...
"Amirim? Ne zaman bir çocuğunuz oldu?"
Felix gözlerini devirirken Eun'u yere bıraktı. Eun fazlaca tüyü olan halıda emekleyerek odayı turlarken Felix masasına oturmuştu. Eun'u görebileceği rahat bir açıya gelip kafasını kaldırdı.
"Sen hala burada mısın Linya? Çık odamdan."
Sert sesi Eun'un irkilmesine neden olurken Linya hızla çıkmıştı. Bu kızı sevmiyordu, geldiğinden beri sorun çıkarmıştı. Tek işi dedikoduymuş gibi sürekli birileri hakkında konuşulan şeyleri tüm karakola yaymıştı. Muhtemelen akşama kadar Felix'in bir çocuğu olduğu dedikosu yayılacaktı. Bunu umursamadan işlerine döndüğünde arada Eun'u kontrol ediyordu.
Minik bebek kendinde tüm odayı turluyor, kendine oynayacak şeyler arıyordu. Kısa bir süre onu izledi. Sarı saçları uzamıştı ve gözlerinin önüne geliyordu. Minik ve tombul elleriyle her ne kadar itse de yine gözünün önüne geliyordu.
Oturduğu yerden kalkıp yanına gitti. Eun onu görür görmez emekleyerek ayaklarının dibine kadar geldi. Felix onu kucağına aldığında dudaklarına vurdu her zaman yaptığı gibi. Felix tarafından öpüldüğünde kahkaha atarak omzuna yattı.
Odasının kapısı çalındığında 'gel' komutundan sonra Seungmin girdi. Elinde ki biberonu sallayarak girdiği için Eun korkarak Felix'e sığındı. Onun boynuna yüzünü gizlerken Felix saçlarını öptü.
"Tanışmıştın onunla güzelliğim? Unuttun mu çabucak?"
Eun yine kafasını kaldırmadığında Seungminden biberonu alıp teşekkür etti. Seungmin hızla çıkarken Felix koltuğuna oturup Eun'u da dizlerine oturttu.
"Mamanı içtikten sonra uyu olur mu zümrüt göz?"
Eun anlamış gibi güldüğünde o da güldü. Kucağında hafifçe yatırıp biberonu dudaklarına değdirdi. Eun hemen içmeye başladığında alnını öptü. Bir yandan da onu izliyordu.
Gözlerinin yeşilliğini kimden aldığını merak ediyordu. Hyunjin ablasından bahsetse de çok üstü kapalı anlatmıştı bazı şeyleri. Eun'un gerçek babasının ismini bilmiyordu, Hyunjin'in bilgisi olmadan araştırmak da istemiyordu.
Saçları Felix'e göre çok güzeldi. Kızların saçlarından hiç bir şekilde anlamazdı ki kendi kardeşinin saçları da kahverengiydi. Eun'un saçlarının sarısı hiç bir kadında veya erkekte görmediği bir tondu. Beyaz tenini çok güzel açığa çıkartıyordu.
Eun uyuya kaldığında biberonu masasına bırakıp onu kucaklayarak kalktı. Odasının içinde ki küçük dinlenme odasına girip rahat yatağın üzerine bıraktı. Kenarda ki ince pikeyi iki kat yapıp üstüne örttü. Kenarlarına düşmemesi için yastık koyup odadan çıktı. Kapısını kapatmayı unutmamıştı.
Tam sandalyesine oturacakken kapının açılmasıyla kafasını oraya çevirdi. Görmeyi beklediği sinirli bir Hyunjin değildi elbette. Genelde onun odasına kapı çalmadan sadece üstleri girebilirdi.
"Sana dün gece ne söyledim?! Tanımadığı insanların yanında geriliyor, korkuyor dedim! Bunları söylememe rağmen insan kaynayan, hatta suçlu kaynayan bir yere mi getirdin kızımı?!"
"Bağırmayı kes Hyunjin. Eun yeni uyudu, uyandırırsan korkar."
Hyunjin'in aksine kendi sakince söylemişti. Hyunjin daha da sinirlenirken Felix'in üzerine yürüdü.
"Madem onun korkmasını bu kadar önemsiyorsun, neden buraya getirdin?! Burası korunaklı falan değil! Onlarca polis olması suçluların burada olduğu gerçeğini bastıramıyor! Sen bile bile onu buraya getirdin! Her şeyi geçtim, ne kadar korkacağını düşünmedin mi?! Eun hala hassas!"
"Hyunjin bağırmayı kes! Normal bir yerde değilsin sen! Kendine gel!"
"Ne o?! Karakolda ki etkin mi düşer?!"
Felix hızlıca ilerleyip Hyunjin'in boğazını tuttu. Yakınında ki duvara yasladığında Hyunjin kaşlarını çattı. Felix'in çehresi sakin gözüküyordu ama gözlerinden alev çıkıyordu. Hyunjin gözlerini görmesiyle yutkunurken avuç içlerini duvara yasladı.
"O sesini kıs. Yarış pistinde değilsin, senden, benden üstün insanlar var burada. Onları geçtim, Eun yanda uyuyor. Eğer senin bağırışların yüzünden korkup uyanırsa yapacaklarımdan kork."
Felix'in sakin ama bir o kadar tehdit içeren sözlerinden sonra kafa salladı. Hala boğazında ki el çekilmemişti. Nefesini kesmiyordu ama Hyunjin psikolojik olarak boğuluyormuş gibi hissediyordu.
"Eun burada sonuna kadar güvende. Senin korkak korumalarından bin kat iyi polislerle dolu burası. Bu odaya senden ve amirlerimden başkası böyle giremez! Eun ortama karışmadığı sürece, kötülerin varolduğu gibi iyilerinde varolduğunu anlamadığı sürece iyileşemez!"
Tıslar gibi söyleyince Hyunjin yutkundu. Gözleri korkudan kapanırken Felix bacaklarını birbirlerine değdirdi.
"Sen onu dışarıya çıkarmayarak sadece ona kötülük yapıyorsun! Eun'un ihtiyacı olan şey yanında güvenebileceği birilerinin olması. Sekiz aylık olması bir şey değiştirmez. Senden daha akıllı olduğu bariz bir şekilde ortada."
Elini çekip geri çekildi. Hyunjin gözlerini açtığında ateş fışkıran gözlerini onun gözlerine dikti. Hyunjin sadece bakışlarıyla bile titrerken susmayı tercih etti.
"Git şimdi Eun'un yanına, sakinleşip öyle gel. Bebek gibi sakinleştiremem seni."
...
ya abi. racerlix istemsizce böyle haşmetli oluyo tamam mı. pasif yazamıyorum onu bir anda parlıyor ve beni kendine aşık ediyor. of
ŞİMDİ OKUDUĞUN
racer | hyunlix
FanficYılların şampiyon yarışçısı Hwang Hyunjin'in, yarış günü kızı kaybolur. başlangıç; 29.03.23 bitiş; 08.06.23