Başımdaki ağrı ile gözlerimi yeniden bir bilimezliğin içine açtım. Korku ile bakışlarımı hızla etrafta gezdirdim. Önceki uyandığım odada tekrar uyandığım zaman rüyada olmadığımı anladım. Eğer gözümü burada değil de yine o fabrikada açmış olsaydım kafayı yerdim herhalde.
Sol tarafındaki sandalyede oturan ve kafasını arkaya doğru atmış gözleri kapalı San'ı görünce duraksadım. Düzenli aldığı nefesleri ile uyuduğunu düşünüyordum.
Sırtıma ve koluma dikkat ederek onun olduğu tarafa döndüm. Sağlam olan elimi başımın altına koyarak onu izlemeye başladım. Vücudu benim yanımda olduğu zamana göre kilo vermişti, gözaltları morarmış ve bileğinde bandajlar vardı. Ben yokken kendine bakmamıştı bile. O hep böyleydi. Kendisinden önce başkasını düşünürdü. Kendinden çok beni düşünürdü.
Kımıldanarak yavaş yavaş kendine gelmeye başladığı zaman hızla diğer tarafa dönmeye çalıştım ama yaralarımdan dolayı daha dönemeden gözlerini açmıştı ama ben devam ederek ona sırtımı dönmüştüm. Alçılı elime kolumu sararak bakışlarımı yaralı ellerime çevirdim. Yer yer avucuma bastırmıştım tırnaklarımı.
"Wooyoung?"
Yatakta hissettim ağırlık ile biraz daha ondan uzaklaştım. Şu an onun yanımda olmasını çok istiyordum ama korkuyordum. Bana senelerce yalan söyledi ve söylemeye devam edip etmediğini dahi bilemiyordum. Bu işin sonunda ondan ayrı olmaya mecbur kalmak istemiyordum. Gerçek de olsa söyleyeceği şeylerden hâlâ korkuyordum.
Ben yatakta bacaklarımı dahi kendime çekerek küçülerek ondan kaçmaya çalışırken o daha çok bana yaklaşmaya devam ediyordu. Benden daha fazla ayrı kalmak istemiyordu bunu anlıyorum.
"Wooyoung özür dilerim. İstersen dön yüzüme karşı bağır, çağır hatta istersen vur ama lütfen sessiz kalma. Sen sustukça mahvoluyorum."
Gözlerim hızla dolmuş ve tutmaya kalmadan damla damla akmaya başlayınca kafamı yastığa çevirerek yüzümü bastırdım. Benden özür dilemesini istemiyordum. Aksine ben korksam dahi yanıma olmasını istiyorum.
"Hayatım boyunca birçok göreve katıldım. Bıçaklandım, vuruldum, dayak yedim hatta yeri geldiğinde işkence gördüm. Ama hiçbiri sensizlikden daha kötü değildi. Sen yokken kalbime saplanan bıçak sayısı düşmanlarım tarafından aldığım bıçak sayısından fazlaydı. Nefes alamıyordum. Mahvoluyordum."
Duyduğum kelimeler benim de kalbime birer bıçak gibi saplanıyordu. Yıllardır yanımda olan sevdiğim adam haberim dahi olmadan belkide binlerce defa yaralanmıştı ama ben bu olanlardan habersiz mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiştim.
Yer yer vücudunda gördüğüm yara izlerini bana kaza geçirdim diye yalan söyleyerek inandırmaya çalışmıştı ve bende öperek iyileşmesini dilemiştim sadece.
Nereden bilebilirdim ki sevdiğim adam herkesi korumak için onlarca insanla savaşıp yara aldığını.
"Hiçbir şey senin zarar gördüğüne şahit olmak kadar, yaralandığını bilmek kadar çok canımı yakmıyor Wooyoung. Kaçırıldığını öğrendiğim zaman deliye dönmüştüm. O kadar çıldırmıştımki asıl kimliğimi ve kaldığım yeri bilen Seonghwa'ya silah çekerek tehdit ettim. O kadar gözüm dönmüştü ki Hongjoong'u vurmakla tehdit ettim onu. En yakın arkadaşımdan şüphe etmiş ve yaptığını ödetmek için sevgilisini vurmayı düşünmüştüm. Wooyoung sen olmayınca ben artık düşünemiyorum bile."
Boğazımdan kaçan hıçkırıklara mani olamamıştım artık. Yastığa kustuğum hıçkırıklarım ile saçlarım arasında ellerini hissettim. Mor tutamlarımı nazik bir şekilde okşayan eller.
![](https://img.wattpad.com/cover/265159915-288-k390968.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ephemeral •Woosan•
FanficEvli olduğum adamı meğerse hiç tanımamışım... __________________________________ -Woosan- -Seongjong- -Yungi- -Jongsang-