0.3

1.3K 85 26
                                    

"Geliyor musun? "

"Gelmiyorum." dedim, yan bir şekilde yattığım yatakta bacaklarımı kaldırıp yatağın başlığına dayarken. Bu hareket yüzünden bol olan kumaş şortum kayarak kalçamın az bir kısmını açığa çıkarmıştı.

"Yemek yiyeceğiz ama. " diyerek beni ikna etmeye çalışmasıyla kaşlarımı çattım. Neden sadece rahat bırakmıyordu ki beni? Bıkkınlıkla bir nefes verip kulaklıklarımı taktım bir an önce susması için ama henüz müzik açmamıştım.

"Bucky pizza söyledi?"

Ne, hem Bucky hem pizza mı?

Hızla kulaklıklarımı koparırcasına çıkarıp çıkardığım kahverenge askılı tişörtümü üzerime geçirdim.

"Bucky deyince nasıl da hemen kalkıyor. " diye göz devirerek söylenmesine kaşlarımı çatıp, "pizza için geliyorum. Bucky zaten hep rüyalarımda. " dedim ve tekrar göz devirmesine neden oldum.

Özellikle rüyalarımda daha çekici oluyordu. Daha ıslak..

Hızla oturma odasına geçip yine Thor'un üzerine atladığımda kıkırdadığını duydum. "Loki nerede? "

Sorduğum soru üzerine bir anda beni itip, "Annenin yanında. " dediğinde gülmemek için çabaladım. Ayrıca rolümü iyi yapıyordum.

Diğerlerinden gaz vermeye çalışırcasına homurdanmalar yükseldiğinde yalandan bir sinirle omzuna vurup, "Çok kötüsün. " dediğimde Loki'nin nerede olduğunu sorduğumdan beri çatık olan kaşları düz bir çizgi hâlini aldı. Bozulduğunu ancak bu kadar belli edebilirdi. "En çok onu sevdiğini bu kadar belli etme. "

Onun Jane'i tavlamaya çalışırkem yaptığı gibi saçlarının bir tutamını parmağıma dolayıp, "Hadi ama, biliyorsun onun daha çok sevgiye ihtiyacı var. Seni seven bir krallığın var ve evlatlık değilsin." dedim. Bakışları anında yumuşamıştı.

"Olsun yine de sen belli etme. "

"Aman be, " deyip elimi saçından çektim. Onun tribini mi çekecektim?
Üstelik Bucky'yi bu kadar özlemişken.

"Çok hoş görünüyorsun Karmen." Clint'in beklenmedik iltifatına gülümsemeye fırsat bulamadan, Steve'in, "Her zamanki gibi, " demesiyle öksrük bombardımanına tutuldum.

Bunun üzerine Steve sırıtırken öksürüklerimin arasından, "Öyle değil, öyle değil! " diye suratına haykırmak istedim. Olaylar bu şekilde ilerlemişken şakadan flörtleşmeyi unutabilirdi. Özellikle de ben en yakın arkadaşı hakkında pek de masum olmayan hayaller kurarken.

Bucky, 'Aptal' der gibi bana bakıp başını iki yana salladığında öksürüklerim sonunda dinmiş ve bozulmuştum buna ister istemez. Üstelik Natasha, Bruce, Thor ve Bucky dün akşam olanlardan dolayı olayın aslını bildikleri için tepki vermezken Tony, Clint, Wanda, Vision, Peter ve Sam imayla sırıtıyorlardı. Üzerine bir de Steve'in yanlış anlama ihtimali de vardı.

Normal koşullarda onun ne anladığı umurumda olmayabilirdi ama koşullar normal değildi ve Bucky nefes aldığı sürece de asla olmayacaktı.

Pizzadan bir ısırık bile alamadığımı umursamadan sehpadaki bardakları kaçış planım olarak düşünüp elime aldığım gibi mutfağa koştum. "Bu ortalığın hâli ne böyle? " diye de timsah doğursam bile kanmayacaklarını bile bile söylenmeyi ihmal etmedim.

Işıkları açmadan mutfağa girdiğim anda elimdekileri tezgaha bırakıp yukarı bakarak derin bir nefes aldım
Üzerimdeki baskının azaldığını hissetmeye başladığım zaman bardakları bulaşık makinesine yerleştirdim ve sonra da kalçamı tezgaha dayadım. Tam o sırada karanlıkta parıldayan mavilerle göz göze geldim.

"Bazı konularda geçmişini ardında bırakmak zor oluyordur, " dedim tepkisiz bir şekilde. "Gizli gizli insanları izlemek gibi"

"Tam bir aptalsın."

"Biliyorum, yüzüme vurmasan mı? "

"Hep bir şekilde amacının tam tersini uyguluyorsun ya, seni anlamak daha da zorlaşıyor. "

Bıkkınlıkla derin bir nefes verdim. "Anlamak zor olabilir ama anlayış göstermek zor olmamalı. Beklemediğim bir şeydi o kadar. "

Bu konu sinirimi bozduğudan, kapanması için işaret olması amacıyla arkamı dönüp zar zor ulaştığım dolabın kapağını açıp mısırlara uzanmaya çalıştım. Ama geride olduğu için ulaşamıyordum.

Ensemde sıcak nefesini hissetmemle kalbimin durduğunu sandım bir an.
"Ona bir şans veremez misin? " diye kısık sesle sorup mısırları kolayca tezgahın üzerine koyarken sorusu üzerine etkisi altından çıkamadığım için, "Tüm şansları bir başkasına saklıyorum çünkü. İlkmiş, ikinciymiş, üçüncüymüş falan. " diye saçmaladım.

Sıkılmış gibi bir mefes verip benden uzaklaştı ve yüzüme bile bakmadan mutfaktan çıkıp gitti.

Az önceki yakınlıktan sonra hiçbir şey koymazdı bana bu yüzden yaptığı şeyin kötü hissettirmesini bırakın idrak edememiştim bile.

Bu kadar kolay bir şekilde hipnotize edebiliyordu beni işte.

Hurts To Love You ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin