Stresten dudaklarımı ısırıp, üzerime geçirdiğim Bucky'nin gömleğinin etekleriyle oynarken zihnim bana kafayı yedirmeye çalışıyordu.
Dün gece olanlardan sonra gidip gitmeyeceğinden emin olamadığım için uyku bedenimi tamamen terketmiş ve istemsizce uyanmasını bekler olmuştum.
Ya her şeyin bir hata olduğunu söylerse?
Kafamı yatak başlığına yaslayıp gözlerimi duvara diktim. Kısa süre içerisinde uyanacağını belli edercesine kıpırdanmaya başladığında bile gözlerimi ayırmadım boş duvardan.
"Neden uyanıksın?"
"Yine birisiyle uyuyup, yalnız uyanmak istemedim. Kalıp kalmayacağından da emin değilim."
Derin bir nefes verdiğini duydum.
"Biz, " deyip duraksayınca kaşlarım çatıldı.
"Dün biz, "
Hızla ona döndüm, "Hayır," dedim kendimi inandırmak istercesine. "Hayır, hatırlıyorsun,Bucky hatırlıyorsun, lütfen bana hatırladığını söyle."
Pantolonunu üzerine geçirip ceketini yerden alırken bana umursamazca dönüp, "Yalan söylememi istiyorsan ve bu seni rahatlatacaksa eğer bunu yapabilirim." dediğinde gözlerim doldu.
Gülümsedim göz yaşlarımı gözlerimde tutmaya çalışırken. "Bu bir şakaysa eğer James Buchanan Barnes, ben kafanı gövdenden ayırmadan söylemelisin."
Bakışları bir anlığına değişecek gibi olduysa da tekrar aynı tavrına bürünmesi uzun sürmemişti.
Dizlerimin üzerinde doğrulup komodinde duran eski tozlu vazoyu kafasına fırlattım.
"Sana inanmıyorum! "Tabiki refleksleri sayesinde vazo onu es geçip duvarda parçalanmıştı.
"Madem inanmıyorsun, bu sinirin niye? "
"Yalan söylemene!" diye bağırdım. "O kadar aptalsın ki! Duygularını dürüstçe yaşayamayacak kadar korkaksın! Ben en azından cesurca söylemiştim. "
"Anlamadığın nokta şu; sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum!" diye bağırıp kapıyı çarpıp çıktığında sinirden yerimde tepindim.
Bu piçliği yapmış olamazdı cidden!
Dün çıkarıp yere attığı kıyafetimi alıp odadan çıktım ve asansöre bindim. Diğerleri beni görebilirdi ama bu zerre umurumda değildi.
Odamın olduğu kata ulaştığımda ve kapı açıldığına karşımda Steve'i görmemle içimden bildiğim tüm küfürleri saniyeler içinde saydırdım.
Siktir!
Cidden siktir yani!
Bana dudaklarını birbirine bastırarak baktı. İkimiz de konuşmuyorduk ve o bir şeyler söylüyor gibi gözlerimin içine bakıyordu.
Gergince dudaklarımı dişleyip, "Bölmek gibi olmasın ama ben o gözlerle konuşma anlaşma şeyinden hiç anlamıyorum, kaptan." dedim gülmeye çalışarak.
Kollarını kavuşturup kol kaslarının meydana çıkmasını sağladı. "Yapmadım de."
"Neyi?" diye sordum kısık çıkan sesimle. Olayı nasıl toparlayabileceğimi düşünüyordum.
"Lütfen rastgele birisini kolundan tutup geceyi onunla geçirmediğini söyle."
Harika, Bucky olduğunu bilmiyordu. Gözlerimi kısıp ona baktım.
"Belki de yaptım. Kim hesap soracak bana?"
Tavrımı gayet net açıklamıştım ve o da aptal değildi, anlayıp bir adım geri atmıştı. "Sadece, insanların senin hakkında düşündükleri hoşuna gitmiyor bu yüzden bu şekilde gündeme düşmek istemezsin diye düşündüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurts To Love You ~Bucky Barnes [Tamamlandı]
Fanfiction"Neden Steve'e bir şans vermiyorsun?" "Çünkü en yakın arkadaşına aşığım... "