"Wooyoung?"
Korkuyla yanımda olan bedene uzattım elimi. Varlığına bana güvence vermesine deli gibi muhtaçken nefeslerim göğsüme batmaya başlamıştı. Titreyen dudaklarım arasından tek bir cümle döküldü o sırada.
"Öldürdü."
San elini yüzüme koyup yaşlarımı silmeden ağladığımı dahi anlamazken zorla nefes almaya çalışan bedenime daha çok yaklaştı.
"Tamam burada duralım biraz."
Ellerim sıkıca kollarına tutunurken kendimi nefes almaya zorluyor ama alamıyordum. Başım hafiften dönmeye başlayınca gözlerimi kapatıp başımı San'ın göğsüne yasladım. Nefes almakta zorlandığımı anlayınca telaşla yüzümü kendisine çevirdi. Endişe dolu cümleleri odada yankılanırken herkesin bir anda ayaklandığını hissetmiştim.
"Wooyoung? Wooyoung nefes al. Derin derin nefes al iyi misin?"
"San."
Ağzımdan çıkan kısık ismi ile gözlerini üzerimden çevirmeden kendisine uzatılan suyu bana içirdi. Soğuk su boğazıma iyi gelirken yaşlardan önümü dahi göremeyerek tekrar kendimi San'a yasladım.
"San her yere sıçradı kanlar."
"Tamam güzelim yeter biraz toparlanmaya çalış."
"San her yerimde o adamın kanları vardı. Seni de öldürücem dedi. Hem de senin karşında yapacaktı."
"Hayır. Yapamadı. Güzelim lütfen."
Kolları sıkıca bedenime sarılıydı.
"Her yerime kan bulaştı. Her yere bulaştı. Bir sürü vardı. Dudaklarımda bile. Tadını bile aldım."
"Lütfen."
Saçlarımın arasına durmaksızın kondurdu öpücüklerini. Elleri sırtımı, kollarımı, ensemi ve saçlarımı dolaşıyor sakinleşmem için elinden geleni yapmaya çalışıyordu. İşe de yarıyordu. Vücudumdan bütün enerjinin çekildiğini hissediyordum. Kolumda bir sızı hissettim ve saç tutanlarım arasından beni endişe ile izleyen birkaç yüzü seçebiliyordum.
Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama başımı yasladığım göğüsten çekince fark ettim odada bulunan Yeosang'ı. Bakışlarım koluma değindi. San küçük bir pamuğu bastırıyordu iç koluma. Bütün algılarım yerine gelmişti ve artık çevremdekileri duyuyordum.
"Wooyoung."
Yeosang yanımdaki sandalyede otururken endişe ile bana bakıyordu. Ona sadece bir 'hmm' vermiştim cevap olarak.
"Daha iyi misin?"
İyi miydim?
Bakışlarım sol yanımdaki bedene döndü. Bakışları karış karış yüzümde dolaşırken iyi olduğumu belli edecek en ufak bir mimik arıyordu.
Bende güldüm.
Daha iyi olduğumu ona belli etmek için elimden geldiğince dudaklarımı gerdim ve gözlerindeki endişe az da olsa azalana kadar gülmeye devam ettim.
"Daha iyi misin?"
"Evet."
İyi olduğumdan emin olana kadar benimle ilgilenmişti. Yeosang odadan çıkmış ve diğerleri ben kendimi biraz daha toparlayana kadar başka konular hakkında toplantı yapmışlardı. Başımı koyduğum omuzdan kendimi daha iyi hissettiğim an kalkarak masada bulunan sudan bir yudum alarak sessizleşmiş gruba döndüm.
"Ben daha iyiyim. Devam etmek istiyorum."
"Emin misin?"
Soru sol çaprazımda oturan Felix'den gelmişti. Biraz tebessüm ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/265159915-288-k390968.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ephemeral •Woosan•
FanfictionEvli olduğum adamı meğerse hiç tanımamışım... __________________________________ -Woosan- -Seongjong- -Yungi- -Jongsang-