O

323 41 62
                                    

Tom Riddle vakit gece yarısına yaklaşırken, bir hışım girdiği Hogwarts'ın kapılarından, hızla odasına yöneldi. Kilitlediği kapısını kırarcasına açtıktan sonra arkasından çarpmasına izin verdi. Eline geçirdiği ilk objeyi yanan şöminesinin hemen ilerisinde, Hogwarts'da kışın resmedildiği portrenin hemen ilerisindeki duvara fırlattı. Ufak heykel, kendinden beklenmeyecek şekilde yüksek bir sesle paramparça olurken kendisini yatağının üzerine bıraktı.

Lyncia, düşüncelerle oturduğu yatağında hemen çapraz odasından gelen kapı sesiyle ayağa kalkarken, yeniden gelen bir kırılma sesiyle, alelacele odasından çıkmış, sesin, az ileride, çaprazında bulunan Riddle'ın odasından geldiğini anlamıştı.

Kapının vurulma sesiyle, oturduğu yerden ağır aksak kalkan Tom, fazla gürültü çıkardığını düşünerek kapıya ilerledi.

"Ne oluyor?" Kadının gözleri, adamın endişeden kasılmış suratıyla karşılaşmış, Riddle ise kapıyı daha da açarak onun içeri girmesine izin vermişti. Kapı ardlarından kapanırken adamın yüzünde, delirmiş gibi bir ifade vardı.

"O beni cezalandırıyor." dedi sinirle.

"Kim?" Lyncia olan biten hiç bir şeye anlam veremiyordu.

"Tanrı, yukarıdaki varlık, artık her ne ise, ne varsa orada. O işte!" dedi yumrukları bir kez daha sıkılırken. Artık başına gelenleri başka şekilde açıklayamıyor, dönüp dolaşıp girdiği bu kısır döngüye sinirleniyordu. "Bedelini ödemedim mi?" diye bağırdı yukarı doğru bakıp, hafifçe sesini yükseltirken. "Daha ne istiyorsun?! "

Lyncia, öfke nöbeti geçiriyormuş gibi görünen adamı yatağa oturtarak, yanına oturmuş, ani bir iç güdüyle elini tutmuştu. "Tom. Ne oldu?" Onu ilk kez göklere isyan ederken görmesi bir şeylerin çok ters gittiğini gösteriyordu.

"Yaptıklarım yüzünden..." dedi Tom Riddle hala transtaymış gibi. Evet Voldemort'u yok etmiş, bir şeylerin son bulmasını sağlamıştı ama, ya o zamana kadar yaptığı şeyler? Sonrasında dönüştüğü şeyin sebep olduğu ölümler...

"Anlat lütfen." Kadının eli, şevkatle adamınkini sıkarken, Riddle ağır ağır kafasını kadına çevirmiş, gözlerinde parlayan endişe ve hüznü saklamamıştı.

"Bir şey oldu." dedi Lyncia'ya şu ana kadar olan biteni ilk kez anlatırken. "Kehanete bakmam gerekiyor."

Kadın ise duyduğu şeyleri sindirmeye çalışıyormuş gibiydi. Evet, tuhaf şeyler dönüyordu dünyada, ancak yine bir şekilde burunlarının dibinde bitmesi, son derece beklenmedikti. "Amon da ne?"

"Bilmiyorum. Bağlantısı var mı onu bile bilmiyorum. Yine de bunca şey tesadüf olamaz."

Lyncia kendisini de sarmaya başlayan endişe tufanı içinde tek kelime etmeden adama baktı. Diyecek hiç bir şey bulamamıştı.

Bu esnada, her ikisinin de fark etmediği üzere, içeride olan bitenlere kulak kabartmış silüet, yeterince duyduğuna kanaat getirerek, kimseye görünmeden odanın önünden ayrıldı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Son derece büyük ve görkemli bir evin, bordo-siyah duvar kağıtlarıyla süslenmiş, viktoryan tarzda dizayn edilmiş çalışma odasında, ay ışığının pencerelerden süzülerek ulaştığı masasında oturan sarışın adam, gri-mavi gözlerini elinde tuttuğu liste üzerinde gezdirirken, maun, işlemeli kapılar üç kez çalındı.

"Efendim, David Norman sizi görmek istiyor." İçeri giren hizmetkar gelen kişiyi haber vermişti.

"Gelsin." dedi tek düze bir sesle. Gözlerini halen elindeki kağıttan kaldırmazken, kapılardan giren, otuzlarının sonunda, kıvırcık kestane renkli saçlara sahip ziyaretçi, geldiğini haber vermek ister gibi hafifçe öksürmüş, ardından konuşmuştu. "Basına ne zaman haberi göndermemizi istersiniz?"

Amon (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin