Selam 🍓
Sizce, kitabı çok uzatmadan aklımdaki senaryoları silip, birkaç bölüm sonra bitireyim mi yoksa aklımdakilerle devam mı? Çok sıkılırsınız falan diye şey yapıyorum ama sizin de düşüncelerinizi merak ettim. 🧍
Bölüm müziği: drowning - antent & vowl
Müzikle beraber okuyun daha güzel oluyor. Sözü yok, okurken kafanız karışmaz 🏵️
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🍓
İyi okumalar ❤️
...
İhsan'ın hayallerinin, çocukluğunun ve ruhunun ölmesi üzerinden tamı tamına oniki saat geçmişti.
İtfaiyeciler alevleri söndürmüş, polisler görgü tanıklarını soruşturmuş ve İhsan'ın yanına gidip zorla da olsa sormaları gereken her şeyi sormayı başarmışlardı. O süre zarfında olay yerini incelemek için gelen ekipler, olayın yüzeysel durumunu öğrendikten sonra yanıp kül olan pastanenin içini araştırmaya başlamışlardı. Onlar araştırırken bunların hepsini İhsan oturduğu yerden boş gözlerle izlemişti. Yanına Elif ve Doruk gelip konuşmaya ve su vermeye çalışsa da pek etkili olmamıştı.
Olay yerini araştırmayı bugünlük bitiren çalışanlar, çok büyük ihtimalle içerideki bir fırının patlaması sonucu yangının çıktığını düşünüyorlardı. Elif ve Mert'in verdiği cevaplara göre de bu düşünce doğrulanmıştı.
Dediklerine göre ikisi sabah saatleri sırasında pastaneye gelmiş ama işe başlamadan önce, daha doğrusu dükkanı açmadan önce Doruk'un kahve dükkanına gidip bir şeyler içmeye başlamışlardı. Normalde açılması gereken pastane saati gecikmişti ve çok gecikmeden pastaneyi açmak adına karşıya geçmeye karar verdikleri sırada, pastanede büyük bir patlama yaşanmıştı. Neyse ki içeride ve dışarıda o an kimse olmamıştı. Eğer olsaydı, eğer ikizler bir şeyler içme kararı almasaydı büyük ihtimalle şu an cesetlerine otopsi yapılıyor olurdu.
Fırının patlama sebebinin içine konulan saatli bir çakmak olduğu düşünülüyordu. Biri dükkana girip, fırının içine saatli bir çakmak koyduktan sonra fırını full kapasite yapmış ve bazı yerlere benzin dökülmüştü. Saatli çakmak yanınca fırın patlamış, fırın patlayınca ise ondan çıkan kıvılcımlar benzini tutuşturmuştu. Bu demek oluyordu ki birileri bilerek, dükkanı bu hale getirmek adına arka kapıdan girmiş ve işini halletmişti. Ekipler çakmağı bulsa bile fazlasıyla yanmış olduğundan üstünden parmak izi çıkartmanın neredeyse imkansız olacağını söylemişlerdi. Arka kapının kolunda bir şey olabileceği düşünülmüştü fakat kol yoktu. Bunu yapan büyük ihtimalle kolu tamamen sökmüş ve yanına almıştı. Doruk'un vereceği ve İhsan'ın kameralarından çıkabilecek kayıtlarda bir şey çıkabilirdi ama eğer bunu yapan arkadan girmişse, kayıtlarda pek bir şey bulamayabilirlerdi çünkü arka tarafta çok dar bir yol vardı. Orayı da kameralar göremiyordu ama yolun çıkışını çeken kamera bulabilirlerse büyük ihtimalle suçluyu da bulabilirlerdi.
Bazı çalışanlar kamera kayıtları elde etmek adına ona buna soruşturma yaparken, polisler gelip İhsan'a 'sizden nefret edenler var mı' veya 'pastanenize bunu yapabilecek birini tanıyor musunuz' şeklinde sorular sormuşlardı. İhsan omuzlarını silkmekle yetinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rakip ● [bxb]
Ficción Generalİki rakibin birbirine verdiği değer, kendi ailelerinin onlara verdikleri değerden daha fazlaydı. Eşcinsel kurgudur. +18 durumlar, argo - küfür, şiddet, bazı insanları tetikleyebilecek unsurlar bulunabilir. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın. Tag: Bx...