Rakip ● [bxb]

16- Elimi Tut

Selamlar ola kraliyet topluluğum. Nabıyonuz mlsmdksmdslo

Bölüme geçmeden önce şuraya 600 okunma teşekkürümü de edeyim hemen 🎉💟💪🌈❤🎉🎅🎉 her yüzlükte teşekkür edecem susun

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın yavrularım.

İyi okumalar✨

...

İhsan hırkasının fermuarını kapatırken bakışları bir fermuarda, bir karşı dükkanın hemen yan tarafında konuşan ikilideydi. Daha doğrusu bir taraf konuşuyor, diğer taraf düz bir suratla ve arada İhsan'a attığı kaçamak bakışlarla öylece duruyordu. Bir an önce bitse de kurtulsam havasındaydı.

Aslında kadının peşinden çıkıp, onun istediği gibi diyeceklerini dinlemek gibi bir saçmalık yapmayacaktı çünkü bu kadını, hele ki İhsan'a olan tavırlarından ve yaptıklarından sonra, günahı kadar sevmemeye başlamıştı. Aynı şekilde o abisi olacak adamı da hiç sevmiyordu. Kendisine karşı kötü bir davranışları olmasa, İhsan'a karşı oldukça ters hareketleri olmuştu ve genç adamın canını epey sıkmışlardı.

İhsan belli etmemeye çalışsa da etrafında ona salak salak davranışlar sergileyen insanların yaptıklarına üzülüyordu. Sözlü bir şekilde söylemese de, gözlerindeki parıltının yerini kırgın bakışlar alıyordu ve Doruk bunu görüyordu. Eh, durum böyle olunca da Doruk'un, İhsan'ı az da olsa üzülmesine sebep olan insanlara karşı sinirli ve kaba olması gayet doğaldı.

Doruk kendi hislerini içinde kabul ettiğinden beri İhsan'ın canı, kendi canı olmuştu. Onun canını yakanlar, Doruk'un canını iki katına daha fazla yakmış olurdu.

Bu yüzden Burcu'nun dışarıda konuşmak istemesine burun kıvırıp, kaba bir dille gitmesini söylemişti. Kadın ilk baş böyle bir hareket ve kendisine yöneltilen konuşma tarzını beklememiş olsa da, gülü seven dikenine katlanır mantığıyla hiç bozmadan ısrarlarına devam etmişti. Doruk'un sunduğu teklifi kabul etmeyeceğini anladığında ise, işini garantiye almak uğruna tehdit etmeye başlamıştı.

İlk olarak abisiyle tehdit etmişti. Bu tehdit pek işe yaramamış, Doruk'un yüzünü buruşturup gitmek için hareketlenmesine neden olmuştu. Bu yöntem işe yaramayınca Burcu bu sefere de adamı, İhsan'la tehdit etmişti. Daha doğrusu herkesin huzurunu kaçırmakla ve işlerinin akmasına yol açmakla. Herkesin huzurunu kaçırmak da aynı anda İhsan'ın huzurunu kaçırmak ve endişelendirmek anlamına geldiğinden, birkaç saniye durmuş ve Burcu'nun teklifini isteksizliğini belli ederekten kabul etmişti.

Kadının diyeceklerini dinleyip, her şeyi içinden dökmesini bekleyip sonunda siktiri çekecekti. Normalde olsa konuşmayı bile kabul etmeyeceği birine sergilediği davranışlar, sırf İhsan için katlandığı bu insanlar her ne kadar gururuna batsa da değerdi. İhsan için şu dünyadaki her şey değerdi.

Şimdi ise dükkanın yanında karşısında yanakları hafiften al al olmuş kadının dediklerini dinliyormuş gibi yapıyordu. İlk başta İhsan onları görüp, kafasında bir şeyler düşünmeden önce bu işi halletmeyi düşünmüştü fakat genç adamın uzun zamandır onları izlediğini gördüğünde iyice gerilmiş ve daha da sabırsızlanmıştı. Bir an önce yanına gitmek istiyordu.

İhsan istemsizce parmaklarının kenarındaki etlerle oynarken, hafiften canı yansa da o an için bunu fark edecek bir havada değildi. İçinde Doruk ve Burcu'yu aynı kare içinde gördükçe, hele ki kadının yapmak istediği şeyi bildikten sonra içindeki ateş her saniye de daha da büyüyordu ve ateşi Elif fark etmişti.

Gözünün önündeki şeyi fark etmemesi veya görmemesi zaten absürt olurdu. İhsan'ın birkaç gündür değişen bakışlarını ve vücut dilinim değişimini yakından gören biriydi sonuçta. Yıllarca yan yana olduğun birindeki değişimi görememek salaklık olurdu.