...
"Efendim?"
Felix çalan telefona uyandığında gözlerini zorla açarak etrafına baktı. Kendi telefonunun çaldığına emindi. Gözleri odayı turlarken yan tarafında hissettiği hareketlenmeyle o tarafa döndü. Hyunjin de onun gibi telefon sesine uyanmıştı belli ki. Ancak Felix uyanmasın diye telefonu açmıştı ama işe yaramamıştı bu.
Felix'in uyandığını görünce elini saçlarına atıp okşamaya başladı. Felix tekrar mayışıp uykuya dalarken Hyunjin karşı tarafı dinliyordu.
"Gerçekten pişmanım. Defalarca kapına geldim ama yoktun. Ulaşamıyorum sana."
Telefonun diğer ucunda ki adam hıçkırarak bir şeyler anlatmaya çalışırken Hyunjin ne dediklerini anlayamıyordu. Sürekli olarak pişman olduğunu söyleyen bir beden vardı ama bunun kim olduğunu bilmiyordu.
İçini saf bir kıskançlık kaplarken boğazını temizledi. Adamın bahsettiği kişi şu an yanındaydı, saçlarıyla oynatarak uyutuyordu. Belki de kimine göre gereksiz kıskançlık yapıyordu ama ona göre yerinde bir kıskançlıktı. Felix yanında olsa bile içinde hep bir şüphe vardı.
Felix ona yakın olsa da sevdiğini söylememişti hiç. Belki de sevmiyordu. Bu düşünce bile gözlerini doldururken hala konuşan adama odaklanmaya başladı.
"Yemin ederim kendimde değildim ben. Bana bir şans ver lütfen. Söz veriyorum bu sefer seni aldatmayacağım. Bu sefer gerçekten mutlu olacağız."
Hyunjin bu cümlelerle onun kim olduğunu anlamış, rahatlayarak bir nefes vermişti. Felix'in onu aldatan bir adama geri dönmeyeceğinin farkındaydı. Her şeyi anlattığı gün gözlerindeni saf bir nefret vardı Felix'in. Bunun rahatlığıyla konuşmaya başladı.
"Felix şu an uyuyor. Sonra aramayı lütfen deneme, eminim açmaz."
Telefonu kapatıp komodine koydu. Felix'in yanına uzanırken kendisine anında sığınan bedenle gülümsedi.
Üç gündür Hyunjin ile kalıyordu Felix. Hyunjin'in kıvrak zekası o geldiği gün iyi çalışıyordu. Bir bahaneyle Felix'in kendi odasında, yatağında yatmasını sağlamıştı. Üç gündür onun kokusuyla uyuyordu.
"Kim aramış?"
Felix'in derin sesine zaten düşüyordu, şimdi buna bir de uykulu sesi eklenmişti. Normalden daha kalın olan sesle bir an cevap veremedi. Felix'in kafası boynunda hareketlenince gözlerini kırpıştırdı.
"Eski sevgilin.."
"Hm? Niye aramış?"
"Özür dilemek için." Dudağını dinleyerek söylediği şeyden sonra Felix'in cevabını bekledi. Felix kısa bir süre sonra ona cevap verince ona odaklandı sadece.
"Telefonumun şifresi yok, engeller misin numarasını?"
Hyunjin'in kalbi duyduğu şeyle depara kalkarken kafa salladı. Transta gibi hissediyordu kendini. Felix'in o adamı unutması, hatta nefret etmesi onu mutlu ediyordu.
"Engellerim.."
Felix kısa bir 'hıhı' mırıldanmasından sonra tekrar uykuya daldı. Hyunjin onun saçlarını sevmeye devam ederken yeni bıraktığı telefonu alıp açtı. Direkt az önce konuştuğu numarayı engellerken derin bir nefes almıştı. Telefonu bırakıp Felix'e daha çok sırnaştı.
Şu an Eun'dan bir farkı yoktu, biliyordu bunu. Umursamadan gözlerini kapattı. Uzaktan bakılınca birbirlerine yapışıkmış gibi görünüyorlardı ama bu önemli değildi. Hyunjin bu adamın kokusunu yakından aldığı için mutluydu. Her seferinde onu zorlayan bu adamın kokusu her şeye bedeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
racer | hyunlix
FanfictionYılların şampiyon yarışçısı Hwang Hyunjin'in, yarış günü kızı kaybolur. başlangıç; 29.03.23 bitiş; 08.06.23