racer | yirmi beş

1.7K 279 95
                                    

...

"Ben sana tam iyileşmeden karakola gelmeyeceksin demedim mi?"

"Güzelim, esip gürlemeden önce beni bir dinlesen mi?"

"Tamam, dinliyorum."

"Neden buradayım hiç bir fikrim yok. Amirim yaralı olduğumu bildiği halde çağırdı. Bende önemlidir diye geldim."

"Az önce Felix amirim birine hesap mı verdi?"

Hyunjin'in arkasında ki polisler şaşkınlıkla amirlerine bakarken Felix'in kızgın bakışlarına maruz kaldılar. Felix onlara daha fazla takılmadan Hyunjin'e döndü. Seungmin sırıtırken Felix boğazını temizledi.

"Peki neden haberim yok bundan?"

"Uyuduğun için sessizce çıktım."

Hyunjin'e karşı kısılan sesi emrinde ki polisleri daha da şaşkına çevirirken Felix kendisine atılan bebeğe baktı. Eunchae Hyunjin'in kucağında durmak istemeyip Felix'e gitmeye çalışıyordu. Felix birazcık tırstığı için Eun'u almıyordu. O almadıkça Eun daha da deliriyordu.

"Yine de haber verebilirdin?"

"Uyuyordun-"

"Uyumam bir sebep mi Felix?"

Felix oflamamak için kendini zor tutarken Minho'nun gelmesiyle amirine döndü. Tüm polisler kısa bir eğilmeden sonra kalktılar.

"Felix, tanışmanı istediğim biri var. O yüzden bu halinle çağırdım seni."

"Önemli değil efendim. Kiminle tanışacağım?"

Minho arkasını dönüp gittiğinde Felix onu izledi. Odasına girdiğini görünce Hyunjin'e dönüp ona yaklaştı. Hyunjin'in dudağının kenarını öpüp çekilmeden Eun'un da saçlarını öptü.

"Odamda bekleyin, gelirim birazdan ben. Eğer bir sorun olursa Seungmin'e söylersin olur mu? Odaya geldiğimde sorarsın hesabını."

Felix hızla amirinin peşinden giderken Hyunjin gülümsemişti. Felix'in odasına doğru ilerlerken arkasından gelen adımlarla durdu. Tanımadığı bir polisler kaşlarını çatarken polis gülümsedi.

"Merhaba efendim, ben Ryujin. Felix amirim iki gün önce beni bilgilendirmişti. Siz geldiğiniz zaman ya Seungmin sizinle ilgilenecek ya da ben."

"Seungmin gelse olur mu?"

"Seungmin'in gelebileceğini sanmıyorum çünkü şu an işi var. Tanımadığınız için gerildiğinizi biliyorum ama merak etmeyin lütfen. Felix amirin güvenmese sizi bana emanet etmezdi."

Hyunjin derin bir nefes alıp kafa salladı. Felix'in odasına girip koltuğuna oturdu. Eun'u yere bıraktığında minik bebek cama doğru emeklemeye başladı.

"Felix'in işi tahmini ne zaman biter? Yorulmasını istemiyorum."

"Bilmiyorum efendim. Amirlerimiz de o toplantıya girdi. Uzun sürme ihtimali var."

Hyunjin gözlerini kızından çekmezken bir yandan da Ryujin'i dinliyordu. Kafasını sallayıp onayladı onu. Eun camdan dışarıyı izlerken Hyunjin kalkıp yanına ilerledi. Eun'u kucağına aldıktan sonra beraber dışarıyı izlemeye başladılar. Odanın manzarası yeterince güzeldi ve Eun'un ilgisini çekiyordu.

"Kaç aylık?"

"Bir yaşına girecek bir kaç güne."
(Açıklamamı baştan yapayım, Felix'in görevde kalma süresiyle birlikte Eun şu an 11 aylık.)

"Konuşabiliyor mu?"

"Mama dışında bir kelimesini duymadım henüz."

"Çok tatlı gerçekten."

Hyunjin kızın çabasına göz devirip arkasını döndü. Kafasıyla teşekkür edip tekrar cama döndü. Eun cama ellerini vurmaya başlayınca Hyunjin neye baktığını gördü. Minik bir kediye bakıyordu.

"Ne var orada bebeğim?"

Eun ellerini çırpmaya da başlayınca daha da gülerek yanağını öptü. İstemsizce yaptığı şeyler bir gün Hyunjin'in kalbine indirecekti, buna emindi.

"İyi görünmüyorsunuz amirim."

Hyunjin hızla arkasını dönerken Felix'i görmesiyle gülümsedi. Daha sonra ona inceleyince gözlerinin kıpkırmızı kesildiğini fark etti. Kaşları çatılırken ona ilerledi. O sırada içeriye Seungmin girmişti. Arkadaşının kötü olduğunu görünce işini bırakıp gelmişti.

"Ne oldu sana?"

"Konuşmak istemiyorum."

Sesi aşırı derecede derinden gelmişti. Ağladığı her halinden belliydi. Hyunjin Eun'u Seungmin'e verdiğinde Seungmin hızlıca aldı minik kızı. Ryujin de onlarla birlikte dışarı çıktı. Hyunjin Felix'i oturmadan önce kendine çevirip sarıldı. Felix titrek bir nefesle ona sarılırken gözlerini kapattı. İhtiyacı olan Hyunjin ve Eun'du ancak minik bebeğin psikolojisini daha da bozmak istemiyordu.

"Ne oldu? Neşeyle gittin oraya.."

"Hyunjin.."

"Söyle hadi, rahatlaman için gerekiyor bu."

"Ben- Ben bilmiyorum."

Bir anda ağlamaya başlayınca Hyunjin ne yapacağını bilemeyerek onu koltuğa oturttu. Felix oturmak yerine direkt uzanıp onu da göğsüne çekti. Hyunjin'in boynuna sığınıp ağlamaya devam ediyordu. Hyunjin konuşmak istese de bir şey diyemiyordu. Felix'in ona sarılarak ağlaması tüm beynini alaşağı ediyordu.

"Sadece uyuyalım tamam mı? Daha sonra anlatacağım söz veriyorum."

"Neden evimize gitmiyoruz? Hem Eun da burada, onu kimseye emanet etmek istemiyorum."

Felix kafasını sallayınca göğsünden kalkıp göz yaşlarını sildi. Yanağında takılı kalan yaşları öperek dudaklarına geçmesini sağladı.

"Her ne olduysa rahatça anlatabilirsin bana, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum. Güvendiğim tek insan sensin.. Saçma bir şekilde hayatıma girip hayatım oldunuz ikiniz de."

...

TAHMİNLERİ ALALIM NOLDU ACABA

💀

💀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
racer | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin