Eskiden kiler olan, son üç yıldır ise elektro gitar koleksiyonumun bulunduğu küçük odaya girdim. O kadar seviyordum ki bu odayı; ruhum daraldığı zaman buraya gelir sevdiğim ümlülerin gitarlarının kopyalarıyla sevdiğim parçalarını çalardım. Angus Young, Slash, Robert Trujillo, Kurt Cobain, james Hetfield, Krist Novoselic, Kirk Hammet, İzzy Stradlin, Bon Jovi, Jack White, Sodo.
Hepsinin hayatları boyunca kullandıkları gitarların kopyasını toplamayı başarmıştım. Favorilerim Kirk Hammet'ınkilerdi.
Duvarda asılı olan gitarlara çok dikkatlice dokunup rafın en üstündeki gitara uzanmaya çalıştım. Tam o sırada hızla odaya birisinin dalmasıyla dönüp gelen kişiye baktım.
Bucky bana endişeyle bakarken kaşlarımı çatarak ona baktım. Ne oluyordu?
Arkasından Natasha sırıtarak gelirken, Bucky, "İyi misin?" diye sorduğunda, "Kötü gibi mi görünüyorum?" diye sordum karşılık olarak.
Natasha aynı şekilde sırıtmaya devam ederek bana yaklaşınca ne yaşanacağını çok merak ediyordum. Aniden dibime sokulup tişörtümü parçaladığında neye uğradığımı şaşırıp dehşetle ona baktım.
Ellerinde duran tişörtümün iki ayrı parçasını yere atıp hızla odadan çıktığında ancak o zaman ona, "Çıldırdın mı sen?! " diye bağırabilmiştim.
"Duvarlar ses geçirmez, " deyip kapıyı kapattığında ise hayretle Bucky'ye bakıp kapıya doğru ilerledim ve sonra kapının kilitlenme sesini duyduğumda bir küfür savurdum.
Bucky'ye tereddütle dönüp baktığımda, "Kriz geçirdiğini söyledi." dedi.
Sırtımı duvara yaslayıp başımı sola eğerek, "Benim için endişelendin yani." dedim kısık bir ses tonuyla.
Gözleri arsızca bir yavaşlıkla yüzümden aşağıya kayıp aynı arsızca yavaşlıkla tekrar yüzüme çıktı.
Daha sonra gözlerini kaçırıp, "Lanet olsun, böyle durmamalısın." dedi.Ellerini tişörtünün eteklerine attığında planının bana giydirmek olduğunu anlayıp onu durdurdum. "Eğer onu çıkarırsan üzerimde olmayan tek şey tişörtüm olmaz o yüzden yapma."
Bana gözlerini kısarak bakıp, "Öyle mi?" diye sorduğunda gözlerindeki şeytani parıltıyı yakalamıştım.
Yavaşça bana doğru gelirken kalbim tekrar hızlanmaya başlamış, attığı her bir adımı sayar olmuştum.
Vücudu vücuduma değecek kadar bana yanaşıp yüzünü yüzüme yaklaştırıp öylece gözlerime bakarken beni ne zaman öpeceğini hesaplamaya çalışıyordum.
Dudaklarımız arasında santimler bile kalmayana dek yaklaşıp dilini yavaşça dudaklarıma değdirdi. Beni kışkırtıyordu ve bu konuda başarılıydı.
"Sarhoş musun?" diye sordum imayla.
Dudağının kenarı kıvrıldı ve ilk defa bana net bir duyguyla baktı. "Sarhoşum." öyle bir tonda söylemişti ki bunu, artık anlamıştım ne demek istediğini. Benim onu sarhoş ettimi söylemeye çalışıyordu. Dün de bunu söyleyip anlamlandıramadığım bir şekilde bakmıştı bana ve ben şu an ne demek istediğini anlıyordum.
Kalbim ısınırken bir anda tişörtünün eteklerinden tutup çıkardım ve yarı çıplak kalmasını sağladıktan sonra kucağına atlayıp yıllarca susuz kalmış gibi onun dudaklarında suyu bulmaya çalıştım.
Kalbim öyle hızlı atıyordu ki artık bana ait olduğundan bile emin değildim. Bucky'nin üzerimdeki etkisi buydu işte. Gerçek olmadığımı düşündürecek kadar olağanüstü hissettiriyordu.
Dillerimiz buluşurken elleri belimi sarmalamış ve bir anda sırtımı duvara yaslayıp öpücüklerini çeneme, oradan da boynuma indirmişti.
Bunlar bile kısık sesle inlememi sağlarken ona nasıl dayanabilirdim?
Bir eli kalçamı bulup sıkarken derin bir şekilde inledim. "Bucky..."
Ellerimin göğsünde gezinmesi bile heyecandan titremelerine neden oluyordu. Bu yetersiz hissettirir miyim korkusunu açığa çıkarıyordu ama ne kadar içten içe tedirgin olsam da o an pek önemli değildi.
Tutku her bir duyguyu bastırıyordu.
Kendini bana bastırıp ikimizin de inlemesini sağladığında ben de boynuna öpücükler bırakmaya başlamıştım. Bir anda elleriyle kalçamdan destekleyip duvarla olan temasımı kesti ve yavaşça yere yatırdı beni.
Şortumu bacaklarımdan sıyırıp tekrar dudaklarıma yapıştı ama bu sefer o kadar vakit kaybetmeyip takrar boynuma oradan da göğüslerime inmişti. "Bir kez tadına bakmıştım ama nasıl olur da aynı duyguları ilk defa yaşıyormuşum gibi hissedebilirim?"
"Aynı şeyleri yapıyorken nasıl olur da ilk defa yapıyormuşsun gibi hissedebilirim?" diye sordum ben de hızlı nefeslerimin arasından. Sütyenimden kurtulup orada da hakimiyet kurduktan sonra öpücükleri göbeğime ulaşmış, daha fazla aşağı inmeden omuzlarından tutup üzerime çekmiştim.
Yarım bir şekilde gülümseyip, "Neden acele ediyorsun?" diye sordu.
'Kaçıp gitmenden korkuyorum' diyemedim.
Onun yerine, "Sana dayanamıyorum." dedim. Yalan da değildi zaten.
Doğrulup pantolonundan ve iç çamaşırından kurtulduktan sonra benim de iç çamaşırımı yavaşça bacaklarımdan sıyırıp tekrar üzerimdeki yerini almıştı.
Bacaklarımın arasında hissettiğim sertlik her saniye daha da hazır hâle gelmemi, onu daha çok arzulamamı sağlıyordu.
Tek bir vücut olmamızı sağlayıp kulağıma hoşuma gidebilecek en edepsiz şeyleri fısıldarken neredeyse kendimden geçiyordum.
O kadar muhteşem ve olağanüstüydü ki bana hissettirdikleri asla bunu anlatacak doğru kelimeleri bulamıyordum. Hiçbiri yeterli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurts To Love You ~Bucky Barnes [Tamamlandı]
Fanfiction"Neden Steve'e bir şans vermiyorsun?" "Çünkü en yakın arkadaşına aşığım... "