1 EYLÜL 2014

401 53 82
                                    


1 Eylül 2014 sabahı, profesörlerin tamamı, akşama büyük bir şölene ev sahipliği yapacak olan büyük salonda hep bir arada kahvaltı için buluşmuşlardı. Riddle ise Lyncia'nın hemen yanında oturuyor, masanın en ucunda oturan, yarı dev ile göz göze gelmemeye çalışıyordu. On beş sene önceki barış denemesi başarısızlıkla sonuçlanmış, şimdi ise her şeyin üzerinden bu kadar zaman geçmişken, yeniden denemenin manasını görmüyordu. Elbetteki herkesin onu affetmiş olmasını bekleyemezdi.

Düşüncelerinden, hemen arkalarında tavana kadar uzanan devasa pencerelerden, salon'un girişine uzanan ışık huzmeleri arasından onlara doğru gelen baykuşun ciyaklamasıyla sıyrılmıştı. Kar gibi bembeyaz baykuş, onunla kadının hemen arasına koyarak, ağzında tuttuğu mühürlü zarfı Lyncia'ya uzatmış, kadın mektubu aldıktan sonra ise kafasını kadının eline muhabbetle sürtmüştü. Bu Aloisti.

Kuş, geldiği gibi dönerken, Riddle'ın gözleri, kadının özenle açtığı zarfa kaymadan edememişti. Fark ettirmemeye çalışsa da, göz ucuyla yazanlara bakarak kimden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Çok geçmeden mektubun sonuna iliştirilmiş ismi gördü.

Richard.

Lyncia belli belirsiz gülümseyerek kağıdı katlayıp cebine koyarken, Riddle ise epeydir düşünmemeye çalıştığı, yok saydığı bu adamın varlığını bir kez daha hatırlayarak, yüzünü istemsizce buruşturmuştu.

"Kimden geldi Lyn?" Lyncia'nın diğer tarafında oturan Iona gülümseyerek arkadaşına dönmüştü.

"Richard'dan. Yeni dönem için şans diliyor." Diye cevapladı kadın, onun da gözleri istemsizce bir an için rahatsız olmuş gibi oturan Riddle'a kaymadan edememişti.

"Düğün ne zaman?" Iona, ağzına attığı kocaman lokmanın hemen ardından devam etti. "Bir senedir düğününü bekliyorum. Kıyafetim bile hazır!" Diye takıldı arkadaşına.

Lyncia ise bu soru karşısında bir anlık duraksamıştı. "Tarihi konuşuyoruz." Diye yanıtladı yuvarlak bir cevapla geçiştirerek.

Bu esnada Riddle ise yavaşça oturduğu yerden yanındakilere hafifçe gülümsemeye çalışarak kalkmış, Büyük Salon'un kapılarına yönelmişti. Her ne kadar kadına arkadaş kalmayı teklif etmiş olsa, buna göre hareket etmeye çalışsa da, bunu yok saymak zor olmuştu. İçindeki her bir hissi, kadının vazgeçirmek istiyordu.

--------------------------------------------------------------

Tom Riddle, adımlarını okulu Hogwarts'ın göle açılan patikasına bağlayan yamuk yumuk eski tahta köprü'nün sonuna doğru ilerletirken, önünde uzanan yemyeşil manzaraya bir an duraksayarak baktı. Özenle çizilmiş bir portreyi andıran bu huzurlu görüntü, bir zamanlar ona bu güzellikleri çağrıştırmazken, her şeyin ne kadar değişmiş olduğunu düşündü. Bir zamanlar, defalarca geçtiği yolları şimdi bambaşka biri olarak adımlıyordu.

Kendisini, göle uzanan küçük iskelenin yanındaki banklardan birine bırakırken, cebinden metal bir kutu çıkarmış, açarak içindeki çakmakla sigarayı alıp dudaklarına götürmüştü. Dumandan derin bir nefes alırken, ağır ağır dışarı bıraktı.

"Riddle?"

Tom şaşkınlık içinde hemen arkasından işittiği sese dönerken, artık iyice kırlaşmış karışık bir çalıyı andıran saçları ve aynı görünen uzun sakalıyla yarı devi görmeyi beklemediği her halinden belli oluyordu.

Hagrid, adamın hemen yanına, bankın kalan kısmını tamamen kaplayarak oturmuştu. "Sakıncası yoksa?" Riddle'ın hemen yanına bıraktığı gümüşi kutuyu işaret ediyordu.

Amon (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin