"Uyanma vakti uykucu kuş. "
Derinlerden gelen Natasha'nın sesiyle refleks olarak, "Birkaç dakika daha. " dedim.
"Tanrım, Carmen on altı saattir uyuyorsun. Bizimle vakit geçirmeni istiyoruz. "
Gözlerimi açmadan, "Rüyalarımda bolca vakit geçiriyoruz Nat, endişelenme. "
Kafamda yumuşak ama şiddetli bşr darbe hissettiğimde gözlerimi açmak zorunda kaldım.
"Aşağıda hep beraber oturuyoruz. Bucky de var hem. "
Bucky ismini duyar duymaz kalkmam onu güldürmüş, dolabımdan bir tişört ve şort çıkarıp yatağımın üzerine fırlatmıştı.
Aceleyle kıyafetleri üzerime geçirip Natasha'nın peşinden indim. "Umarım onun için rüyamı böldüğüme değer. "
Natasha kaşlarını çatıp, "Ne görüyordun ki? " diye sorunca dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu tepkimle cevabı anlamış olacak ki, 'bu kızdan olmaz' dercesine kafasını iki yana salladı.
"Carmen!"
Thor'un sesini duyduğumda taviri caizse uçarak kollarına atıldım. "Loki nerede? "
Thor yapmacık bir şekilde bozulmuş gibi yapıp beni kendinden ayırdı. "Sana ne? İşleri vardı gelemedi. "
Bu tavrına kahkaha atıp yanağına bir öpücük kondurduktan sonra Tony ve Natasha'nın yanına, Bucky'nin karşısına oturdum.
Tam yanında oturan Steve'le göz göze gelince ona göz kırpıp, "Hey Steve, uzun zaman oldu. " dedim. Gözlerim Bucky'e kaydığında gülümseyip elini Steve'in omzuna koyduğunu gördüm. Tam olarak ne alakaydı şimdi?
Steve gergin bir şekilde gülümseyip, "Evet sanırım öyle oldu. " dediğinde gülerek diğerlerine döndüm.
Herkes akıcı bir sohbetin içine sürüklenmişken, ben Bucky'e kaçamak bakışlar atıyordum. O ise bana hiç bakmamıştı, odak noktası ben dışında herkesti. Her zamanki gibi. Yine de böylesi daha kolaydı benim için. Onu rahatlıkla izleyebiliyordum.
Birkaç saat sonra herkes yavaş yavaş gitmeye başlamış, salonda sadece Bruce, Natasha, Thor ve Bucky kalmıştı.
"Jane nasıl Thor? "
Natasha'nın sorusuyla gülümseyen Thor, "Gayet iyi. Çok meşgul bu aralar o yüzden biraz yorgun sadece. " dedi.
"Steve nasıl Carmen? "
Sorunun Thor tarafından bana yöneltilmesiyle anlamamış bir şekilde ona baktım. "Emin değilim, Bucky daha iyi bilir. Neden bana sordun? "
"Koca adamla aranızda bir şeylerin filizlenmeye başladığı belli, flörtleştiğinizi gördüm. "
Ağzımdan bir hayret nidası çıktı. Yaptığımız şey flörtleşmek bile sayılmazdı.
"Thor sadece şakalaşıyoruz, öyle bir şey yok. Hem ben herkesle flörtleşirim. "
Thor üzülmüş gibi bakıyordu. "Bu kötü oldu. "
Gergince gülümseyip, "Neler oluyor? " diye sordum daha sonra Natasha'ya baktım. Bilmiyorun der gibi baktığında tekrar Thor'a döndüm.
"Bence onlara zaman vermeliyiz. "
Şaşkınlıkla Bucky'e baktım. Tavırlarının nedeni şimdi anlaşılıyordu. "Ne zamanı? " diye sordum. "Steve iyi birisi ama maalesef o şekilde hisler beslemiyorum ona karşı. "
"Neden? " diye sorunca Bucky, hayretle ona baktım.
"Sence bu sorunun bir cevabı olabilir mi? "
"Steve senden hoşlanıyor Carmen. "
Thor'a dönüp, "Bir yanlışınız olmalı. Olsa anlardım diye düşünüyorum. "
"Anlayamamışsın demek ki. Hadi ama onunla biraz vakit geçirirsen bence duygularına karşılık verirsin. Steve'i yakışıklı bulduğunu biliyorum. Hem senin ilgi alanına giriyor, kolayca aşık olacağından da eminim. "
"Öyle bir şey olamaz Thor. "
"Neden? "
"Çünkü en yakın arkadaşına aşığım. "
Bunu söylerken bir kere bile Bucky'ye bakmamıştım ama tıpkı Thor gibi hayretle bana baktığından emindim.
"Bucky'den mi? "
Zaten cevabını aldığı halde sorusunu yorumsuz bırakıp hızla odama koştum. Ne Bruce'un hayret nidaları ne de Natasha'nın seslenmesi umurumda değildi.
Bölüm şarkısı soldier of fortune olsun. Bucky'ye adadığım bir şarkı. Dinlerken hep o geliyo aklıma sanırım birazcık takıntılıyım aşfmşgmsşsnşfng
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurts To Love You ~Bucky Barnes [Tamamlandı]
Fanfiction"Neden Steve'e bir şans vermiyorsun?" "Çünkü en yakın arkadaşına aşığım... "