☆3☆

136 12 4
                                    

(Yeonjun'dan)

Tenefüslerde sürekli ikizlerin sınıfının önünden geçiyorduk ama Taehyun nedenini söylemiyordu. Bu olay hariç öğle tenefüsüne kadar herşey normaldi.

Öğle tenefüsü geldiğinde her zamanki gibi kantine inmiştik. İkizler ve arkadaşları da ordaydı. Beomgyu dedikleri çocuk farklı bir masadaydı ve yanında üç kişi daha vardı. "Çevresi geniş herhalde." diye geçirdim içimden.

Tam onların yanından geçicekken Soobin'in bize doğru geldiğini görmemle ona dalmıştım ki birşeye takıldım. Düştüğümde bir küt sesi duydum. Ben birşeye çarpmamıştım ve düştüğüm yer sert değildi, dudağıma birşey değiyordu.

Refleks olarak kapanan gözlerimi açtığımda şok olmuştum. Soobin'in üstünde yatıyordum ve dudağım dudağındaydı. Şaka mıydı bu?

Daha sonra benim yüzümden kafasını vurduğu aklıma geldi ve hemen üzerinden kalkıp yanına oturdum. "Ben ço-çok özür dilerim." dedi Beomgyu titreyen sesiyle. "İyi misiniz?"

"So-soobin iyi misin?" diye sordum bende yerinden kalkmaya çalışan Soobin'e doğru. "Off iyiyim birşeyim yok kafamı vurdum sadece." dedi huysuzca.

"Revire götüreyim seni." Ayağa kalkmayı başardığında biraz başı dönmüş olacak ki sendeledi. Hemen koluna girip ona destek oldum. Revire geldiğimizde onu bir yere oturtup buz ve havlu almaya gittim. Alıp geldiğimde peşimizden gelip Soobin'in başına toplaşan çocukları gördüm.

Onları umursamadan Soobin'in yanına oturdum ve kafasına ilk önce havluyu daha sonra buzu koydum. Öyle bekledim. Beomgyu "Özür dilerim arkadaşlarıma bir olayı anlatırken çok çoştum." dedi.

"Senin suçun yoktu gözüm bişeye takıldı sonra ayağını görmedim. Özür dilerim Soobin." Kendimi suçlu hissediyordum. "Sorun yok. Sadece yardım etmek istemiştim ama çokta olamadım." dedi umursamaz bir şekilde.

Bir süre öyle sessizlik olmuştu. Soobin sağ elini buzun üstüne, daha doğrusu elimin üstüne koyunca yüzümün kızardığını hissettim. Gerçekten kızarmış olacak ki Taehyun gülümsemesini sakladığını sanarak bana bakıyordu.

Taehyun'un güldüğünü farkettiğimde Soobin o yüzümü görmesin diye biraz diğer tarafa dönmüştüm ki üzgün bir şekilde bana bakan Beomgyu'yu görmüştüm. Neden üzgündü acaba?

Benim ona baktığımı farkettiğinde yanındaki üçlüye dönüp "Hadi gidelim." dedi tanımadığım üçlü Beomgyu'nun peşinden gitmişti. Hyunjin de yanıma gelip kulağıma doğru "Sıkıntı yok değil mi?" diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Yüzünün kızarmasının nedenini açıklamanı aklıma yazıp sınıfıma dönüyorum o zaman." deyip arkadaşlarına döndü ve beraber dışarı çıktılar. Taehyun da "Geçmiş olsun benimde işim vardı görüşürüz." diyerek odadan çıkmıştı ya da bizi baş başa bırakmak için kaçmıştı.

Soobin diğerleri giderken uykusu varmış gibi gözlerini açamıyordu ama sesli konuşarak giden Taehyun sayesinde gözlerini açıp etrafına bakmıştı.

"Sen niye gitmedin?" Bana dönmeden bana söylediği şeyle şaşırmıştım. "Ha! Şeyy... Ne!?" diye birşeyler gevelemiştim şaşkınlıktan. "Duydun işte, sen niye gitmedin?" Yavaşça bana dönerek konuşmuştu bende ona mal mal bakıyordum.

"Canının yanmasının nedeni benim kendimi affettirmem gerek. Hemm... neden gidiyim ki?" diye soruverdim. Hayret etmiş gibi bakıyordu.

Önüne döndükten sonra "İnsanların umrunda olmadım hiç. Birşey olsa bile umursamadılar geçer dediler gittiler. Garip geldi o yüzden gitmemen." dedi biraz üzgün durarak.

"Onlar neyi kaçırdıklarını bilmiyolarlar. Seninle ilgilenmek bence dünyanın en iyi şeylerine girebilir. Onları kafaya takma. Böyle tatlı birini üzdükleri için onlar mutsuz olsun." dedim ve tatlılığına dayanamayıp boşta olan elimle yanağını biraz sıktım.

Çok yumaşaktığığığığığı. "Ah özür dilerim tutamadım kendimi." dedim gözümü yere çevirerek. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye sordu kafasını yüzümü görebilmek için biraz aşağı eğmişti.

Kafamı sallayarak cevabımı vermiştim. "Oh! Teşekkür ederim. Sende çok tatlısın Yeonjun. Heleki yanakların böyle kızarıkken." dedi gözleri kapalıyken gülümseyerek.

Bir dakika! Az önce yüzümün kızarık olduğunu mu söylemişti? Ondan da önemlisi tatlı olduğumu mu söylemişti? Yerim ben bunu. "Bende teşekkür ederim." dedim sakin olmaya çalışarak.

Başımı yerden biraz havaya kaldırınca Soobin de geri çekilmişti ve bir anda sessizlik olmuştu. Soobin eliyle anlına doğru bir yeri tutup ovalamaya başladıktan sonra "Başım ağrıdı yaa." dedi.

"Ağrı kesici bulmamı ister misin? İstersen masajda yapabilirim." dedim hemen. "Hmm o zaman masajı tercih ediyorum." dedi biraz düşünür gibi yaptıktan sonra. Buzu ve havluyu kenara koyduktan sonra sağ tarafına geçtim.

Ne yaptığımı anlamamış olacak ki öyle bakıyordu. Kucağımı patpatladıktan sonra da öylece bakmaya devam ediyordu. "Kafanı bacaklarıma koy ve yat sonra da rahatlamanın keyfini çıkar." dedim kaba olmamaya dikkat ederek.

Hemen dediğimi yapıp kafasını kucağıma koydu. Daha rahat yapabilmek için biraz ona doğru dönük oturmuştum. Kafasını yerleştirdikten sonra alnına doğru masaj yapmaya başladım.

Gözlerini bana dikip baktığını farkettiğimde başımı sola eğip şaşkınca bakmaya başladım. "Ne oldu?" diye sordum. "Birşey yok. Sadece, bu kadar tatlı olduğunu bilmiyordum." dedi. "Sende öylesin." dedim utanarak...

L$R=L♡R

"Gözleri kapalıyken gülümseyerek" Kısmında aklıma olan tek şey bu görüntüydü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gözleri kapalıyken gülümseyerek" Kısmında aklıma olan tek şey bu görüntüydü.

YeonBin çok tatlı birbirlerine bunu baya hatırlattılar bu bölümde.

Bir dahaki bölümde görüşürüz.

Okuduğunuz için teşekkür ederim :)

Lo$er=Lo♡er YeonBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin