Lo$er=Lo♡er YeonBin

☆40☆

(Yeonjun'dan)

Hemşireyi çağırıp Soobin'in yanına gittim. Bir kaç dakika sonra hemşire de içeri gelip "Neyin var bakalım Soobin'ciğim?" dediğinde şaşırdım. Soobin bana verdiği cevap gibi "Neyim var?" diye sordu.

Kadın bir anda bana dönüp "İçmedi değil mi?" dedi. Kafamı hemen olumsuz anlamda salladım ve "Hayır hayır hasta olduğu için muhtemelen. Ateşi var da." dedim.

Kadının bakışları bıkkın bir hal alıp "Yine mi dondurma yedin bu havada Soobin?" diye biraz kızarak söylendi. "Hemde üç tane." diye karşılık verdi eliyle dördü gösterirken. Gerçekten sarhoş gibiydi. "Daha önce de mi yaptı?" diye araya girdim.

"Ohoo Soobin ile yeni tanıştın sanırım. Soğuk havalarda dondurma yemeğe bayılır paşam." dedi. Kaşlarımı çatıp "Siz uzun süredir tanışıyorsunuz sanırım?" diye karşılık verdim.

Başını olumlu anlamda sallayıp "Evet. Senle de tanışalım. Ben Sana. Soobin'in annesinin kız kardeşi. Daha doğrusu teyzesi her neyse." dedi ve elini uzattı. Elini sıkıp "Aa ne güzel. Bende Choi Yeonjun. Tanıştığımıza memnun oldum." dedim.

Başını aşağı yukarı sallayıp "Bende. Tamam yeter bu kadar sohbet. Soobin'e bakalım." dedi ve elimi bırakıp Soobin'e döndü. Yanına oturdu ve eli Soobin'in boynuna gitti ve "Bu sefer daha çok ateşin var gibi Soobin. Aferin." dedi.

"Çıkar şu kıyafetini. Bende ılık su getiriyim." dedi. Kalktığında "Ben gidiyim o zaman." dedim. Bir anda kolumdan tutup çekti ve sonra Soobin'e itip "Kendi çıkaramaz o yardım et." dedi. Sonra da gitti.

Soobin ile bakıştıktan sonra sırıttı. O oturduğu, bende ayakta olduğum için aşağıdan bakıyordu bana. Sırıtması bir anda gitti ve onun yerine çatık kaşlar geldi. O haliyle bakarken "Çıkarsana daha çok hasta olucam senin  yüzünden." dedi.

Bende kaşlarımı çatıp "Kendin çıkarsana ya! Ben niye çıkarıyorum?" diye karşılık verdim. Omuzlarını düşürüp "Bak kolumu bile kaldıramıyorum." dedi.

Oflayarak sweatinin eteklerini tuttum. Yaparken Soobin ile dip dibe geldiğim için kafamı sola çevirdim. Soobin hiç tepki vermiyordu sadece sırıtıyordu. Nefesi boynuma değerken derin bir nefes aldı burnundan, zorla.

Sweati yavaşça yukarı kaldırdım. Kafasından çıkaracağım sırada ona döndüm. Gözüm vücuduna kaydığında karın kası olduğunu gördüm. Sweat ile yüzünü kapadığım Soobin'i umursamadan öyle izledim onu.

Kıkırdadı öyle dururken. Nefes alış-verişlerim hızlanmaya başladı. İlk defa bir erkeğin karın kaslarını görüyordum -ki bu kişi bir de hoşlandığım çocuktu.

Kafasını sweatin içinde hareket ettirip "Çıkarmayı düşünmüyor musun?" dedi. "Düşünemiyorum." diye karşılık verdim. Düşünmeyi bıraktığım dediğim şeyi demesemde belliydi gayet.

Kendisi çıkarıp bir anda belimden yakaladı beni. Üstüne çekip düştüğümde de yatmıştı. Gözlerim sıkı sıkı kapanmışken "Üşütmenin bedeli olarak ısıtacaksın beni şimdi." dedi. Sanki az önce kendi çıkar dememiş gibi.

Yanağıma değen nefesiyle derin bir nefes alıp verdim ve gözlerimi açıp ona döndüm. Burunlarımız birbirine değerken "Bu üstüme düşmeni hatırlattı. Öncekinde yanlışlıklaydı şimdi ben bilerek üstüme attım seni." dedi.

Çıplak vücudunun sıcaklığı bedenimi yakıyordu. Ya da bu kadar yakın olmamız.

Kalbimin hızlandığını hisssederken ağzımı açamadım. Onun yanakları hasta olduğu için kızarıkken benimki utancımdan kızarıktı muhtemelen. Nasıl seviyorum bu kadar seni? Nasıl becerdin beni bu kadar aşık etmeyi?