"Bir sürü suç olmasına rağmen, neden en büyük suçlardan biri çocuk kaçırmaktır biliyor musun Hang?"
Elleri kelepçeli adam hafifçe sırıtıp Felix'e baktı. Felix yumruklarını sıkarak adamın suratına bakıyordu. Midesi bulanıyordu.
"Çünkü, çocukların kendini savunması biraz zordur. Karşısında ki bir çocuğu kaçıracak kadar kalpsiz ve şerefsizdir. Gücü sadece küçücük çocuğa yetebildiği için onu hedef alır."
Felix yumruk yaptığı elini kaldırıp yumruk attığında sandalye sarsıldı. Elleri masaya kelepçeli olduğu yere düşmemişti Kyuwoo. Sandalye yerle buluşurken kendi de istemsizce diz çöktü. Masada ki ellerini çekiştirirken yanağında ki acıyla çığlık attı.
"Bu kadar güçsüz müsün? Küçümsediğin polisten bir yumruk yiyerek yere yıkılıyorsun Hang!"
Yere eğilip Kyuwoo'nun tişörtünün yakasından tutarak kafa attı. Kyuwoo'nun sesi odada yankılanırken Felix'in yüzüne zorla baktı. Yüzünde gördüğü saf öfke onu korkuturken kenarda onları izleyen polise baktı.
Polisin yüzünde ki alaylı ifade onu daha da ürkütürken ne yapacağını bilemedi. Felix tarafından karnına bir darbe daha aldığında masanın üzerine yattı. Felix hırsla masaya bağlı kelepçelerini çöküp Kyuwoo'yu yere fırlattı.
"Hayatta en nefret ettiğim şey birinden intikam almak için çocukları alıkoyan şerefsizlerdir!"
Tekrar sertçe bir yumruk atıp yakasını tuttu. Yakasını tutarken bir daha yumruk atınca yere yapıştı. Felix histerikçe bir kahkaha atıp yüzüne eğildi.
"Amacın neydi açıklamak ister misin bana? Henüz tek kelime bile konuşamayan bebeği babasından ayırırken amacın neydi?"
"Hwang..." Ağzında ki kanı tükürdü. Ürkek gözleri Felix'in üzerinde gezindi.
"Benim mesleğimi elimden aldı." Tüm bedeni titrerken yere uzandı.
"Arabama vurup yarıştan men etti. Tüm mesleğimi bitirdi."
"Salak saçma şeyler yüzünden bir bebeği mi kaçırdın? Henüz beş aylık, savunmasız bir bebeği? Dünyadan o kadar habersiz ki sana gülümsüyordu! Senin ona zarar verebileceğinin bilincinde bile değildi amına koyayım!"
Kyuwoo yüzüne inen darbeyle bilincini kaybederken Felix hala üzerinde ki hırsı atamamıştı. Ellerini çırpıp üstünü silkeledi.
"Şu şerefsizi atın nezarethaneye. Yarın hakim karşısına çıkacak."
Sorgu odasından çıkarken Hyunjin de çıktı. Felix ona bakmadan tuvalete gidiyordu.
"Karışmak haddim değil ama, konu sadece kızım değil, değil mi?"
Felix bir hışımla arkasına döndü. "Söylediğiniz gibi bay Hwang! Karışmak haddinize değil! İstediğiniz gibi kızınızı sapasağlam kucağınıza bıraktım! Kaçıran kişiyi de yakaladığıma göre bana ihtiyacınız kalmadı! İyi günler!"
...
arkadaşlar seme-uke ayrımı yok bu ficte ya seke olur ya da smut yazmam
Eun'un bir kaç yıl sonra ki hali;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
