?'' Fırat'ın sesi gürültüyü bastıramamıştı. Cemre de araya dalmış askerlerini ayırmaya çalışıyordu ama olmuyordu bir türlü.
Osman ve Kemal komutanda içerden koşup gelmiş olanlara inanamayarak bakıp hemen ayırmaya çalıştılar.
Cemre hengamenin bu şekilde bitmeyeceğini anladığında herkesten ayrılıp silahını çekti ve havaya üç dört el ateş etti. Ortam bir anda sustu. Gürültü bitti. Kavga dindi. Herkesin gözü bir anda Cemre komutana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV ASKER!
Romansaİki genç beden soğuk dağların arasında ki karakolun bahçesinde titremelerine rağmen pes edecek gibi görünmüyordu. Kız ağzından buharlar çıkararak karşısında, en az çevresini saran kayalar, dağlar kadar sert ve dik duran adama baktı, gözlerinin içine...