"Aysima!"
"Aysima!
Birinin dokunmasıyla kendime geldim. Az önce olanlar sadece bir hayaldi, beynimin bana oynadığı bir hayaldi. Sanki yaşanması gerekenleri beynim bana yaşatmış gibiydi.
"Mavim iyi misin?"
"İyiyim." dedim zorla yutkunarak. "Su içip geliyorum ben."
Arkamı dönüp içeri girdim ama elim ayağım tutmuyordu sanki. Titreyerek suyu doldurduğumda cam bardak elimden düşüp yerle bir olmuştu.
Bu bardak gibi olmuştum, bin parçaya bölündüm. Yemin ederim geçmişime dair her şeyi yakmak istiyorum artık. Böyle geçmişimi yakıp bütün anılarımı yok etmek istiyorum. Ben kendimi uzun zaman sonra bu kadar hissiz ama bir yandan da yanıyormuş gibi hissetmedim. Bu çaressizlik bütün bedenimi kaplamış gibiydi. İnsan acısını bastırmak için, görülmesin diye güldüğünde gülüşü güzel oluyormuş. Çünkü cehennemin ateşi içimizdeki ateşle bir oluyordu o zaman.
"Mavim dokunma." yerdeki cam parçalarını toplıcakken Selim'in bağırmasıyla durdum. "Elini kesiceksin güzelim."
Sadece elimi keseydim içimdeki kesikler daha beter durumda.
"Hallederim şimdi ben." desem de çok takmamıştı.
Durup yüzüme baktıktan sonra kenardaki fırçayı alıp cam parçalrını kenardaki çöpe atmıştı.
"Noluyor mavim?"
"Bir şey olduğu yok." Selim'e bakmak dışında her yere bakmıştım.
"Bardağı kırdığın için dökülmedi ya bu inci taneler." ağladığımı bile fark etmemiştim. "O güzel gözlerini benden kaçırma. Göz bebeklerine yerleşen hayal kırıklığı her neyse bana anlat. Anlat ki düşmeden seni tutabiliyim."
"Bende bilmiyorum ki ne olduğunu." pes etmiştim. "Ailem dediğim herkesin bana yalan söylediği dışında hiçbir şey bilmiyorum."
"Ne yalanı?"
İkizim olduğu yalanı....
"Her şeyi öğrendiğim gün anlatıcam söz veriyorum."
İnanmamıştı ama durumu üstelemedi de.
"İçindeki öfke her neyse onun esiri olma. Önce gerçekleri öğren ondan sonra kime kızıcaksan kız."
Kendimi kontrol edemiyorum ki. Gerçekler ortaya çıkana kadar bende istemiyorum ama olmuyor.
Selim dönüp arkasını gidiyorken bir anda sarıldım. "İyi ki varsın yeşilim."
"Sende." bunu beklemediği için şaşırmıştı. Elerimi çekip bana doğru döndü. "Sende iyi ki varsın mavim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi&Yeşil
SpiritualDağların yeşilliği, Gökyüzünün maviliğinin birleştiği hep ince bir çizgi vardır. Kavuşamazlar ama sevmektende vazgeçemiyecekleri bir çizgi. İki asker...biri Yeşil gözlü Yüzbaşı diğeri ise Mavi gözlü Astsubay. Onların ince çizgisinde kavuşmak yazıyor...