💜-26-🖤

233 35 18
                                    

"Seok Ho kız kardeşi evden kaçıp bir örgüte katıldığı zaman onu senelerce aramış ama bulamamış. Katıldığı örgüt hakkında ise herhangi bir bilgiye ulaşamamış. Bu yüzden yaptığı dedektiflik işini bırakarak benim gibi özel eğitime katılarak geçmiş ve ajan olmuştu. Biz bunu onun öldüğünü düşündüğümüz zamanlarda öğrenmiştik tabi. Ekibe ilk katıldığımız zamanlarda soğuk sert ve sadece kendi işine bakan biriydi. Tabi daha sonra bizlerle samimi olmuştu az da olsa. Sana evlenme teklifi etmeden önce katıldığım son operasyon Seok Ho'nun kız kardeşinin katıldığı örgütü devirmemiz için yaptığımız bir görevdi. Gizli sığınaklarını keşfetmiş ve baskın yapmıştık. Birçok çocuğu daha küçükken kaçırıp kendi örgütlerine üye yapmak için eğitiyorlardı. Onun kardeşi ise çoktan değişmişti. Tamamiyle bir üye olmuştu. Gözünü kırpmadan insanları öldürüyordu. Patlayıcı yaparak birçok sivili katlediyordu."

O sadece kardeşini kurtarmak istemişti. Ama sanırım geç kalmıştı.

"Yaptığımız operasyonda canlı olarak kurtulan tek üye kendisiydi. Dediğim gibi kardeşi olduğunu bilmiyorduk. Hiçbirimiz. Yeni görevleri için bir bölgeye patlayıcı koymuşlardı. Kısa süre içinde patlayacaktı ve bize nerede olduğunu söylemiyordu."

Bu kelimelerin dahi yetmediği bir durumdu. San kendi görevini yapıyordu sadece. İnsanları koruyordu. Onunla bu konuda gurur duyuyordum ama bunu dile getiremiyordum bile.

"Wooyoung biz onun kardeşine resmen onun gözleri önünde işkence ettik. Dövdük, yaraladık. En sonunda yerini öğrendiğimiz zaman ise patlayıcıyı etkisiz hale getirdik. Sonra hiçbir şey olmamış gibi gelip ona açtığımız yaraları sardık. Ne de olsa o da bir kurbandı. Ama biz de insanları korumakla görevli olan birer askerdik, ajandık. Ona yaptıklarımızı sessizce izledi. Ama en sonunda kardeşini kendisi öldürdü o adam Wooyoung. Biz anlamadan yavaş yavaş kafayı yemişti. Eğer bize olanları en baştan anlatmış olsaydı belkide olaylar buraya kadar gelmezdi. Onunla kavga ettiğim zamanı çok iyi hatırlıyorum. Arkadaşım dediğim adam üzerime saldırdığı zaman şokla savurduğum bıçağımın yüzüne derin bir yara açmasını ve kavganın sonunda geri geri giderek kendisini olduğu yerden metrelerce aşağıdaki denize bırakmasını. Bazen rüyalarıma dahi giriyordu."

O çok şey yaşamıştı. Benden kat ve kat daha çok şey yaşamıştı ama bu onun hatası değildi. Bu asla onun hatası değildi. Benim sinirlendiğim tek nokta bana yalan söylemiş olmasıydı ama bu onun elinde değildi. Kaçırıldığım için ve ya zarar gördüğüm için ona sinirli değildim. Ne de olsa beni kaçıran adamın ne denli bir manyak olduğuna kendim de şahit olmuştum. O adam kendi çapında intikam almaya çalışmıştı ama bunu yapmasına gerek dahi yoktu. Ben hiçbir şeyden habersiz sivil biriydim ama onun kız kardeşi patlayıcı yapan bir terörist idi. San yaptıklarında sonuna kadar haklıydı ama o adamın bu yaptıklarında hiçbir haklılık payı dahi yoktu. Bu onun körelmiş duyguları ve yitirdiği aklı ile kendince yaptığı başarısız bir plandı. Kendi kardeşini öldürmüştü ve beni de öldürmeyi düşünmüştü. Tabi San bana dediği gibi buna engel olmuştu.

Onu suçlayamazdım. Asla. Buna hakkım yoktu. Ama yaşadıklarımı sindirmek için bana biraz zaman tanımalıydı.

Aslında ben kendime biraz zaman tanımalıydım. İçimdeki duygularımın ve vücudumdaki yaralarımın az da olsa geçmesi için biraz zamana ihtiyacım vardı.

Yüzümü dakikalar önce bastırdığım yastıktan kaldırarak yavaş bir şekilde ona döndüm. Taşıyamadığım alçılı kolumu sağlam elimden destek alarak kaldırdım ve tamamiyle ona döndüm. Birkaç damla yaş dökülen yaşlı gözleri ve sıktığı çenesi ile dikkatle bana bakıyordu. Saçlarımda olan elini tutarak yastıkla yanağım arasına alarak önce bir öpücük bırakarak yüzümü eli arasına yerleştirdim. Biraz yüzüne bakarak gözlerimi kapattım.

Ephemeral •Woosan•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin