Eunchae uyumak yerine tekrar kahkaha attığında Felix yorgunca gülümsedi. Tüm gün hem onunla ilgilenmiş, hem de Hyunjin'in peşinde ki adamları araştırmıştı. Bir bebeğe bakmak onu çok zorlamıştı. Normalde tüm gün çalışmaya alışıktı ama ek olarak bir bebek eklenmişti.
Kapı çaldığında Eun'u kucağına alarak kalktı yerden. Kapıya doşru ilerlerken bir yandan da Eun'un yanaklarını sıkıyordu. Beş aylık bir bebek olmasına rağmen yanakları yüzünden sarkıyordu. Kapıyı gülerek açtığında Eun da ona eşilk ederek gülüyordu.
Felix gelen kişiyi gördüğünde kaskatı kesilirken Eunchae halae gülüyordu. Ne olduğu hakkında bir fikri yoktu.
"Ne işin var burada?"
"Felix- konuşmak istiyorum."
"Siktir git!"
Kapıyı kapatacakken karşısında ki beden tutmuş, zorla içeri girmişti. Felix Eun için sessiz kalmaya çalışırken sinirlendiği her halinden belliydi.
"Çabuk evimden git!"
"Kızın mı?"
"Tanrı aşkına sana ne?! Hangi yüzle benim evime gelebiliyorsun Jaewoo?!"
"Konuşalım gideceğim, gerçekten gideceğim."
"Hemen şimdi çık evimden! Yüzünü bile görmek istemiyorum senin!"
Eun kucağındayken Jaewoo'yu eliyle ittirmişti. Jaewoo kapı dışına çıkarken Felix hızla kapıyı kapattı. Sinirden gözleri dolarken Eun'a yansıtmamak için gülmeye çalıştı. Başarısız olunca Eun'u omzuna yatırıp uyutmaya çalıştı.
Eun kolayca uyurken onu yatağa yatırıp etrafına yastık dizdi. Üstünü örttükten sonra kendi üstüne bir hırka alarak balkona çıktı. Balkondan aşağı baktığında Jaewoo'nun hala gitmediğini gördü. Siniri tekrar yükselirken Eun'u kontrol edip aşağı indi.
Bahçe kapısından çıkar çıkmaz karşısına gelen bedene sağlam bir kafa atıp yere düşmesini sağladı. Belinde ki silahı tereddüt etmeden çıkarıp yere eğildi. Jaewoo'nun alnına yaslayıp hissiz bakışlarını üstinde gezdirdi.
"Beş saniyen var Jaewoo. Evimden siktir olup gitmek için beş saniyen var."
"Üzgünüm! Her şeyi için üzgünüm! Yemin ederim beni kandırdı!"
"Orospu çocuğu! Ne anlatıyorsun lan sen?! Sarhoştum da de tam olsun piç kurusu!"
"Gerçekten kendimde değildim."
Felix duygusuz bir kahkaha atıp silahı daha da bastırdı. Jaewoo'nun alnında namlunun izi çıkarken umursamadı.
"Kendinde olmasan ne yazar?! Annemle yattın lan! Annemle! Doğum günümde seni annemle bastım orospu çocuğu!"
Jaewoo gözlerini kapatırken hıçkırık kaçtı dudakları arasından. Felix acımadan bir ayağını kaldırarak Jaewoo'nun penisinin üstüne koydu. Bastırdığı an Jaewoo çığlık atarken yine umursamadı. Eun'un bu seslere uyanması imkansız olduğu için istediği kadar bağırmasına izin verdi.
"Tek yapman gereken bu küçük ve gereksiz şeye sahip çıkmaktı! Ya da en basitinden gelip benden ayrılabilirdin şerefsiz!"
"Felix acıyor!"
"Emin ol benim canım daha çok acıdı! Seni o lanet yatakta annemle bastım lan ben! Ya seni geçtim! Orospu çocuğu olduğunu biliyordum senin ama annemden böyle bir kazık yemeyi beklemiyordum!"
Acısı tekrar gün yüzüne çıkarken ayağını daha da bastırdı. Jaewoo daha yüksek sesle ağlarken Felix acısını ona göstermiyordu. Aksine canı yandıkça ayağını bastırmaya başlamıştı.
"Seni bir daha burada görmeyeceğim tamam mı?! Yoksa haneye tecavüzden hapse girmen için elimden ne gelirse yaparım!"
Ayağını ve silahı çekip yakasından tuttu. Bir hışımla kaldırıp hemen yanında ki havuza fırlattı sanki bir çöpü atarmış gibi. Jaewoo ağlamaktan güçsüz kalan bedeniyle kolayca yerinden oynatılmasına şaşırırken kendini bir anda suyun içinde bulunca küçük bir boğulma tehlikesi atlatmıştı.
"Şimdi siktir git evimden!"
Arkasını dönüp giderken bir yandan da kendi kendine mırıldanıyordu.
"Şimdi havuzu da temizlemem lazım..."
...
racerlix üstümden geçebilir bir şey demem. 🛐
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
