racer | altı

2.8K 374 97
                                    

bi şey fark ettim... ben ne zaman racer için bölüm yazmak istesem hep canım bi şey istiyo ve kendimi mutfakta buluyorum. sonuç; bölümü yazmam 2 hafta sürüyo

...

"Yorgunluktan bayılmana ramak kaldı ama hala bir adam peşinden koşuyorsun."

Seungmin'in söylenmesiyle kafasını kaldırdı bilgisayarından. Sorgu odasında adamı dövdükten sonra sadece bilgisayarda ki işlerini halletmeye çalışmıştı. O adamın tek olmadığını biliyordu. Çok zengin olmadıkça öyle bir geminin kiralanması bile zordu. Bu yüzden iki gündür bu işte ki yandaşları araştırmaya başlamıştı. O adamla bağlantılı olan her şeyi not almıştı.

"O bir adam, beş aylık bir çocuğu kaçıracak kadar kalpsizse yorgunluktan bayılsam dahi peşinden koşarım Seungmin."

"Anlıyorum, tetikleniyorsun ama dinlenmen gerekiyor. Dinlenmezsen yorgun kafayla doğru bir iş yapamazsın."

Felix ona hak veriyordu ama her şeyden önce bu davayı kapatmalıydı. O yüzden onu dinlemeden işine söndü. Seungmin 3 yıldır onun ekibindeydi ve gerçekten çok yakınlaşmışlardı. Abi-kardeşten farkları yoktu. Felix'in koskoca karakolda güvendiği tek kişi belki de Seungmindi.

"Sevgilim, çıkalım mı? Annem bizi bekliyor."

Seungmin, Jeongin'in sesini duyduğunda arkadaşına bakarak kafa salladı. Tavrını belli etmek için saygılı bir şekilde eğildi -arkadaş olduktan sonra ikisi de saygı göstermek için olan hiç bir harekette bulunmamıştı.-

Felix onun eğildiğini görünce derin bir nefes alarak Jeongin'e baktı. Jeongin onun ne demek istediğini gözlerinden bile anladığında kafa salladı. Sevgilisini de alarak odadan çıktıklarında Felix gözlüklerini çıkardı.

"Buraya böyle giremezsiniz beyefendi! Önce sormamız gerekiyor!"

Kapısının önünden gelen sesle kafası biraz olsun dağılırken ayağa kalktı. Kapıyı açtığı an gördüğü bebekle kaşları kalkarken onun tanımadığı bir yüzün kucağında olması garip gelmişti. Hyunjin'in onu başkasına bırakmasına gerçekten şaşırmıştı.

"Lee Felix değil mi?" Felix'in onayına ihtiyaç duymadan devam etti sözlerine. "Ben Hwang Hyunjin'in arkadaşıyım. Eun'u da alıp size gelmemi istedi. Size güvenebilirmiş bir tek."

Eun kendini Felix'in kollarına atmaya çalışırken Felix daha fazla onun tatlılığına kayıtsız kalamadı. Kucağına aldıktan hemen sonra yanağında minik bir el hissetti. Eun onun yanağını okşarken o nefes nefese kalan adama bakıyordu.

"Hyunjin Eun'un tehlikede olduğunu düşünüyor. Onu kaçıran adamın tek olmadığını ve yakalanmayan adamın Eun'un peşinde olduğunu söyledi."

"Kendisi nerede?"

"Kendisi herkesten önce hareket etti. Eun'un güvende olabileceği tek yer sizin yanınızmış, o yüzden beni buraya yolladı."

Eun Felix'in kucağında, onun yanağını tutarken gülüyordu. Etrafında ne döndüğünü bilmiyordu ama Felix'i tekrar gördüğü için sevinmişe benziyordu.

"Pekala, buyrun içeri geçin. Bunu konuşalım."

Felix, Eun'u getiren adamı evine yollamış, verdiği kağıdı inceliyordu. Eun çoktan uyumuştu. Masasının karşısında ki rahat koltukta yatıyordu.

Daha fazla beklemeden kağıdı açtı. Karşılaştığı el yazısı güzel göründü bir an gözüne.

'Kızım sana emanet komiser. Ona en az benim kadar iyi bakabileceğini biliyorum.'

Kâğıtta sadece bunlar yazıyordu. Sinirle kağıdı avucunun içinde top haline getirdi. O topu da çöpe atıp sandalyesinden kalktı. Neredeyse üç günün sonunda evine geri dönecekti. Bu bile onu geriyordu.

Eun uyuduktan sonra Hwang Hyunjin hakkında kısa bir araştırma yapmıştı. Yıllardır kaybettiği tek bir yarış bile yoktu. Katıldığı her yarışı büyük bir farkla yenmişti.

Düşmanları sayılamayacak kadar çoktu ama bunu umursamadığı her halinden belliydi. Şu ana kadar hiç bir düşmanının ona zarar vermeye kalkmadığı belliydi. İlk saldıranın hedefi de kızı olmuştu.

Hiç evlenmemişti, bu yüzden Eun'un sevgilisiyle çocuğu olduğunu düşünmüştü. Neden ona bırakmadığını düşünürken kadının öldüğünü görmüştü. Eun'un annesi doğumda hayatını kaybetmişti. Bunu gördüğünde Eun'u izlemişti yarım saat boyunca.

Hiç bir bebeğin annesiz büyümemesi gerektiğini düşünüyordu. Onların sevgisiyle büyümüş çocuklar genelde daha mutlu olurdu ona göre.

Kafasından her şeyi atıp Eun'u kucağına aldı. Eun'un kafası direkt olarak omuzuna düştüğünde gülümsedi. Saçları arasına bir öpücük bıraktı.

"Sanırım bir süre benimle kalacaksın minik peri."

...

racerlixi çok seviyorum çünkü gerçekten çok güçlü. Bir süre sonra onun yaşadıklarını da anlatacağım ama şimdilik diyeceğim tek şey, onun yıkılmaz bir gücü var.

-yeis

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

racer | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin