racer | on iki

2.3K 328 73
                                    

...

"Kaldırabileceği bir yaşa geldiğinde, evet. Ne olursa olsun ondan saklayamam, elbet bir gün öğrenecek. Benden öğrenmesi en iyisi."

Felix anlayışla kafa salladığında ikisi de sessizliğe gömüldü. Felix Daisy'nin ona getirdiği papatyayla uğraşırken bir yandan da nereden başlayacağını düşünüyordu. Kalbi atmayı bırakmış gibiydi düşündükleriyle. Daha kendine bile anlatamadığı şeyleri birazdan bir kaç kez görüştüğü bu adama anlatacaktı.

Derin bir nefes alıp elinde ki papatyayı Hyunjin'in kulağının arkasına sıkıştırdı. Sol kulağı onun omzunda olduğu için sağ kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Bu onu gülümsetirken ileride oynayan beş köpeğe baktı. Daisy, Lucas, Ari ve Simba çoktan Kkami'yi aralarına almış gibi gözüküyordu.

İstemsizce bu görüntü onun gülümsemesine neden oldu. Dört köpeği de cana yakın değildi. Sadece bebeklere ve Felix'e karşı nazik oluyorlardı.

"Bana bir kere bir şey sormuştun. Eunchae'yi kaçıran adamın sorgusundan çıkınca konunun sadece o olmadığını belirtmiştin. Haklıydın, konu orada sadece Eunchae değildi."

Burukça gülümseyip elini boynuna attı. Boynunda asılı duran melek kolyesini tutup güç almak istedi.

"Beş yıl önce, çok huzurluydum. Annem ve babam birlikteydi, sekiz yaşında tatlı mı tatlı bir kız kardeşim vardı. Sevgilimle mutluydum, ya da öyle sanıyordum. Mesleğime başlayalı bir yıl olmuştu ve çoktan amirimin gözüne girmiştim. Bunlar benim için huzur demekti. Ciddi anlamda huzur demekti ve ben bunları kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim."

Nefesi teklediğinde Hyunjin, Felix'in kendisine yaptığını yapıp elini sıktı. Felix, bir eli kolyesindeyken, bir eli de Hyunjin'in eli arasındayken güç aldı. Ya da o öyle hissetti, bilmiyordu orasını. Sadece şu an kendini hazır hissediyordu.

"Önce kardeşimi aldılar benden. Eunchae gibi kaçırıldı.. Hem de kimin yüzünden biliyor musun? Öz annemiz yüzünden. Onun ödeyemediği kumar borçları yüzünden kardeşimi aldılar. Ben kardeşimin bedenine bir hafta sonra ulaştım. O depoya gittiğimde-"

Nefesi kesildiği an kolyesini bırakıp boğazına sardı elini.

"Kardeşim kanlar içinde yerdeydi. Sekiz yaşındaydı ya, ölmek ne demek onu bile bilmiyordu. Bir anda huzurlu hayatından alıkonmuştu. Korkmuş biliyor musun? Abisinin onu kurtarması için çok ağlamış, abisinin polis olduğunu haykırıp durmuş, onu kurtaracağına inanmış."

Gözbebekleri titrerken bir yandan da dolduğunu hissediyordu. Ne yapacağını bilmiyordu ama anlatmaya başlamıştı bir kere, sonunu bitirmeliydi. Küçük meleğine söz verdiği gibi güçlü olmalıydı.

"Onu bulduğum gibi hastaneye götürdüm. Kalbi duralı 2 gün olmuş.. O soğuk deponun betonu üzerinde durmuş ölü bedeni. Vücudunda bir sürü kesik buldular, zorlanma izleri. Kaçmak için çok çabalamış..."

Titrek nefesinin ardından hızlıca devam etti.

"Zorlanma izlerinin detaylı incelenmesini istedim. Amirim sayesinde doktorlar daha detaylı bir şekilde baktılar. Kardeşime, o küçücük bedenine istismarda bulunmuşlar."

Hyunjin'in de kendisi gibi nefesinin kesildiğini hissettiğinde hıçkırdı. Devam edemeyecek haldeydi ama bitirmek istiyordu. Sözü vardı meleğine, güçlü olmak zorundaydı.

"Benim kardeşim o adamların elinde acı çekerken annem güya üzüntüden kendini içkiye vurdu. Ben kardeşimin katillerini ararken o sevgilimle yattı."

Gözlerinden akan göz yaşlarına rağmen histerikçe güldü. Kafasını iki yana sallayıp boğazında ki eli indirdi. Eli bu sefer dizine giderken beklemeden sıktı

"İkisi de sarhoş olduğunu savunuyor ama umurumda değil. Ben hem kardeşimi öldürenleri arayıp hem de babamı sakinleştirmeye çalıştım. Kendi acımı umursamadan babamı teselli ettim. O ikisi, biz acı çekerken beraber olmuşlar. Sadece bir kereliğine hata dediler başta, inanmadım. Yatağımda bastım onları, defalarca kardeşimle beraber yatıp, huzurla uyuduğum yatakta bastım. Hemde doğum günümde öğrendim bunu. Daha sonra öğrendim ki, bu ilk kez yaptıkları bir şey değilmiş."

Derin bir nefes aldı sözlerinin hemen ardından. "Annemle bir daha görüşmedim, o piç kurusundan da ayrıldım. Şu an hayatımda sadece babam var.. O da kızının ölümünü, karısının ihanetlerini kaldıramadığı için Amerika'ya taşındı."

Anlatacağı her şey bitmişti, kendisi gibi.

"Bugün annem karakola geldi, onu görünce boğazım yanmaya başladı. Kendimi buraya atana kadar sakin kalmaya çalıştım ama olmadı. Ben onu görmeye hiç bir zaman hazır olmayacağım. Benim tüm huzurumun katili olduğu yetmezmiş gibi yüzsüzce beni görmeye geliyor."

Hyunjin şimdi anlıyordu onu. Kız çocukları hakkında olan bu hassaslığı şimdi anlam kazanmıştı. Ari'nin Eun'a farklı yaklaştığını hatırlıyordu. Büyük ihtimalle Felix'in kız kardeşine de çok düşkündü. Daha kötü şeyler hatırlatmamak için sussada kafasını kaldırdı.

Felix'in kırmızı gözlerini görünce anlayışlı bir şekilde gülümseyip yanaklarını kavradı.

"Acını anlayamam, ne hissettiğini bilemem ama düşündüklerini gözlerinden görebiliyorum. Sen güçsüz değilsin Felix, aksine, sen bu hayatta gördüğüm en güçlü insansın. Bir şey ifade eder mi bilemem ama, ne zaman kardeşini özlersen Eun'u görebilirsin."

"O zaman her gün görmem gerekecek." Alayla söylediği bu şeyi Hyunjin ciddiye aldı.

"Eun'un bakıcısı ve korumaları her gün onu sana getirebilir, sorun değil. Sen yeter ki ağlama, çillerinin göz yaşların yüzünden belirginleşmesini sevmedim. Ve ben, Hwang Hyunjin, sevmediğim şeylerin hayatımda olmasını istemem. O yüzden bunda sonra ağlama olur mu?"

...

racerlix göründüğünden çok daha güçlü, kırılmaz duvarının arkasında ki gerçekler onu her ne kadar yıkmaya çalışsa da o daha çok güçleniyor ;")

racerlix göründüğünden çok daha güçlü, kırılmaz duvarının arkasında ki gerçekler onu her ne kadar yıkmaya çalışsa da o daha çok güçleniyor ;")

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
racer | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin