KARA KEDİ

166 24 47
                                    

Koca bir gün boyunca okulda yapılan arama sonucunda gruplar, kelimenin tam anlamıyla her taşın altına baktıklarından, kendilerine verilen bölgelerin çeyreğini ancak tamamlayabilmiş, kimse kayda değer bir şey bulamamıştı. Bu konuyu akşam yemeği için Büyük Salon'da yeniden bir araya geldiklerinde uzun uzadıya konuştular. Ron, Richard ve Draco'nun da bu ekstrem durum nedeniyle geçici süreyle okulda konaklamasına izin verilip odaları ayarlanırken Tom Riddle, okulda kalacağını bizzat kendi ağzından duyduğu Arthur O'brian'ın bütün gün ortada gözükmemesini düşünüyordu. Bu konuya kimsenin yeterince dikkat etmemesi ya da lafını ağzına tıkmaları onu delirtmek üzereydi. Zamanında kendisi de epeyce masum görünüp, saman altından hiç fark ettirmeden çok sular yürütmüştü ve bazen elinde kanıt olmaksızın insanların suçlanması gerektiği, buradan çıkarılması gereken en iyi sonuçtu.

Yemek bitip hepsi odalarına çekilmeye başladığında, odası Lyncia'nın bulunduğu kanadın epeyce uzağına ayarlanmış Richard'ın kadının peşine takıldığını gören Tom Riddle'ı tarifsiz bir hoşnutsuzluk sarmıştı. Ne bekliyordu ki? Adam onun nişanlısıydı.

"Hogsmeade'e uğramaya ne dersin?" Dedi biraz gerisinden düşünceli görünen adama doğru yürüyen Iona. Yüzünde sevimli bir gülümseme belirmişti. "Biraz kafa dağıtırız." Diye göz kırptı.

İçinden gitmek gelmese de "Olur." Dedi. Odasında tek başına kös kös oturup zihninin çeşitli şekillerde ona işkence etmesinden daha iyi bir fikir gibi gelmişti.

Iona ile birlikle kışın tüm sertliğinin hissedildiği ve çevresi gibi kendisi de beyazlara bürünmüş Hogsmeade'de Üç Süpürge'ye girdiklerinde, yarı yarıya dolu olan barda kendilerine kuytuda bir masa seçtiler. Iona, Riddle'ın aksine son derece enerjik ve konuşkandı. Neşesinin yerinde olduğu durmadan konuşmasından ve sık sık gülmesinden belli olurken, Tom ona uyum sağlamakta zorlanıyordu. Yine de, karşısına oturmuş ve yeşil gözlerini ondan ayırmayan parlak kızıl saçlara sahip kadının kendisiyle ilgilendiğinden kesinlikle emin olmuştu. Iona'nın kendisine bakarken büyüyen göz bebekleri, mimikleri, şaka yaparken Tom'a dokunması, her şey bunu gösteriyordu.

"Ne düşünüyorsun? Kim neden girsin ki okula?" Diye sordu Iona. Ne yaparsa yapsın adamın aklının çok başka diyarlarda olduğunu fark etmiş, en güncel konuya geri dönmüştü.

"Bilmiyorum." Diye yanıtladı inandırıcı görünmeye çalışarak. "Sana anlattığımdan fazlasını söylemediler."

"Minerva birinin girdiğinden emin mi?"  Dedi kadın. Riddle'ın bilmediğine inanmıyormuş gibi bakıyordu.

"Evet." 

"Neden bu kadar endişelisin Tom?" Iona, bir an, adamın masada, içkisinin hemen gerisinde duran eline doğru uzanmıştı.

Riddle ise eline dokunmasına mı yoksa ona Tom demesine mi daha çok takılmalıydı, bilmiyordu. Tüm vücudu aniden irkilmişti. Elini gülümsemeye çalışarak hafifçe çekerken, "Tom mu?" dedi.

"Evet. Thomas'ın kısaltması Tom. Lyncia'ya da Lyn dediğim gibi. Hem Thomas fazla resmi." Iona yüzüne sıcacık bir gülümseme kondurdu. "Ancak rahatsız oluyorsan söylemem."

Kadının, Lyncia'ya defalarca Lyn dediğine şahit olan Riddle, söylediklerinin de kulağa mantıklı gelmesiyle bu olaya çok takılmadı. Zaten Iona'nın bilmesine imkan yoktu. "Hayır" dedi. "Sorun yok." Bir süre daha muhabbet ettikten sonra, Tom yorgun olduğunu belirtti. Gecenin umduğundan erken bitip, pek de istediği gibi geçmediğini düşünen Iona'nın yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden okunurken, birlikte okula döndüler. Odası diğer koridor'da bulunan kadın Riddle'a iyi geceler diledi. Tom da aynı şekilde karşılık vererek odasının yolunu tuttu.

Amon (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin