Oturduğu koltuktan kalkıp karşısında yatan bedene ilerledi. Felix arkasını dönerek uykuya dalmaya çalışmıştı ama başarısız olmuştu her seferinde ki gibi.
Felix'i yattığı yerde ters çevirip kırık kolunun üstte kalmasını sağladı. Felix güldüğü için sağlam olan omzuna yumruk yemişti.
"Beni mi kandırdın?"
"Tanrı aşkına! Küçük çocuk bile kırık bir kolun üstüne yatılmayacağını bilir. Acımasa bile yatılmayacağını bilir."
Hala kahkahasını tutamazken Hyunjin somurtarak yerine geçti. Felix masanın üstünde ki telefonunu alıp Hyunjin'in bu halini çekti.
"Sana Eun'u göstermeyceğim."
"Eun'u her gün göstereceğine dair söz veren sensin Hyunjin. Sözünü tutmazsan aklımda öyle kalırsın."
Tek omuzunu silkip telefonunu bıraktı. Tekrar gözlerini kapatırken kapının çalmasıyla oflayarak bağırdı.
"Seungmin anahtarın var niye kapıyı çalıyorsun?!"
"Seungmin olduğunu sanmıyorum."
Hyunjin narin sesiyle konuşup kalktığında o da gözlerini açtı. Bakışları onun üzerinde gezinirken kapı açılır açılmaz gelen bebek sesiyle istemsizce güldü. Eun'un neşeli gelen sesi onu mutlu ederken yerinde dikleşti.
Yarım dakika gibi bir süre de kucağına gelen bebekle kolunu umursamadan sardı minik bedeni.
"Koluna dikkat et."
Hyunjin'in uyarısını umursamadan Eun'u sevmeye başladığında minik bebek kıkır kıkır gülmeye başlamıştı. Felix onun güzelliğine dibi düşercesine bakarken Hyunjin Jisung ile konuşuyordu.
"Merhaba prenses."
Eun Felix'in kucağında kıpırdanırken bir yandan da boynunda asılı olan askıyla oynuyordu.
"Çok mu sevdin sen onu?"
Eun'un tiz çığlığını duyduğunda gülerek yanağını öptü. Eun öpücükleri sevdiği için Felix'in boynuna yatıp elini dudağına götürdü. Felix dudağında ki eli öpüp kafasını ona yasladı. Eun bir süre Felix'in dudağına ilgilenip inmek istediğinde Felix dikkat ederek yere indirdi onu.
Eun emekleyerek bildiği evi turlarken Ari'nin sesini duymasıyla oraya baktı. Minik hareketlerini hızlandırıp sesin geldiği yere gitmeye başladı. Bahçe kapısına kadar geldiğinde gidememesiyle Felix'e baktı. Felix ona güldükten sonra kalkıp yanına gitti. Kucağına alıp dışarı çıktığında dört çocuğu da etrafına toplandı. Felix hepsini severken Eun'u çimlere bırakmıştı.
Kendi de çimlere oturduğunda onları izlemeye başladı. Hepsi de Eun'un yanına toplanmış oyun oynamaya çalışıyorlardı. Felix bir süre sonra yanına oturan bedeni hissettiğinde eli belinde ki silaha gitti.
"Sakin ol şampiyon." Hyunjin gergince güldüğünde elini çekti silahından. "Hasta halinle bile silah mı taşıyorsun belinde?"
"Zorunlu hissediyorum diyelim."
Ağrısı olsa da dizlerini kendine çekip bir kolunu koyarak üstüne yattı. Diğer eli havada asılı kalmıştı.
"En büyük korkun ne?" Hyunjin rastgele bir konuya giriş yaptığında gülerek ona baktı. Sorduğu soru bir anda sormak için garipti.
"Sanırım katil olan birine karşı bir duygu hissetmek. Yani ben bir polisim, ne kadar aşık olsam da onu teslim etmek zorunda kalırım. Vicdan olarak çok rahat olurdum ama kalp olarak huzursuz hissederdim sanırım."
Hala gülerken omuz silkip Eun'u izlemeye devam etti. Minik bebek emekleyerek önünde giden 3 köpeği takip ediyordu. Ari Eun'un yanında yavaş adımlarla gidiyordu.
"Senin en büyük korkun ne?"
"En büyük korkum ablamı kaybetmekti, onu yaşadım. Şu an ki en büyük korkum Eun'un büyüyünce beni anlamayıp bırakması. O ciddi anlamda her şeyim."
"Annen ve baban? Ayrı olduklarını biliyorum ama-"
"İkisi de umurumda değil. Biri kızının evlenmeden hamile kalmasıyla onu reddetti, diğeri torunu doğduğunda onu istemedi. Şimdi görmek istiyor ama ben izin vermiyorum. Sanırım en son kaçırıldığı gün gördü Eun'u. Arkadaşımı tehdit ederek yerimizi öğrenmiş."
"Sanırım ablanı reddeden baban?"
"Baba demezdim ama evet, ablamı reddeden kişi o'ydu."
Hyunjin umurunda değilmiş gibi omuz silktiğinde Felix de konuyu kapattı. İkisi de minik bebeği izliyordu. Hyunjin hala biraz korkuyla izlerken Felix köpeklerine güvendiği için rahattı.
Simba durunca Felix kaşlarını çattı. Siyah köpek havlamaya başladığı an diğerleri de ona katıldı.
"Eun'u al."
Felix hızla yerinden kalkarken Hyunjin onun telaşına kapılıp kalktı. Bir kaç adımda bebeğinin yanına gidip kucağına aldı. Felix silahını belinden çıkarıp kavradı. Ön bahçeye giderken köpekleri önden gidiyordu.
Gördüğü bedenle ağzı şaşkınlıkla açılırken kafası sola düştü. Silahı tutan eli gevşemişti.
"Baba?"
...
bölüm hakkında yorum yapmıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
