Eunchae bahçede koşarken arkasından gelen köpekler onu takip ediyordu. Hiç biri de ona yaklaşmıyordu, kendi başına eğlenmesine göz yutmuş gibilerdi. Bir tek Ari, Eunchae'nin peşinden gitmek yerine yanında koşuyordu. Her türlü tehlikeye karşı onun yanında koşuyordu.
Eunchae kocaman bahçenin her köşesine ayak basmıştı gün içerisinde. Bugün ekstra olan neşesi tamamen doğaldı ona göre. Bir gün sakinken ertesi gün enerjisi tavan yapıyordu. Ondan sonra ki gün her yeri ağlayarak birbirine katacak asabiliği gösteriyordu.
İki adam da onun bu hallerine alışmıştı.
Eunchae onlara yaklaşan bir arabayı gördüğünde durdu. Diğer köpekler de dururken Eun korkarak Ari'nin yanına gitti. Ari onun önüne geçerken diğerleri de kalkan oluşturmuştu ona, sadece Daisy yanında duruyordu.
Eun arkasını dönüp koşmaya başlayınca köpeklerde onu takip etti. Arabadan inen takım elbiseli dört adam bağırarak peşlerinden giderken Eun daha fazla korkarak kendini bilmediği bir yola soktu.
Koşuşu tabi ki hızlı değildi, üç büyük adımda yakalayabilirdiniz ama etrafında ki köpekler buna engel oluyordu. Ari ve Simba hala arkalarından koşan bedenleri engellemek için durup arkalarını döndüler. Bu sefer onların üstüne doğru koşarken adamlar korkuyla geri geri adımladılar.
Eun hala koşarken kendini güvende hissedeceği bir yer arıyordu. Bedeni istemsizce karanlığa çekilirken engel olamadı. Üç köpeğin huzursuzca hırlamasını umursamadan karanlık, mağara tarzı yere girdi.
✨️
Günümüz,
"Merhaba güzellik."
Eun tanıdığı bedenle ona doğru atılırken bakıcısı karşı çıkmadı. Eunchae'yi ona verip kolunda ki çantayı yere indirdi.
Eun, Felix'in dudağına vurduğunda Felix gülümseyerek minik burnunu öptü. Yeşil gözleri etrafı taramaya başladığında kucağında döndürüp sırtını göğsüne gelecek şekilde kucakladı. Eun etrafına daha detaylı bakarken onlara doğru gelen beden yüzünden kendini bakıcısında buldu.
Felix, Chan amirini görmesiyle Eun'u bakıcısına vermiş, saygıyla eğilmişti hemen. Arkasında duran Minho amirini de gördü.
"Buyurun amirim."
"Sana yeni bir görev verildi, dosyayı inceledin mi?"
"İnceledim amirim, kabul ettiğimi iletmiştim aslında."
"Bana böyle bir bilgi gelmedi. Her neyse, göreve giderken Seungmin'i de almanı istiyorum. Senin yanında daha iyi işler yapacağına eminim."
Felix bunun altında yatan bedeni çok iyi biliyordu. Lee Minho. Seungmin'in ne kadar göreve çıkmak istediğini bilse de bir şey yapamıyordu onun için. Büyük ihtimalle amiri öğrenmişti bunu ve göreve gönderiyordu onu.
Amirine kafa salladı, onlar uzaklaşmaya başladığı an Eun'u tekrar kucağına alıp arkasında ki sandalyeye oturdu.
"Nasılmış bakalım bugün benim inci gözlüm."
Eunchae gülerek ellerini salladığında Felix de güldü. Onu omuzuna yatırdıktan sonra sırtını sıvazladı. Eun oracıkta mayışırken Felix de gözlerini kapatmıştı. Yıllardır olmadığı kadar huzurluydu bu bebeğin yanında.
Eun'u her kucağına aldığında farklı şeyler hissediyordu. Dün gece öğrendiği şeylerden sonra daha da fazlalaşmıştı bu hissettikleri. Eun'u koruması gerektiğini hissediyordu. Bu minik kızın hayatı boyunca mutlu olması gerektiğini düşünüyordu.
"Çok yakınsınız, yine."
Hyunjin'in sesiyle gözlerini açarken hızlıca Eun'a baktı. Uyuya kalmıştı. Gülümseyerek sarı saçlarının arasına öpücük bıraktı.
"Bu minik şekerpareyi görünce duramıyorum. Isırasım geliyor."
Hyunjin de ona katılarak güldü. Yavaş adımlarla Felix'e yaklaştı. Felix kalbinin ritmini kontrol edemezken Hyunjin onun nefes alışlarının hızlandığını fark etti. Bu onun sırıtmasına yol açarken kızına olabildiğince yaklaşıp saçlarını öptü.
Daha sonra Felix'in yüzüne yaklaşıp, kafasını biraz daha aşağı indirerek burnunu, Felix'in boynuna sürttü. Felix'in nefesi kesilirken put gibi kalmıştı olduğu yerde.
"Çilek kokuyorsun. Ayrıca, hafif bir sigara kokusu da var. İçtiğini sanmıyorum, muhtemelen yanında içmişler. Silik bir koku kalmış üzerinde."
"En yakın arkadaşım içiyor."
"Yanında içmesine izin vermemelisin Lix, çilek kokunu bastırmasına izin verme. Kendi kokun çok güzel. Bir de, artık her gün göreceğin bir bebek var, sigara onun için çok zararlı."
"Tamam, içmem."
Hyunjin gülerek kafasını biraz yana götürüp Felix'in omzunda ki minik eli öpmüştü.
"Güzel, çünkü benim kadar sende göreceksin onu."
...
artık öpüşmeliler diyenler...
çocuğum çok güzel gülüyo 🥺
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
