Elimdeki çanta ile odaya girdiğim zaman uyuyan Hongjoong'un saçlarını okşayan Seonghwa'ya baktım. Benim gelmem ile ondan ayrılmış ve masanın üzerindeki çantasını eline almıştı.
"Onunla vedalaşmayacak mısın?"
"Vedaları sevmem bilirsin."
"Çıkalım o zaman."
Birlikte odadan çıktığımız zaman koridorda bir gardiyan edasıyla karşımızda Mingi dikiliyordu.
"Sen yokken buraları ben kontrol ederim. Elimizden geleni yaptığımızı bil yeter."
"Biliyorum."
Kafasını salladı ve cebinden birer telefon çıkardı.
"Bunlar sizin. Ne için olursa olsun arayabilirsiniz."
"Tamam."
Telefonları aldık ve ilerlemeye başladık. Binadan çıkıp bizi bekleyen araçla havaalanına gelmiş ve uçağımıza yetişerek binmiştik. Yerimizi almamız ile Seonghwa'ya dönerek sessizce konuştum.
"Adamı fark ettin mi?"
"Evet. Peşimizde olduğunu belli etti zaten."
"İş bitene kadar karışmayalım da raporunu iletsin."
Kafasını sallaması ile tekrar önüme döndüm. Bütün gün uyuyamadığımdan dinç kalmak için arkama yaslandım.
Seonghwa'nın 2 saat önce dediği şey aklıma gelince hafif tebessüm ettim.
Evet Wooyoung beni bu halde görse kesinlikle kızardı. Fazla çalıştığım zaman bile kızıyordu. Neymiş kendimi çok yoruyormuşum. Ayrıca da kendimi çok işe veriyormuşum.
Ama bilmiyordu ki ben o işe sırf onun için girmiştim. Normalde ikimize hayat boyu yetecek param vardı ama onun bunu sorgulamasını istemiyordum. Ayrıca Seonghwa ile yarı yarıya aldığımız şirketi bir şekilde yönetmemiz lazımdı. Tabi bu sadece önceden yaptığımız işi örtmek için kullandığımız bir kılıftı.
Aklıma Wooyoung ile ilk tanıştığımız zamanlar gelirken gözlerimi kapatmış ve sadece onu düşünmüştüm.
_______
Önümdeki şirketin kapısına bakarken elimi çantama atarak fotoğraf makinası çıkarmıştım. Gördüğüm araçtan teker teker inen müdürlerin fotoğrafını çekerken duyduğum ses ile elimdeki kamerayı son kez çektiğim resimden sonra memnun bir şekilde bırakarak seslenen kişiye döndüm.
"Bir şeyler alır mıydınız?"
Mor saçlı garsonun yüzündeki gülümsemeye dalmışken sorduğu soruyu düşündüm.
İster miydim?
"Americano."
Söylediğim ile kafasını sallayarak yanımdan uzaklaştı. Arkasından bakakalırken kulağımdaki ses ile kendime geldim.
"Çektin mi?"
Hemen önüme dönerek elimdeki kameradan resimlere baktım.
"Evet çektim."
"Tamam ben içerdeyim sana kayıtları atacağım kontrol et."
"Bekliyorum."
Önümdeki bilgisayarı açarak Seonghwa'nın olduğu yerdeki kamera kayıtlarına bakıyordum. O şu an karşımdaki şirkette kamera kayıtlarını ararken ben olduğum küçük kafenin camı gören en köşesinde giren çıkanları kontrol ediyordum. Müdür Chae daha gelmemişti ve o gelmeden odasındaki bazı belgeleri almamız lazımdı. Bir gözüm daima kapıda girip çıkanlardayken bir gözüm de bilgisayardaki kamera kayıtlarındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ephemeral •Woosan•
Fiksi PenggemarEvli olduğum adamı meğerse hiç tanımamışım... __________________________________ -Woosan- -Seongjong- -Yungi- -Jongsang-