...
"Felix!"
Hyunjin'in bağırışı koca evde yankılanırken Felix sırıtarak hareketlerini hızlandırdı. Hyunjin aldığı haz yüzünden derince inlerken kendini kasmıştı. Felix etrafını saran sıcak duvarların etkisiyle kafasını geriye attı. Adem elması ortaya çıkarken Hyunjin düşünmeden dikleşti. Felix'in ensesine elini attığı gibi kendine çekti. Dudakları onun adem elmasını bulurken Felix inleyerek hareketlerini hızlandırdı.
İkili bir haftadır görüşemedikleri için birbirlerini çok özlemişlerdi. Özellikle Hyunjin. Bu yatakta eşi olmadan uyumak ona iğrenç hissettiriyordu. Felix onun ilacı gibiydi. Rahatsız olduğu ne varsa, yanına Felix geldiğinde rahatlıyordu.
"Hızlan! Aşkım hızlan!"
Felix eşinin isteğini dikkate alarak hızlandığında Hyunjin inleyerek kafasını tekrar yastığa gömmüştü. Yıllar geçse de bu hisse alışamıyordu, aksine her seferinde tecrübesizmiş gibi hissediyordu kendini.
"İçin... Sikeyim!" Derin nefesleri arasında zorlukla konuştu Felix. Aletinde bir nabız gibi atan, sürekli kendini kasan duvarlar yüzünden erken boşalacaktı. "Beni öyle bir sarıyorsun ki!"
Hyunjin olduğu yerde kıvranarak Felix'in içine daha çok yerleşmesini sağladı. Felix hissettiği derinlik yüzünden delirecekmiş gibi hissediyordu. Bu adam ne yaparsa yapsın Felix'i delirtiyordu. En ufak bir tebessümü bile çıldırtıyordu. Kıskanmadan edemiyordu. Kızı ve kardeşi hariç kimseye gülümsemesini istemiyordu.
Hyunjin onundu, sadece onun.
Hyunjin'in elleri istemsizce Felix'in sırtına gitti. Ezbere bildiği yaranın üzerinde durdu eli. Felix tüm gücünün çekildiğini hissederken Hyunjin eşinin boynunu öpmüştü.
"Benden bir şey saklamayı bırak artık."
Felix sertçe yutkunduğunda hareket eden adem elmasına baktı tekrar. Dişlerini oraya geçirdiği an Felix'in hareketleri daha da hızlandı. Zayıf noktası burasıydı.
Dağ gibi adamı yıkabilecek güçte ki tek insan Hyunjindi. İkisi de bunun bilincindeydi.
Hyunjin dişlerini çektiği an Felix rahatlayarak kafasını çekti. Ancak çok uzun sürmeden Hyunjin tekrar onu kendine çekip dudaklarına kapandı. Hareketleri anlık sekteye uğrasa da kısa sürede toparlayıp daha sert vurmaya devam etti.
Dudakları sertçe, ıslak bir sesle ayrıldığında Felix Hyunjin'in kulağına eğildi. Bilerek nefes alışverişlerini kulağına doğru yaparken Hyunjin nefesini tuttu istemsizce.
"Neden bu kadar hırslıyım biliyorsun değil mi?"
"Hatam yüzünden. Im!"
Sonda inleyerek kafasını arkaya attığında Felix çenesini kavradı. Kafasını düz hale getirip konuşmaya devam etti.
"Hatanı bilmem güzel bir şey, ama bu cezanda indirim uygulayacağım anlamına gelmiyor."
Baş parmağı ve işaret parmağının baskısını arttırdı. Hyunjin iki yanağında da hissettiği acıyla inleyerek kafasını hareket ettirmek istedi. Felix'in eli buna engel olduğunda ağlamaklı bir sesle ona baktı. İçinde ki aletin her saniye daha da hızlandığını, daha da sertleştiğini hissediyordu.
"Kendini bir kaç saatte olsa benden uzaklaştırdığın için çok büyük bir ceza alacaksın Lee. Bir hafta önce göreve gitmesem, bunu bir hafta önce yapacaktım ama şans. Bir hafta daha rahat oturmanı sağlamış oldum."
"Felix!"
İnleyişi tekrar yükselirken titreyişini durdurmaya çalıştı. Felix böyle konuştukça şuurunu yitiriyormuş gibi hissediyordu. Kalbi göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
racer | hyunlix
FanfictionYılların şampiyon yarışçısı Hwang Hyunjin'in, yarış günü kızı kaybolur. başlangıç; 29.03.23 bitiş; 08.06.23