Başları hikayenin oturması açısından hızlı paylaşıyorum :p sonra yavaşlarız :)
---------------------------------------------------------
Tom Riddle, Londra'da, King's Cross İstasyonunun hemen yakınındaki bir kırmızı telefon kulübesine kimsenin onu görmediğinden emin olarak dikkatlice girdi. Eline telefonu alıp kulağına dayar dayamaz, anahtar aktive olarak tüm yerin ayaklarının altından kaymasını sağlarken birden yok oldu.
Gözlerini yeniden açtığında, benzeri bir kulübenin ağır metal kapısını itekleyip dışarı çıkarken, kocaman kapalı bir yer altı yerleşkesinin tam içine düşmüş gibiydi. Her iki yanında karşılıklı dizilmiş şöminelerden yem yeşil alevin içinde beliren cadı ve büyücüler çıkıyor, sanki bir yere yetişirlermiş gibi koşturma içerisinde ellerindeki çanta ve evraklarla birlikte, yolun hemen sonundaki çember şeklinde, ortasında bir muggle ile büyücünün sırt sırta verdiği devasa heykele -Bu heykel, savaştan sonra, Voldemort'un muggle'ların üzerinde duran heykelinin yerine yerleştirilmiş bir anıttı.- ve etrafına yerleştirilmiş sayısız katlı binaya benzeyen yapıların arasına yerleştirilmiş asansörlere doğru ilerliyorlardı.
Riddle'a dün gece gelen bir baykuş, tam olarak nereye gitmesi gerektiğini söylediğinden, adımlarını tabelalara baka baka sol kanatta bulunan asansöre yöneltmiş, altın renkli kapıların açılmasıyla aletin içinden çıkan insanlardan hemen sonra büyük bir kalabalıkla birlikte içeri girerek neredeyse tost olmuştu.
Oksijen gittikçe azalırken, açılan kapılardan kendisini dışarı fırlattı. En sonunda lila renkleriyle döşenmiş, önünde bir sekreterya bulunan her tarafa bakanlığın amblemi yerleştirilmiş genişçe bir bekleme salonuna varmıştı. İlerideki masada oturan koyu kahve saçlarını sıkıca toplamış bir cadı ona bakıyordu.
"Sihir Bakanı ile görüşecektim. Saat ikide."
Genç kadın kaşlarını kaldırarak adama bakıyordu. "İsminiz?"
"Thomas Ritz."
"Evet. İşte burada." Dedi kadın bir süre önünde yer alan parşömene dikkatlice göz atmıştı. "İçeri geçebilirsiniz." Dedi yerinden kalkarak, Sihir Bakan'ının kapısına Riddle eşliğinde ilerlerken, kapıyı çaldıktan sonra adam için açmıştı.
Dışarısı gibi lila'nın hakim olduğu odada, kocaman ahşap masasında önünde türlü evraklarla oturmuş, kahve rengi kısa saçlı, altmışlarının başındaymış gibi görünen, son derece bakımlı bir kadın, giydiği siyah takımıyla birlikte kapılardan içeri girenleri görür görmez, yerinden kalkarak onlara doğru ilerlemişti.
"Teşekkür ederim Doris. Çıkabilirsin." Dedi hafifçe Riddle'ın yanında içeri giren sekreterine bakarken.
Kapılar yeniden kapanırken bu defa elini adama uzattı. "Merhaba Bay Riddle. Ben Anabelle. Anabelle Clarke."
"Merhaba." Diye sıktı kadının elini, kim olduğunu biliyordu. Kadının işaret ettiği yere otururken, Anabelle masasına dönerek konuştu. Demek döndün."
"Evet. Benden haberiniz olmadığını sanıyordum."
"Vardı. O zamanlar ana direniş grubuyla ayrı düşmüştük. Haberleşemediğimiz için son kısımda yer almasam da, savaştan sonra Minerva ve diğerleri her şeyi anlattı. Büyük bir şok geçirdim elbette." Diye gülümsemesini sürdürdü kadın.
"Beni buraya çağırmanıza şaşırdım aslında." Dedi Riddle, bakışlarını kadın üzerinde toplamıştı.
"Sıradan biri değilsiniz bay Riddle. Kaldı ki, aramıza döndüğünüze göre, size tıpkı okuldaki gibi bazı kayıtlar gerekecek. Yeni bir hayata başlamanız için. Minerva dün isminizi iletti. Evrakları bizzat ben hazırlayacağım baykuş postasıyla size iletirim. Kimsenin haberi olmayacak. Bu ismi onaylıyor musunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amon (Tom Riddle)
Fiksi PenggemarOn beş sene sonra dönen Tom Riddle için hiç bir şey umduğu kadar kolay olmayacaktır. Pus'un ikinci kitabıdır. İlk kitaba profilimden ulaşabilirsiniz. Ön Sözü okumadan geçmeyiniz. Hikayede geçen tüm Harry Potter karakterlerinin hakları WB ve J.K.R'e...