1.7

1.1K 63 24
                                    

Kâbus görmemenin rahatlığıyla keyfini çıkardığım uykumdan yeni yeni uyanmaya başlarken gözlerimi açtığım anda birkaç santim uzağımdaki bir çift mavi gözle donup kaldım.

Gitmemişti. Beni bırakıp gitmemişti, üstelik uyanmış ve beni izliyordu.

Eli kışkırtıcı bir şekilde belimden kalçama indiğinde parmak ucunu o bölgede gezdirip, "Günaydın." dediğinde nefesim kesildi.

Ben de ona kışkırtıcı bir şekilde gülümseyip dudaklarına nefesimi üfleyerek, "Günaydın." dedim.

Bu yaptığımın diliyle dudaklarını ıslatmasından hoşuna gittiğini anlamıştım.

Dudaklarıma tutkulu bir öpücük bıraktıktan sonra aniden doğruldu.

"Duş alacağım. Katılmak ister misin?"

Otuz iki diş sırıtıp tam evet diyecektim ki bir anda başıma giren ağrıyla bedenim acıdan kasıldı. Ağrının şiddeti her saniye katlanırken hissettiğim acıyla çığlık atmaya başladım.

Bucky endişeyle bana doğru gelirken çığlığımı duyan ekip anında odama doluşmuştu.

"Ona ne yaptın?!" diye bağıran Loki hızla yanıma gelip ellerimin arasında tuttuğumun başımı kavradı.

"Bir anda oldu her şey." Bucky'nin endişeli sesi kulağıma doluşurken bir süre sonra sesler de boğuklaşmaya başlamıştı.

"Onu laboratuvara getirin çabuk! Çip etkisini yitirdi."

Bedenimin havalandığını hissettim. Derinlerden gelen Bucky'nin sesi, "İyi olacaksın Carmen, söz veriyorum." diyordu.

Beni laboratuvara sokup sedye gibi bir şeye yatırırken acıyla harkırışlarımın arasından, "Beni bir daha canlı canlı kesmene izin vermem!" diye bağırdım.

"Ne? Onu canlı canlı mı kestin!"

Bucky sonradan ekibe dahil olduğu için bana olanları bilmiyordu. Aslında bana olamları sadece Tony, Natasha, Fury ve Loki biliyordu.

Boynuma batırılan iğneyle karanlığa çekilirken kısa süreliğine de olsa bu acıdan kurtulmak iyi hissettirecekti.

________

Gözlerimi açtığımda tavanla bakıştım bir süre. Acı tamamen dinmişti ama yime gelecekti biliyordum.

"Hey," aşinası olduğum sesle yüzümü o yöne çevirdim. Bucky yatağımın yanına bir sandalye çekmiş ve beni izliyordu. "Uykucu."

"Diğerleri nerede?" diye sordum doğrulurken.

"Biraz daha dinlenmelisin." diyerek eliyle omzuma bastırdığında elini tuttum. "Ben iyiyim, Buck."

"Seni o şekilde gördükten sonra sence ikna edebilir misin beni?"

Derin bir nefes alıp tekrar uzandım. Yine de elini bırakmamıştım. "Sana anlattılar mı?"

"Senin anlatman gerektiğini söylediler." dedi. Sonra da güldü ve, "Ayrıca istemediğin hâlde anlatmaya zorlarsam beni öldüreceklermiş."

Kahkaha attım. Benim yüzümden sürekli ölüm tehditlerine maruz kalıyordu.

Güldüğümü görünce yerinden kalktı ve bir anda yan tarafıma atladı. "Ölmeyecek olsam bile istemezsen, zorlamam."

"Hydra biyolojik silahını geri istiyor." dedim. Sonra rahatlamak için soluklanıp ona döndüm. "Bu çok uzun bir hikâye."

"Herkes görevde ve ben senin için buradayım. Yani bolca vaktimiz var."

Kafamı yavaşça aşağı yukarı sallayıp nereden başlamam gerektiğini düşündüm.

Hurts To Love You ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin