◇28◇

70 8 21
                                    

(Yeonjun'dan)

"Bir kaç soru sorsam rahatsız olur musun?" diye sordum. İlk önce izin almalıydım tabi ki. Başını sağa sola salladığında "Annen nerde şuan?" diye sordum.

Çocuğun yüzü düşmüştü, halıyı incelemeye başlamışken "O yakın bir zamanda öldü." dedi. Çok salakça bir sorudan başladığımı hissettim o an.

Çocuğun yüzünü görebilmek için biraz eğildikten sonra "Ben özür dilerim." dedim. Başını tekrar iki yana salladı. Kafasını kaldırdığında dolu gözleri içimi parçaladı sanki.

Soobin hala elimde olan elini ayırıp çocuğun önüne oturdu. Ellerini alıp okşamaya başladı. Çocuk başta şaşırdı sonra tekrar bana döndü. Bunu 'devam edebilirsin' diye algıladığım için devam ettim.

"Neden burdasın?" diye sordum. "Annem öldükten sonra bize bakan korumalar eşyalarımı toplamamı söyledi. Onları dinlemek zorunda olduğumdan hemen yaptım ve buraya geldik." diye cevapladı.

'Anladım' dercesine kafamı salladım ve "Son bir soru daha az önce çıkan adam seninle ne konuştu?" dedim. En merak ettiğim şeye gelmiştim.

"Çok konuşmadı. Sadece artık burda kalıcağımı söyledi ama bakışları çok korkutucuydu. Beni sevmediğini çok açık belli ediyordu o bakışlar." dedi üzgün görünüyordu.

Soobin'in yanına geçip oturduktan sonra "O bakışlar için özür dilerim. Artık sana sevgiyle bakıcak iki hyung'un var tamam mı?" dedim neşeli olmaya çalışarak.

Heyecanla gözleri kocaman açıldı ve gözyaşlarını silip "Gerçekten mi!" diye sordu. Soobin saçlarını karıştırıp "Gerçekten tabii." diye cevapladı.

Soobin'in çocukları bu kadar sevdiğini asla tahmin edemezdim. Onlara gülümseyerek bakarken aklıma saat geldi. Duvar saatine baktığımda epey bir zaman geçtiğini farkettim.

Tekrar çocuğa dönüp "Bizim şimdi gitmemiz gerekiyor. Yarın bir daha gelicem ve bu sefer sende geliceksin." dedim. Çocuk ile Soobin gülümseyen ve aynı zamanda şaşırmış bir tiple dönmüştü bana.

Çocuk hemen sonrasında başını olumlu anlamda salladı. "Şeyy hyung adınız ne?" diye sordu biraz çekinerek. "Söylemedim değil mi? Ben Yeonjun bu hyungun adı da Soobin. Peki seninki ne?" diye cevapladım çocuğu.

"Bende Riki. Nishimura Riki ama arkadaşlarım genelde Niki diyordu. Sizde öyle diyebilirsiniz." dedi ve ekledi. "Siz adınızın Yeonjun olduğunu söylemiştiniz değil mi?" Beni işaret ediyordu.

Başımı şaşkınca aşağı yukarı salladım. Bir anda oturduğu yerden kalktı ve Soobin ile beni şaşırtarak aramızdan geçti. Soobin ile şaşkınca birbirimize bakarken elinde zar zor taşımaya çalıştığı bavulla geri döndü.

Ben anlamaz gözlerle bakarken Soobin kalkıp Niki'ye yardım etti ve bavulu odanın ortasına getirdiler. Bende yanlarına geldiğimde Niki bavulu açıp kıyafetlerin arasından birşey aradı.

Bir kaç zarf çıkarıp o da bizim gibi bavulun yanına doğru düzgün oturdu. Zarfların arkasına bakıp "Annem bunları Choi Yeonjun adında birine vermemi söyledi.

Diğer ikisi de Choi Yeji ve Choi... neydi... heh Choi Hyunjin içinmiş." dedi. Hyunjin'in ismini hatırlayamayıp bakması çok şirindi. Zarfları bana uzattığında "Teşekkür ederim." diyerek almış ve ayağa kalkmıştım.

Soobin ve Niki de ben kalkınca kalkmış kapıya yönelmiştik. Kapıdan çıkacakken "Görüşürüz Niki." dedim. Soobin ağlicakmış gibi bakışlarla "Sarılabilir miyim?" diye sorup cevap beklemeden ondan kısa çocuğa eğilerek sarılmıştı.

Lo$er=Lo♡er YeonBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin