☆37☆

65 8 16
                                    

(Yeonjun'dan)

Soobin ve beraber gittiği çocuk bir bankta oturuyordu. Onlara görünmeden izleyebileceğim bir yere geçtim. Yesss be! Seslerini de duyuyorum.

Adını bilmediğim çocuk "Belki adımı dahi bilmiyorsun ama senden hoşlanıyorum Soobin. Sende istersen çıkmayı deneyebilir miyiz?" dedi çekingence. "Ne?"

Sessizce ağzımdan kaçan şeyle ağzımı ellerimle kapadım. Nefesimi tutup Soobin'in cevabın bekledim. "Ben... dediğin gibi adını bile bilmiyorum." diye karşılık vermişti Soobin. Bununla rahatladım, çocuk "Jimin, Adım Park Jimin. Lütfen şansımızı deneyelim." deyinceye kadar.

Bir nefes alıp verdi Soobin ve "Üzgünüm, yapamam. Sadece tanımamamla alakalı değil. Başka birinden hoşlanıyorum." dedi. Zamanın durmasını istedim o an, bir saniye bile geçmesin.

Gideceğim sırada Jimin "Kim? Kimden hoşlanıyorsun?" diye sorunca hareket etmedi bacaklarım gitmek istesem de. Sesi kızgın gibi çıkmıştı Jimin'in.

"Ben şey y- bunu sana söylemek zorunda değilim." diye karşılık verdi. Tabi ya peşini bıraksın diye söylemiştir sadece. Gerçek olsa bana da söylerdi. "Öyle biri yok, buna eminim. Doğru düzgün arkadaşın bile yok." dedi Jimin karşı çıkarak.

O bebek suratına bir tane indirebilir miyim? Soobin sessiz kaldığında Jimin "Bu başkasından değil benden hoşlandığını farketmeni sağlar belki." dedi. Bu ne demekti?

Hemen tekrar onlara döndüm. Yavaşça Soobin'e yaklaşıyordu. Soobin'in yüzünü görmüyordum ama çocuğunkini görüyordum. Gözleri Soobin'in gözlerinden dudaklarına kaymıştı. O an kalbimin hızlandığını hissettim.

Hayır Soobin it onu ne olursun, lütfen it onu. Sevdiğin biri gerçekten olsun ama yine de it onu. Yere çöküp gözlerimi sıkıca yumdum. Olcaksa bile görmek istemiyordum. Hayır olmicak. Soobin izin vermicek.

"JİMİN-SHİİ!" Tanımadığım sesin bağırması ile korkuyla sıçradım. Kalkıp Soobin'e baktım. Ayakta ve banktan uzaktaydı. Suratını kediye benzettiğim bir çocuk sinirle Soobin ve şu çocuğun yanına gitti.

Jimin'de ayağa kalkınca olduğum yerden ayrıldım. Sanki oraya yeni gidiyormuşum gibi görüneceğim bir yere gittim ve sakince onlara doğru yürüdüm. Araya girme zamanım gelmiş, geçiyordu bile. Sakin ve rahat adımlarımla Soobin'den çok kısa olan çocukların yanına yaklaştım.

O sırada kedi gibi olan çocuk "Bugün Soobin'e açılacağımı biliyordun. Bu yüzden benden önce davrandın öyle değil mi? Bende seni arkadaş sanıyordum." dedi Jimin'e doğru. Hayy sizin aşık olacağınız kişiye ben.

Benim sıram, tam şuan. "Aa Soobinie~ Sende mi burdaydın?" Soobin bile şaşkınca bana dönmüştü. Koluna girip kedi gibi davranırken, kafamı kaldırıp ona baktım ve "Eee ne yapıyorsun burda?" dedim.

"Soobin'in tek ve yapışık arkadaşı." dedi Jimin dişlerini sıkarak. Ona dönüp "Aa arkadaşlarınla mıydın Soobin-ah? Merhabaa. Bende Soobin'in arkadaşıyım. Choi Yeonjun." diye karşılık verdim.

Soobin'in tepkisiz kalması işime yarıyordu. Kedi çocuk "Erkek arkadaşı mısın?" dediğinde bilmişçe "Kıza benzediğimi düşünmüyorum." diye cevapladım. Göz devirip "Herneyse ne sen ne de Jimin umrumda. Seni seviyorum Soobin. Benimle çıkar mısın?" dedi.

Göz devirmemek için zor tutuyordum kendimi. Jimin "Daha bana cevap vermedi aptal Min Yoongi. Sana mı cevap verecek?" dedi Yoongi'ye. İkisine de çaktırmadan dil çıkardım. Tartışmaya daldıklarında da Soobin'i oradan uzaklaştırdım.

Zil çalmaya başladığında "Ben demiştim öyle güzel durma aşık olucaklar diye. Olmuşlar işte." diye mırıldandım. Soobin yanıma doğru eğilip "Ne ara dedin onu?" dedi.

"Duydun mu ya? Neyse, genelde söylüyorum ben bunu ama kendi kendime." diye cevapladım. Gülerek "Kendi kendine güzel olduğumu mu söyleyip duruyorsun?" diye sordu.

Bende "Evet öylesin çünkü." diye cevapladım. Boştaki eliyle saçlarımı karıştırıp "Dünyalar güzeli birinden bunu duymak çok hoş." dedi. Okul merdivenlerini çıkarken "Dalga geçmiyorum Soobin." dedim. "Ne tesadüf, bende geçmiyorum." dedi.

Sonra da "Bu arada onlardan kurtardığın için teşekkürler." diye ekledi. Ona dönüp "Başka kimseyi kendine aşık etmezsen bende teşekkür ederim." dedim. Şaşırdı ve "O niye? Ayrıca ben demiyorum aşık olsunlar diye." dedi.

Acaba niye Soobin Efendi? "Sonra ben uğraşıyorum baksana, ayrıca ben arkadaşlarımı kıskanırım." dedim. Sırıtarak "Taehyun'da arkadaşın ama sevgilisi var Yeonjun." dedi dedektif edasıyla.

Aferin Yeonjun. Ne demeyi planlıyorsun şimdi? Ayaklı yalan makinesi modumu açıp "Onu öpüştürmememin asıl sebebi ne sanıyorsun?" dedim. Şüpheci bakışlarla "İnan'mış' gibi yapıcam." diye karşılık verdi.

İnanma zaten. Aşığım kıskanıyorum seni diyemiyorum çünkü sana. Benim yüzümden hoşlandığın çocuğa açılmama ihtimalin olabilir çünkü.

Sınıfa girdiğimizde Ryujin heyecanla bize bakmıştı. Soobin otururken "Yanıma otursana Yeonjun-ah." dediğinden Soobin'in yanı yerine onun yanına oturdum. Bana doğru eğilip "Kız kardeşin çok tatlı ve..." diyip kaldı.

Yüzüne baktığımda kızardığını gördüm. "Ve sanırım ondan hoşlanmaya başladım." dedi gözlerini gözlerimle buluşturup. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve "Ne daha tanımadığın birinden mi hoşlanıyorsun?" dedim.

O sırada hoca gelmişti. Sınıfça hocayı selamladıktan sonra Soobin'e dönüp "Bu derslik burdayım." dedim ve tekrar önüme döndüm. Ryujin ile nerdeyse kafa kafaya vermişken "Aslında onu okulun başından beri tanıyorum." dedi.

Alayla "Oha sapık mısın?" diye sordum. Gülüp "Öyle gibi oldu galiba. Ama değilim. Yeji'nin arkadaşlarını tanıyorsun değil mi?" diye sorduğunda başımı olumlu anlamda sallayarak cevapladım.

"Shin Yuna'yı da tanıyorsun yani. Ben onun büyük kız kardeşiyim." dedi. Şaşırmıştım, aklımın ucundan bile geçmezdi bu. "Oha sen ciddi misin? " dedim bir anda.

Kafasını olumlu anlamda sallayıp "Evet. Yuna ile sadece mesajlaşarak konuşabiliyorduk. Bana onunla olan bir fotoğrafını atmıştı. Hoşuma gitmişti o zamanlarda. Daha çok atmasını istemiştim, attıkça daha çok hoşuma gittiğini farkettim." dedi.

Şaşkınlıkla onu dinledikten sonra kendime gelip "Açılmayı düşünüyor musun peki?" diye sordum. Yerinde rahatsızca kıpırdandı ve "Bende seninle onu konuşucaktım. Sence açılmalı mıyım? Aileniz açınızdan sorun olur mu? Ya da o beni sever mi? Yönelimini dahi bilmiyorum ben." dedi.

Bir anda gelen sorularla afallamıştım. Elimle durmasını isteyip "Bende yönelimini bilmiyorum. Ama bence bu sana engel olmamalı. Sen sadece söyle reddederse unutmaya çalış. Zor olur ama- her neyse bu ihtimali boşverelim. Nasıl açılacağını düşünelim." dedim.

Dersin sonuna kadar ne yapabiliriz diye tartıştık ama bir sonuca varamadık pek. Zil çaldığında "Birşey bulucaz merak etme." diyip yanından kalktım. Tam Soobin'in yanına geçecekken o yanımdan hıphızlı geçip gitti.

Bir anlık kapıya bakıp donduğumda adının Yoongi olduğunu öğrendiğim çocukta peşinden sınftan çıktı. "Arkadaşının nesi var?" diye sordu Ryujin arkamdan. Ona dönüp "Bende bilmiyorum ama yanına gitsem iyi olucak. Görüşürüz." dedim ve şaşkın bakışlarıyla yanlız bıaktım.

L$R=L♡R

Bu fici eskiden çok beğeniyordum ama birşey oldu ve sadece beni üzen birşeye dönüştü loser=lover.

Başta tasarladığım konudan farklı şeyler yazdım çünkü birşeyler yaşanması gerekiyordu ondan önce. Ama bu kitabın çok uzun olmasını sağladı sadece.

Eğer sıkıcıysa üzgünüm :(

Her neyse karne hediyesi olarak bölüm atıyım dedim. Umarım hepiniz emeklerinizin karşılığını almışsınızdır.

Ben kopyalarımın karşılığını aldım. 💪 (teşekkür yeter işte)

Lo$er=Lo♡er YeonBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin