DÜNYA KUPASI I

228 23 17
                                    

İrlandanın eteklerinde muggle'ların gözlerinden alabildiğine uzak bir kırsalda hummalı çalışmalar çoktan başlamıştı. Etrafta yüzü aşkın bakanlık görevlisi, masa başı işlerini bırakarak Gizlilik Nizamnamesine uygun bir etkinlik alanı yaratmaya çalışıyorlardı. Bu kocaman bir stadın kondurulduğu kamp alanının yakınından geçecek olsanız, hepsinin iki kilometre çapındaki sınırlara ellerinde asalarıyla görünmezlik ya da muggle kovucu sayısız tılsımı dikkatle ve büyük bir özenle yerleştirdiklerine şahit olabilirdiniz. Yine de, herkesin beklediği Amerika ve İngiltere Ulusal Quidditch takımları arasında gerçekleşecek finale yalnızca bir gün kala, hala tamamlanacak çok iş vardı.

"Onların tutucuları gerçekten çok iyi. Bizimki ise- sana söylüyorum dostum, Chuddley Güllerin'den bir halt olmaz. Wamby nasıl ulusal takıma seçildi anlayamıyorum." İngiltere Ulusal Quidditch takımı, irlandayla birlikte diğer yerel takımlardan oyuncularının tek tek seçilmesiyle oluşuyordu. Arnold Wamby, Holyhead Harpileri' nin tutucusu olan ve iki gün önceki antremanda ciddi bir sakatlık geçiren Mike Lesley'in yedeği olarak bu sene takıma alınmıştı. Çoğu Holyhead fanatiğine göre, ikisi arasındaki fark devasaydı.

"Yapma Hall." Diye göz devirdi Ron Weasley. Favori takımına laf söylenmesine biraz bozulmuş gibi bir hali vardı. Diğer yandan sınır olarak belirledikleri sık ormanın girişini tılsımlamaya devam ediyor, Lyncia'nın ona gizlice ulaştırdığı notu düşünüyordu. Yirmi sene sonra, yeniden ülkelerinde düzenlenecek olan kupa finalinde bir zamanlar yaşadıklarına benzer bir talihsizliğin olabileceği fikri midesinin düğümlenmesine yol açmıştı.

------

Tom Riddle, az sonra başlayacak haftanın son dersini beklerken, ofisinde, önünde hiç durmadan karıştırdığı kitapla birlikte üzerine çöken huzursuzluk eşliğinde oturuyordu. Şansları yaver giderek, krallık hakkında bilgi sahibi olmuşlardı evet, ve önünde duran bu kitap. Lyncia haklı çıkmıştı. Kadim büyünün uygulaması hakkında pek çok bilgi içeriyordu ama... hala büyük bir soru cevapsızdı. Kafası sürekli olarak Gellert'in bahsettiği odaya kayıyordu. Bir kaç gece önce, okulun pek çok yanını bildiği en güçlü büyülerle aramış olsa da, eline hiç bir şey geçmemişti.

"Bir şey olmalı... ip ucu..." diye mırıldandı ayağa kalkıp kitabı eline almış, sayfaları çevirerek odada turlamaya başlamıştı. Bu esnada kitabın son 150 sayfasının boş olduğunu fark etti. Hızla bu saçmalığın ne olduğunu anlamak için boş olan sayfaları geçmeye başladı ama sonuç aynıydı. Her birinin ardındaki yaprak, diğeri kadar lekesiz ve yazısızdı. "Bu da ne-" kaşları çatıldı.

"Profesör- şu halime bakın Scorpius-"

Tom Riddle işittiği bu ani sesle birlikte irkilip elindeki kitabı sayfaların üzerine yüz üstü yere düşürdü. Diğer yandan kapıyı çalmaksızın içeri fırtına gibi giren kendi halinde sessiz bir ikinci sınıf öğrencisi, baştan ayağı balçık ve kuş tüyüyle kaplanmış Carl Hudson'a bakıyordu. Kapıyı kitlemeyi unuttuğu için kendisine kızmakla önünde duran bu komik görüntüye içten içe gülmek arasında kalmıştı. "Ne oldu?" Dedi çocuğa bakarak.

"Malfoy yaptı efendim. Ortak Salon'a giriyordum. Girişe tuzak kurmuş. Geçtim ve üzerime döküldü."

"Onun yaptığına emin misiniz?"

"Evet. Kıkır kıkır gülüyordu. O ve Burns'den başka kimse yoktu salonda." Diye açıkladı kendini kaşları çatılmış ve yumrukları sıkılmış çocuk. Hem bu Scorpius'un benzerini ilk yapışı değildi. Yine de cezalardan uslanıyormuş gibi görünmüyordu.

Amon (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin