AMARETH

187 25 48
                                    

Yazarın notu: Normalde Pus'a Özel Bölüm olarak ekledim. Sonra çok karışacak gibi göründüğü için buraya alıyorum.

Ocak 1999

Kahverengi parlak saçlara sahip, ela gözlü, kırklarının sonundaymış gibi görünen uzun boylu, sert yüz hatlarına sahip adam, bembeyaz mermerlerle, altın rengi işlemeli sütunlarla çevrili odada, harıl harıl yanan şöminenin hemen önüne yerleştirilmiş koltukta duran gümüşi maskeye uzandı. Ellerinde bir süre tuttuktan sonra, yüzüne doğru götürerek soğuk metalin teniyle buluşmasına izin verdi. Sanki zihninden sayısız soru, sayısız ihtimal geçiyormuşcasına yavaş bir hareketle, üzerine geçirdiği beyaz cübbenin başlığını kapattıktan sonra, yanan alevlere diktiği gözleriyle birden ortadan kayboldu.

------------------------

"Efendim." dedi Rodolphus Lestrange, simsiyah kapılardan tereddütle girerken, önünde tehditkar vaziyette oturan, cildi incelerek kağıt gibi bembeyaz olmuş kırmızı gözlü adama bakıyordu. "Beklediğiniz misafiriniz geldi."

"Ah! Harika." dedi son derece sahte bir ifadeyle Voldemort, gözleri bir an yanında kıvrılan Nagini'ye kayarken. "İçeri al Lestrange."

Rodolphus Lestrange, son zamanlarda Lordun sık sık görüştüğü bu gizemli adamın kim olduğunu merak etmesine rağmen, diğerleri gibi sormaya cesaret edemiyordu. Bir an, dilinin ucuna gelse de, lafını geri iterek kafasıyla onayladı ve rüzgar misali geldiği kapılardan çıktı.

"Çıkın! Hepiniz!" kocaman bir toplantı masasının etrafına dizilmiş en yakınlarına kesin bir komut vermişti. Hepsi birbirine bakarken, aslında kafalarından az önce Lestrange'in düşündüğü şey geçiyordu.

"Lordum, kalsak daha iyi-"

"Sana çık dedim Bellatrix!" diye tısladı Voldemort kağıt gibi incecik dudaklarının arasından. Emirinin ikiletilmesinden hiç hoşlanmamış, Nagini, efendisinin ses tonunu duyar duymaz kıvırcık siyah saçlı kadına doğru kendiliğinden kıvrılmaya başlamıştı.

Bellatrix'in yüzü bembeyaz olurken, oda hemencecik boşaldı.

Siyah kapılar bir kez daha ardına kadar açılırken, içeriye, Voldemort'un aksine bembeyaz giyinmiş, yüzündeki gümüşi işlemeli maske, içerideki loş atmosfere rağmen parıl parıl parlayan bir adam içeriye girdi. Karanlık Lord yerinden kalkarak, adamı karşılamak için yanına yöneldi.

"Hoşgeldin, Amareth." dedi ağzı genişlerken, bir yandan kemikli elleriyle adama uzanmış, huyu olmadığı üzere, hafifçe sarılır gibi tek koluyla kavramıştı.

"Hoşbuldum." diye cevapladı maskeli adam buhulu bir ses tonuyla. Ona dokunan yaratıktan hiç haz etmiyordu.

"Lütfen." Canavar, Amereth'e oturması için eliyle işaret ederken, kendisi de masanın başındaki yerine yerleşti. "Yoksa yeni gelişmeler mi var?"

"Aslında," dedi ufak bir duraksamanın ardından. Söyleyeceği şeyleri çok önceden planlamıştı. "Okulda araştırma yapmamızın vakti geldi. Odayı biz açmalıyız."

"Yerini buldunuz mu?"

"Hayır. Bakmamız gereken yüzlerce yer var. Bu yüzden gelmeliyiz." dedi beyazlar içindeki adam. Her an gelebilecek bir zihin saldırısına karşı tetikteydi.

"Aramam gereken yerleri söyleyin." dedi Voldemort. Bulduklarını anlamak için karşısındakinin zihninde olmasına gerek yoktu.

"Odayı bulsan bile en ufak hatada kendisini yok edecektir. Hata yapılmasını istemiyoruz." diye diretti Amareth. Sesi sert ve kesin çıkmıştı.

Amon (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin