|Aysima|
"Ne kadar çok sevenim varmış."
Gözlerimi açtığımda tepemde abim ve Selim vardı. "Bıcırık iyi misin?"
"İyiyim." olanları hatırlamak için kendimi toparladım. "Küçük bir şaka yaptım."
"Aysima bunun şakası mı olur?" Selim sinirle benden ayrılmıştı. "Kafayı mı yediriceksin sen bize?"
İki timde çoktan yanımıza gelmişti. Hepsi sinir ve endişeyle karışık bakıyordu bana.
"Ne zaman tehlikeye atlamaktan vazgeçiceksin sen Aysima?" dedi Yusuf Yüzbaşı, endişeli bir abi tavrıyla.
"Hiçbir zaman! Benim manyak kardeşim asla tehlikeye atlamaktan vazgeçmicek."
Haklı mıydı? Sonuna kadar ama söz konusu vatsnım ve sevdiklerim olunca asla geri duramazdım.
"Ab-Yüzbaşı'm manyak değilim sadece sizi kormak istedim."
"Şaka yaparak mı bizi koruyorsun? Yarı baygın bir şekilde seni bulduk. Biz seni öldün zannederken sen şaka yapıyorsun."
Abim yerdeki silahını sinirle alıp yanımızdan uzaklaşmıştı.
"Ne şakası yaptın Komutanım?" diye sordu Ege, merakla.
"Açıklamak ister misin Naz Aysima Uslu?" Selim'i ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. "Vurulmadığını, bizi korkutmak için yerde yatığını söylemek ister misin?"
Şakanın dozunu bu sefer fazla kaçırdım anlaşılan.
"Sakin ol, sadece sizi korumaya çalışıyordum sonra baygınmışım gibi davranmak istedim."
"Sen bizi koruma Astsubay'ım! Sen bizi korkutmadan, delirtmeden hayatta kal yeter! Se-ne desemde yine burnun dikine gidiceksin boşa konuşmaya gerek yok."
Konuşmak istesemde bütün lafları ağzıma tıkmış öylece arkasına bile bakmadan gitmişti. İkisinin arkasından şaşkınlıkla bakmak dışında bir şey yapamadım zaten.
"Korktular ya sana bir şey olucak diye o yüzden kızdılar." dedi Ali abi, yanıma yaklaşarak. "Hadi gidelim artık."
Buradaki işimiz bittiği için daha fazla oyalanmadan Karargaha geri dönüş yapmıştık. Yol boyu Selim'le konuşmayı denesemde yüzüme dahi bakmamıştı.
Sırada ise yemesi gereken bir azar vardı."Komutanım."
"Gel Astsubay'ım, gel." Komutanın bakışları yeterince korkutucuydu.
Yandın sen Aysima hemde felaket şekilde.
"Komutanım bana kızıcaksınız ama önce size anlatmam gereken şeyler var."
Dört Yüzbaşı ve Büşra'da tamamen dikkatini bana vermişti. Sacit Komutan kaşlarını çatmıştı bu dediğimle tabiki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi&Yeşil
SpiritualDağların yeşilliği, Gökyüzünün maviliğinin birleştiği hep ince bir çizgi vardır. Kavuşamazlar ama sevmektende vazgeçemiyecekleri bir çizgi. İki asker...biri Yeşil gözlü Yüzbaşı diğeri ise Mavi gözlü Astsubay. Onların ince çizgisinde kavuşmak yazıyor...