Arkamı döndüm, Selim hafiften sırıtarak bakıyordu bize. Hemen arkasında da Cengiz duruyordu. "Sanırım yakalandık, cimcime." dedim Asel'e, hala dalgalı olan sesimle.
"Öyle, hava alalım diye çıktık biz de. Durduramadım hanımefendiyi. Di mi kız?" İşaret parmağımla çenesine dokundum Asel'in. Güler gibi oldu, ellerini oynattı.
"Bizimkiler bebek sevmek istiyorlardı," Selim hızla bana yaklaşıp kucağımdaki Asel'i aldı. Ne yaptığını anlamaya çalışana kadar, çoktan arkasını dönüp ilerlemeye başlamıştı bile. "Selim, dur! Nereye?" Peşinden koşmaya niyetlenmişken, bir el koluma dolandı.
Cengiz olduğunu anlamam uzun sürmemiş, bakışlarım koluma inmişti hemen. "Çek ellerini."
"Bil-"
"Sana ellerini çek dedim Cengiz!"
Bağırışım karşısında afallarken, anında yapmıştı dediğimi. "Bak, ne olur dinle beni. 1 kez ya, 1 kez. O kadar da mı değerim yok gözünde?"
Ondan daha fazla değerlisin, diyemedim. Dilim varmadı.
Derin bir nefes alıp yüzümü sıvazladım. "Ne söyleyeceksen, söyle ve çek git. Aynı benim o gün hastanede yaptığım gibi."
"Şöyle ilerleyelim mi biraz?" Sahil kısmını işaret ederken, sert bir soluk verdim. Yeterli bir cevap olduğunu umuyordum. Tam tersi yöne dönüp yavaş yavaş yürümeye başlarken, o da yürümeye başlamıştı benimle beraber.
"Nereden başlayacağımı bilemiyorum, gerçekten. Ama bildiğim tek bir şey var, seni o gün öylece bırakıp gitmemeliydim hastanede. Ne dediğini hatırlıyor mu-"
"Benim iyiliğimi kendinden ayrı tutarak düşünüyorsan, hiç düşünme." Acı bir tebessüm yer edindi yüzümde. "Kelimesi kelimesine hatırlıyorum hem de, unutmam mümkün mü?"
Bakışlarının yüzümde olduğunu hissediyordum, önüme eğik başımı kaldırmadım. Gözlerine bakarsam, tekrardan tutulmaktan korkuyordum.
Sen hiç ayrıldın mı kı ondan, yeniden tutuklu olasın? dedi içimden bir ses.
"Köpek gibi pişmanım, inan lütfen. Biz her şeyi beraber atlatabilecekken, üstesinden gelebilecekken, ben kaçmayı seçtim."
"Aynı kardeşin gibi."
Bakışlarımdan ne seçiliyordu, bilmiyordum ama şuan etrafa ateş saçıyordum herhalde. "Sen gittin, o gitti. Kaldım tek başıma. Annem desen, her gün ağlıyor babamın fotoğraflarına bakıp. Bir yandan Asel'in velayetini o pislikte bırakmamak için uğraşıyorum, bir yandan annemin yanında olmaya çalışıyorum. Seni, hiç söylemiyorum bile. Geceleri az ağlamadım, eve kendimi az kapatmadım. Ben bir gecede, sadece Cemre'yi değil, Aysima'yı ve seni de kaybettim Cengiz."
Tutamıyordum artık gözyaşlarımı. "Asel'e hiçbir şeyi yansıtmamaya çalışmak zordu. Senin, annesinin, Aysima'nın...fotoğraflarınıza bakıp, 'nerde?' diyordu sürekli. Ben, ağzımı açıp da tek kelime edemiyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi&Yeşil
SpiritualDağların yeşilliği, Gökyüzünün maviliğinin birleştiği hep ince bir çizgi vardır. Kavuşamazlar ama sevmektende vazgeçemiyecekleri bir çizgi. İki asker...biri Yeşil gözlü Yüzbaşı diğeri ise Mavi gözlü Astsubay. Onların ince çizgisinde kavuşmak yazıyor...