KRALLIK

158 23 10
                                    

Yazarın Notu: gözcü ve koruyucuları hatırlamayanlar suç ve ceza ile kehanet isimli bölümlere göz atabilirler

-----

Dünya Kupasına sayılı günler kala, bulutlu bir Cumartesi günü Hogwarts'ın altında serili araziden kalkan karın altında etrafa yeniden hakim olmaya başlayan yeşilliği izleyen Tom Riddle, çalışma masasının başında, önündeki kitabı büyük bir dikkatle incelemeye devam eden kadının sesiyle irkildi. Simsiyah bir deriye kırmızıyla kazınmış kendi kuyruğunu yutan yılan sembollü kitaptı bu. Ve her ikisinin de düşündüğünden çok daha büyük bir gizemi aydınlatmayı başarmıştı.

"Hanedan (krallık), kadim büyü yasaklanınca yer altına çekilerek zayıfladı. Yasağın gelmemesi için verdikleri mücadelede dönemin diğer bilgeleri tarafından bozguna uğratıldılar. O zamandan beri isimleri anılmasa da, varlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir." Diye dışından okudu kadın Riddle'ın da duymasını istemişti.

"Ne zaman yazılmıştı?" Dedi Riddle kafasını kadına çevirerek. Bir kaç gecedir bu kitapla sabahlıyorlardı.

"1566"

"Amonhotep ha? Hepsi onun soyundan mı geliyor?" Okuduğu şeyleri teyit etmek istermiş gibi sormuştu.

"Yazdığına göre öyle. Kandan aktarılan bir yetenek olduğu iddia ediliyor."

"İyi ama yeterli büyü gücüne sahip olan herkes kadim büyüyü kullanabilir. Belki de yazarı onları biraz abartmıştır. Güç içeren çoğu şey dikkat çeker bilirsin." Dedi adam. Aklından geçen ihtimallerin doğru olmaması için kendi düşüncelerini çürütmeye çalışıyordu.

"Ya daha üst bir türü varsa? Yani... zamanında kullanılanın da üzerine çıkabilecek... "

"Açıkcası... öyle olduğunu düşünmek istemiyorum.... " Bu ihtimal elbetteki aklına ilk gelen şeydi. "Tarikat... bu şey... o kadar gezdim çok şey okudum... gördüm ama benzerini hiç duymadım... yazılanlar eğer doğruysa... Voldemort-" duraksadı.

"Bile onların yapabileceklerinin yanında çok masum kalıyor." Tom'un yarıda kestiği sözünü Lyncia tamamladı.

"Evet." Voldemort'un eriştiği güce herkes erişemeyecek olsa da en azından anladıkları ve bildikleri büyü sınırları içerisindeydi. İnsanlar ne ile karşı karşıya olduklarını tahmin edebiliyorlardı. "Bir daha gösterir misin?" Dedi Riddle, pencerenin önünden ayrılarak kadına doğru yaklaştı. Yüzündeki ifadeden ne düşündüğünü ya da hissettiğini okumak neredeyse imkansızdı.

Lyncia adamın istediği sayfayı yırtmamaya özen göstererek dikkatlice açarak kitabı uzattı. Tom Riddle'ın gözleri sapsarı olmuş ve yer yer çatlamış parşömende, artık boyaları kuruyarak düşmeye yüz tutmuş portreye dikkatlice baktı. Bu silüet hiç şüphesiz kazdığı mezarda bulduğu maske, dolabın içinden çıkan beyazlar içindeki adamla birebir aynıydı. Artık neden Amareth'in böcürt olarak karşısına çıktığı ya da Amon'un onunla aynı göründüğü anlam kazanmıştı. Görünüşe göre, bu kanın soyundan gelen liderler... hepsi... aynı giyiniyordu. Bir kurtarıcı... bir mesih gibi. "Kehaneti anımsa." Dedi Riddle aniden. Gözleri halen resimdeydi. Pek çok şey anlam kazanmıştı.

Krallığın mirasını taşıyan,
Karşılaşacak,
Zamanın gerisinden gelen dengiyle,
Varisler bir araya gelecek,
Kurtuluş gününde,
Kanı, diğerinin kanının içinde akarken,
Sırlar açığa çıkacak,
Kader bir mızrak gibi saplanırken,
Karanlığın göğsüne,
Aydınlığa hayat bağışlanacak

Amon (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin