(Yeonjun'dan)
Koşar adım sınıftan çıktım, gözlerim hemen koridoru taradı. Kediye benzettiğim çocuğu merdivenlerin önünde gördüğümde peşinden gittim. Soobin'in peşinden gidiyormuş gibi hissettim.
Aşağıya iniyordu. Yaklaştığımda adımlarımı yavaşlattım. Aslında bunu niye yapıyordum bilmiyorum ama Soobin'i takip ediyorsa ondan önden gitmeliydim. Yoongi'yi boşverip merdivenleri hızlıca inmeye başladığımda "Choi?" diye seslendi arkamdan.
Ona döndüm ve "Efendim." diye karşılık verdim. Benden hoşlanmadığı yüzünden belli olurken "Soobin ile çıkıyor musunuz?" diye sordu. Bilmişçe "Seni ne ilgilendirir?" diye sordum. Yumruğunu sıktı. Ayy çok korktum. Bücür.
"Ondan hoşlanıyorum bu yüzden ilgilendiriyor." dedi. Cesaretine hayret kaldım valla. Bu kadar homofobik olan bir yerde böyle konuşabildiğinden. "Yani eğer çıkıyorsak rahat bırakıcaksın?" dedim merakla.
Göz devirip "Hayır onun gözünü açıcam ve sen bizi rahat bırakıcaksın." dediğinde şaşkınlıkla kaşlarım çatıldı. Kalan bi kaç merdiven basamağını da indi. Üzerime yürürken konuştum. "Siz diye birşey yo-"
"Olucak. İlk önce senin gibi birini sevdiyse gözlerini açmalıyız ama. Söylesene Choi, nasıl kandırdın onu? Nasıl sevdirdin senin gibi birini? Ailen bile sevip umursamıyor seni -ki bu toplantılara gelmemelerinden belli." dedi.
Sözlerini bıçak gibi saplayarak duvara sıkıştırmıştı beni. Kaçacak yerim kalmadığında ellerini duvara yasladı benden kısa olan çocuk. "Amacın ne Yoongi?" diye sordum beni öyle kıstırmışken.
Bıkkınca bakarak "Beni Jimin ile karıştırma Choi. Salakça sorularınla geçiştiremezsin beni. O eski sevgilisini hala kıskanan. Sırf bunun için sevdiği kişiyle çıkmaya çalışan biri." dedi. Dedikleriyle gözlerim faltaşı gibi açıldı.
"Yani Soobin'i kendi meseleniz içn kullanmaya çalışıyorsunuz?" diye sordum. Sorumla afalladı gibi olmuştu. Kafasını iki yana sallayıp "Hayır ben gerçekten se-seviyorum o-onu." dedi.
Sinir katsayım artmaya başlamışken "Gerçekten seviyorsun ha? Niye bunu söylerken gözlerime bakamadın? Beni geçtim Soobin'e söylerken bile bakamadın Min?" dedim.
Ellerini serbest bırakıp yere bakarak geri geri yürümeye başladı. Sanırım düşündüğüm gibi olmuştu gerçekten ve bunu yeni farkediyordu. Bu sinirimi daha çok bozdu ve yanında bitip yakasına yapışmamı sağladı.
Gözlerimi gözlerine dikip "Bana bak Min Yoongi. Sen ya da o eski sevgilin hiç farketmez. Eğer onun canını yakacak birşey yaparsanız dünyayı size dar ederim. Anladın mı beni?" dedim. Öylece bakmasına karşı sarsıp bağırarak konuştum. "Anladın mı dedim!"
Başını hızlıca aşağı yukarı sallamasıyla ittirerek bıraktım onu ve az önce indiğim merdivenleri geri çıktım. Sınıfa girmeden önce derin bir nefes alıp verdim. Kapı kolunu tuttuğum an diğer tarafından açılmıştı.
Biraz telaşlı duran Soobin beni görünce biraz rahatlamıştı. Bir anda sarılmasıyla şaşırdım. Kısa bir sarılmadan sonra "Yoongi ile kavga etmedin değil mi? Ryujin onun peşinden çıktığını söyledi." dedi beni kontrol ederken.
"Hayır, neden edelim?" dediğimde "Yoongi bu eder mi eder. Neyse." dedi ve beni bırakıp sırasına geçti. Sınıfın kapısında, ondan gözlerimi aldım ve sınıfta gezdirdim. Niye bana bakıyordu ya bunlar?
Kızardığımı hissederken elimle yüzümü kapayarak bende sırama geçtim. Soobin onu sınıfta beklediğim gündeki gibi kafasını cama döndürmüş oturuyordu. "Yine mi trip yiyorum Soobin?" diye sordum omzuna dokunup.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lo$er=Lo♡er YeonBin
FanfictionYeonBin'in yanlışlıkla olan öpücüğüyle belli olan aşklarının hikayesi. Ya da rüyadan doğan aşk hikayesi de diyebiliriz😊😊😊 Beomhyun #2 080623 Soojun #3 200723 Yeonjun #7 010823 Soobin #7 120723 Hueningkai #7 120723 Moa #3 201023