| Yazar ▪︎ 2 Ay Sonra |
"Bak bunu da al, o kutunun içinden at. Heh, aferin sana kız."
Cengiz salonda Asel'in oyuncaklarını kutuya dolduruyordu.
"Oğlum, mamasını yedi mi Asel?"
"Yedi anne." diyerek cevap verdi Cengiz. "Yedirdim ben az önce."
"Mutfağı savaş alanına çevirmemişsindir inşAllah."
"Aşk olsun, ben o kadar beceriksiz miyim?"
"Beceriksizliğini geçtim oğlum, arkanızı toplamayı unutuyorsunuz siz." Asel kıkırdayarak elindeki oyuncağı Cengiz'e fırlattı. Hafif bir acıyla yanağını ovuşturan Cengiz, alıngan bir bakış attı Asel'e. "Hoşuna mı gitti cimcime, hı?"
Asel'in cevabını beklemeden, onu gıdıklamaya başladı. Çocuğun şen gülüşleri evin içini doldururken, Saliha hanım balkon tarafından çıkageldi. "Bilge açmıyor telefonlarımı."
"Duruşmadadır belki Saliha, telaş etme bu kadar." dedi Mine hanım, elini dünürünün elinin üstüne koyarak.
"Söylemişti, önemli duruşmaları varmış bugün. Merak etme Saliha teyze."
"Bir sesini duysaydım en azından Cengiz oğlum... Böyle olunca bir tuhaf hissettim."
"Fu istiyom ben." Asel'in konuşmasıyla, dikkatler ona dönmüştü. "Ne istiyon ne istiyon?"
"Fu."
"Fu ne kız?"
"Ya fu işte Cengiz dayı. Anlamıyoy musun?"
"Anne sen anlıyor musun, ben anlamadım şahsen?"
"Su diyor herhalde, değil mi çiçeğim?"
"Eveyt, fu."
Cengiz yerden kalkıp mutfağa su almaya giderken, telefonu da çalmaya başlamıştı. "Telefonun çalıyor oğlum, bir bakıver."
"Geldim geldim." Cengiz Asel'e suyunu içirdikten sonra, telefonuna uzandı. Arayan Sedef'ti. Vakit kaybetmeden yanıtladı aramayı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi&Yeşil
SpiritualDağların yeşilliği, Gökyüzünün maviliğinin birleştiği hep ince bir çizgi vardır. Kavuşamazlar ama sevmektende vazgeçemiyecekleri bir çizgi. İki asker...biri Yeşil gözlü Yüzbaşı diğeri ise Mavi gözlü Astsubay. Onların ince çizgisinde kavuşmak yazıyor...