...
"Acaba meyve yiyebiliyor musun? Gerçi çok küçüksün yiyemezsin."
Felix kendi kendine konuşurken Eunchae ellerini dizlerine vurarak kahkaha atıyordu. Bazen tek elini ağzına götürüp emiyor, bazen de Felix'in kucağına gitmek için ağlamaya başlıyordu. Tabi ki yalandan bir ağlamaydı bu. Sadece Felix'i yanında istediği için ağlıyordu.
Felix onun ağlamasını duyar duymaz kucağına aldığı için bu tekniği bulmuştu üç günde. Babasının yokluğunu fark ediyordu ama etrafında Felix olduğu için pek de umursamıyordu bunu. Hyunjin'in onu bırakmayacağını biliyordu çünkü. Bunun rahatlığıyla Felix ile eğleniyordu.
Şimdi karşısında kendi kendine konuşan bedenle durmadan gülüyordu. Felix'in her hareketi onun gülmesini sağlıyordu. Felix onu güldürmek için ekstra bir çaba harcamadığı için mutluydu çünkü çocuk bakmak nasıl olurdu bilmiyordu.
Bir bebeği nasıl güldürebilir, nasıl susturabilir hiç bir fikri yoktu. Bu yüzden Eunchae ile olmak mutlu ediyordu onu. Eunchae sadece Felix'i istediğinde ağlıyordu. Bu da Felix'in bazen rahatlamasını sağlıyordu.
Üç günde Hyunjin'in konumunu bulmuştu ama o gidene kadar Hyunjin çoktan oradan uzaklaşmıştı. Peşinde ki adamların izini sürmek istiyordu ama Eunchae'nin onu yanında istemesi engel oluyordu işine.
Sürekli bu küçük kızın yanında duruyor, onunla eğleniyordu. Bazen beraber çizgi film izliyor, bazen de ona aldığı bir kaç oyuncakla oynuyorlardı.
Baba olmak gibi bir plânı hiç bir zaman olmamıştı çünkü işi başlı başına ölüme davetti. Geride bırakacağı bir çocuk olsun istememişti ama bu düşüncesi Eunchae ile tanışınca kendini geri plana atmıştı. Gece uyumadan önce sürekli düşünüyordu, Eunchae gibi bir kızı olsa ne olurdu diye düşünüyordu.
"En iyisi sana meyve püresi yapalım. Beni birazcık beklersen babamı arayıp sorabilirim?"
Eunchae ellerini çırparken Felix gülümseyip burnunu öptü.
"Bekle biraz prenses."
Felix kendi babasını ararken Eunchae hala yerde oturuyordu. Felix başında birileriyle konuşurken minik kaşları çatıldı. Felix'in ilgisini istediği için anında ağlamaya başlarken Felix tek eliyle kucağına almış, konulmaya devam etmişti. Eunchae onun omuzunda uyuya kalırken o hala babasını dinliyordu.
✨
"Günaydın güzellik. Uykunu alabildin mi? Umarım alabilmişsindir çünkü karakola gitmemiz gerekiyor."
Eunchae uyku sersemi gülerken yanından gelen minik havlamayla oraya baktı. Felix köpeklerinin odaya girdiğini görünce kaşlarını çattı. Felix izin vermeden buraya gelmezlerdi. Ya bir sorun vardı, ya da köpekleri bebeği görmeye gelmişti.
En minik olan, Lucas bir kez daha havlayıp yatağa çıktı. Eunchae köpekleri tanıdığı için ellerini ona uzattı hemen. Lucas kendini sevdirirken Felix üç büyük dobermana bakıyordu. Üçünün de tetikte duran yüzüyle yataktan kalktı Felix.
"Daisy benimle aşağı gel. Siz de Eunchae'ye bakın, hemen geleceğim."
Dört köpeğinin de başını öptükten sonra beyaz dobermanı alarak aşağı inmeye başladı. Daisy onun önüne geçip havlayınca iyice emin oldu.
Belinde ki silahı çıkartıp mermilerini kontrol etti. Daisy kapının yanına geçip tekrar havlayınca silahını kaldırarak kapıyı açtı.
Karşısında ki beden hemen ellerini kaldırmış, alayla gülmüştü.
"Sanırım bir polisin evine gelirken haber vermem gerekiyor."
...
e bi zahmet haber ver puşt
lucas 🤏🏻
sırasıyla daisy, ari ve simba
-yeis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
racer | hyunlix
FanfictionYılların şampiyon yarışçısı Hwang Hyunjin'in, yarış günü kızı kaybolur. başlangıç; 29.03.23 bitiş; 08.06.23