İlk olarak hikayemiz 1k oldu yayyyyy ✨🤗💟🤗💟🌈😊😚😊💕🖤🎉❤ (hepinizi öpüyorum)
İkinci olarak bir şey söylemek istiyorum ki içim rahatlasın. Her gün çok şükür ki kitap okunuyor ve ben bunu görüyorum ama oy veren neredeyse olmuyor, birkaç bildiğim kişi dışında. Bu da beni düşünmeye itiyor. Acaba okuyorsunuz da beğenmediğiniz için mi oy vermiyorsunuz diye düşünüyorum.
Belki de beğeniyorsunuzdur ama ilginizi, küçük bir oy butonuna basmadığınız sürece ben anlayamam ki. E ben anlayamazsam bölümün güzel olup olmadığını, kitabın beğenilip beğenilmediğini anlayamam. Sadece okunma sayısına bakarak beğeniliyor da diyemem çünkü onca kitap var çok okunuyor ama içeriği pek hoş olmadığından az oy alıyor. Durum böyle olunca da acaba benim kitabımın da içeriği hoş değil mi, yazamıyor muyum falan diye düşünmeye başlıyorum.
Neyse çok dramatikliğe gerek yok. Oy sınırı da koymayacağım, normalde arkadaşlarım koymamı istedi ama yazma akışımı kötü yönde etkileyebilir. Sizi de bekletmek istemiyorum bölüm eğer bitmişse.
Kısacası eğer kitabı, bölümleri ve yazma şeklimi beğeniyorsanız bunu bana bir şekilde belli edin ki böyle saçma ve negatif şeyler düşünmeyeyim.
Tamam mı aşklarım?
Hadi şimdi size iyi okumalar ✨
...
Bugün, İhsan için oldukça gergin bir gündü.
Bir süredir girmediği sokağa girmek için sağa dönüp etrafına bakındı. Üstündeki ince beyaz kazağı düzeltip, ellerini kumaş pantolonun ceplerine soktu. Yine ayıcıklı hırkasını giyemediği bir gündü çünkü ailesinin evine onlarla birlikte akşam yemeği yemeye gidiyordu. Eğer hırkayı giyerse büyük ihtimalle yine canını sıkacak bir şeyler diyecekler veya ima edeceklerdi. Zaten sorun çıkacak diye gitmekte isteksizdi fakat ailesiydi sonuçta. Onca senelik anne ve babasıydı.
Normalde, pastane açıldıktan sonra pek konuşmaz olmuşlardı ama annesi arada arar nasıl olduğunu en azından sorardı. Babası ise... Tek çocuğunun mutlu olduğu şeyler yerine kendi düşüncelerini çocuğuna dayatmaya çalışan, çocuğunun kendinden farklı düşündüğünü gördüğünde ise tavır yapan biriydi işte. Klasik.
Geçen gün annesi aramıştı. İhsan'ı akşam yemeğine davet etmişti, bu yemeğin amacı arada oluşan buzları eritmek içindi. Annesi açık açık 'gel, aramızdaki şeyleri düzeltelim' demek yerine, 'ailede küslük olmaz' diyerekten İhsan'ın gelmesini istemişti.
Annesinin dediğine göre bu yemek işini aslında babası ayarlamıştı, güya aralarını düzeltmek için. Fakat İhsan öyle olmadığını biliyordu, hissediyordu. Ya annesi yalan söylüyordu ya da babası gerçekten onu yemeğe çağırıyordu fakat sorunları gidermek için değil de, her zamanki o 'akıl' veren cümlelerini söylemek için.
Çocuğunun farklı bir penceren dışarı bakmasını, farklı şeylerden hoşlanmasını ve kadınların hoşlandığı şeylerden hoşlanmasını kendisine yediremiyordu. Anlayamıyordu, anlam veremiyordu. İhsan'ın bu konularda bu kadar inat etmesini ise hiç anlayamıyordu. Hiçbir zaman da anlayacak gibi durmuyordu.
İhsan'ın ayakları her ne kadar geriye gitmek, eve dönmek için kendisine yalvarsa da gidecek, neler diyeceklerini en azından dinleyecekti. Küçük de olsa belki de onu anlarlar diye bir umut vardı içinde.
Yüzüne edilen küfürleri ve onca bağırışı hala unutmuş değildi. Asla da unutmayacaktı ama işte... Onu anlamalarını istiyordu. Eskisi gibi olamayacaklarını biliyordu ama gayet normal şeyler yüzünden aralarının açılması saçmalıktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/333084358-288-k942260.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rakip ● [bxb]
General Fictionİki rakibin birbirine verdiği değer, kendi ailelerinin onlara verdikleri değerden daha fazlaydı. Eşcinsel kurgudur. +18 durumlar, argo - küfür, şiddet, bazı insanları tetikleyebilecek unsurlar bulunabilir. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın. Tag: Bx...