❦16-''Baklava''❦

12.9K 597 110
                                    


         Birkaç haftadır süre gelen sessizlik ve durgunluk olduğu gibi devam ediyordu. Eğitimler, askerlerinin şebeklikleri ve Fırat Komutan'ın laflarıyla uğraşıp duruyordu.

Abisi de yine birkaç haftadır buradaydı. Olan olaylardan sonra yapılacak büyük operasyona buradan katılacak ve kendi Timiyle buluşacaktı. Zaten tüm bu eğitim yoğunluğu da bu operasyondan kaynaklanıyordu. Allahtan Mevsim ve Şevval de buradaydı da canı o kadar sıkılmıyor, iki kelam edecek arkadaşları vardı.

Yine de Cemre'nin içinde ki sıkıntı hiç geçmiyordu. Sürekli aklına Çiğdem'in bu kadar sessiz kalmasında ki arka planı yatıyordu. Cemre emindi o kadının bu kadar ses çıkarmasının altında kötü şeyler yatıyordu.

O kadın onlara yaşattıkları hezimetten sonra kendisine yediremezdi emindi bundan.

Çalan telefonuyla düşündüklerinden sıyrılıverdi. Telefonun ekranında annesinin ismini görünce bu sefer korkuyla karışık bir nefes çekti içine ve ''Yarebbim merhatli sıfatınla şu kuluna yardım et. Ya Hak.'' Diyerek telefonu açtı.

''Annelerin sultanı, kokusu mis annem, şefkatli annem, merhametli annem, en güz...''

Annesi keskin sesiyle bir çırpıda sözlerini kesti.

''Oraların yağına orijinal yağ diyorlardı Cemre Komutan, anladığım kadarıyla çok kaliteli yağlar...''

Cemre annesinin cümlesiyle ayağa kalktı, dudaklarını ısırıp tek gözünü kıstı. Ağır sıçmıştı galiba. Annesi hatırını bile sormadan bu şekilde sözlerini yarıladıysa düşünmesi gerekiyordu.

''Anneciğim neden böyle söylüyorsun?''

Annesi yine aynı donuk sesiyle devam etti.

''Ama Cemre Komutan fazla yağ yemeği bozar. Bozulan yemek de mideyi bozar, bilgin olsun.''

Sıkıntıyla bir nefes verdi tekrar sesli bir şekilde.

''Anne ayıp ediyorsun beni üzüyorsun. Şu Cemre Komutan modundan çıkar mısın acaba artık?'' demez olaydı.

''Kes sesini. O güya Komutan olan abinle birlikte iyice baştan gözden çıktınız artık. Abin olacak hergele ne arıyor ne soruyor. Hele sen... Bize yaşattığın onca şeyden sonra telefonlarımızdan bile kaçıyorsun? Hadsiz... Nasıl bakacağım annemin babamın yüzüne diye düşünmen gerekirken hala oralarda o dağ senin bu dağ benim dağ keçileri gibi geziyorsunuz.

Biliyorum bu vatan kızım ama siz vatanlarınızı aileleriniz için korumuyor musunuz? Ne bu çelişki? Kız başına oralarda elinde silahlarla geziyorsunuz buna bir şey demedik. Abini yolladık ağzımızın payını alıyoruz ama ya sen? Utanma kalmamış, ar kalmamış terbiyesiz.. Yok yok ben size ne terbiye verebilmişim ne de saygı...''

Cemre nefes bile almadan konuşan annesinin gazabıyla kendini yüksek tepeden atmak için bir iki adım attıysa da hemen cırladı.

''Geliyorum Komutanım...''

Annesi hala devam ederken sözünü kesip ''Anne Komutan çağırıyor benim hemen gitmem lazım öpüyorum ellerinizden.''

''Cemre kapatma o telefonu, Cemr-''

Telefonu üzülerek annesinin yüzüne kapatınca kendisinden utanmadı değil ama o da şu kocaman karakola Komutanlık ederken annesinden hala bunları duyunca kendiyle kavga ediyordu.

Annesi abisi ve Ahmet'in şehadetinden sonra iyice kendileriyle kafasını bozmuştu. Cemre'nin son çıktığı operasyondan ve yine Ceren'in kaybından sonra iyice psikopata bağlamıştı. Annesi Ceren'i kendisinden ayırmaz kızı yerine koyardı. Üstelik içten içe Ceren'i gelini olarak gördüğünü biliyordu annesinin. Halbuki Bulut, Cereni ikinci kız kardeşi gibi severken.

SEV ASKER!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin