37- Boşluk

769 59 51
                                        

Hayatımda daha önce hiç bu kadar yeni bölüm isteği almamıştım. Gülsem mi ağlasam bilemedim djsnjcjskkxkskx Ama hikâyeyi bu kadar çok beğendiğiniz ve beklediğiniz için teşekkür ederim. ❤️

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🏵️

İyi okumalar 🍓

...

Pastanenin yanıp kül olmasının üstünden tamı tamına otuz altı saat geçmişti.

En son Tamer, Mert'i İhsan'ın isteği üzerine Doruk'ların olduğu yere götürmeye çalışmıştı ama Mert iyi olduğunu söyleyip, vücudunu ve başını dik tuttuğu için Tamer istese de istemese de, genç adamı yanından yollamayı başarmıştı. Tamer gittikten sonra, karnını tutarak sokaktaki banklardan birine kendini atmış ve acısı tamamen geçene kadar oturmuştu. O sırada da İhsan'ın nereye gittiğini düşünmüş ama bir türlü bir sonuca varamamıştı. Umut ediyordu ki sadece kafa dinlemeye gitmişti ve iyi bir durumdaydı.

Kahvehaneye gittiğinde soru yağmuruna tutulmuş ve her şeyi olduğu gibi anlatmıştı. Dövüldüğü kısmı ince ayrıntısına kadar anlatamamıştı çünkü Elif ve Alper, karnına vurulduğunu duydukları an zaten oldukça öfkelenmişlerdi. Ana konunun ve asıl o an önemli olanın kendisi değil, İhsan olduğunu bildiği için kendini konu etmemişti.

İhsan'ı aramanın, iyi bir fikir olup olmadığını düşünürlerken Doruk'un telefonu çalmış ve karakola gelmeleri söylenmişti. Tabii yanlarında İhsan'ı da getirmeleri lazımdı aslında ama Doruk bir şekilde, babasının da yardımıyla, İhsan'ın iyi bir psikolojik durumda olmadığı gerekçesiyle, pastanenin ikinci sahibi sayılan ikizler İhsan'ın yerini almıştı.

İhsan'ın kahve dükkanına gelmesi halinde, Alper dükkanda kalmış ve müşteri hizmeti vermese bile dükkanı açık tutmuştu. Olası bir durumda ve İhsan'ın gelmesi ihtimali varken, bulunduğu psikolojideyken kimseyi bulamaması iyi olmazdı.

Doruk ve ikizler Doruk'un babasının karakoluna gittiklerinde, normalde uzun süren kamera kayıtlarının incelenmesinin tamamlandığı, hatta ve hatta kimin pastanenin arka tarafından girdiğinin bulunduğunu, bulunan kişinin evine gidildiği söylenmişti. Bunlar normalden daha hızlı gelişmişti, Doruk, babası ve bazı diğer görevliler sağ olsun. Normal bir karakol olsa büyük ihtimalle kamera kayıtlarının incelenmesi bile, kimse zarar görmediği için günleri bile alabilirdi.

Kamera kayıtlarını incelemeleri için bir odaya alınıp, üstüne laptop bulunan bir masanın çevresine oturmuşlardı. Kamera kayıtları, pastanenin yanındaki binanın üçüncü katından gelmişti. Apartman sakinleri önceden büyük bir hırsızlık yaşadığından teras ve büyük cam bölmesine kamera koydurtmuştu. Şanslarına, kameralar az da olsa pastanenin arka tarafındaki kapının oraları ve dar sokak bölmesini görüyordu. Bu kamera kayıtlarını da apartman sakinleri gönüllü olarak vermişti, yoksa polislerin bu kameralardan haberi bile yoktu. Yukarı bakıldığında kolay kolay görünmeyen ve asılı bitkilerin arasına gizlenmiş kameralardı. Yani, eğer bu kamera kayıtlarını vermek istemeselerdi, belki de suçlunun bulunması günleri veya haftaları bile alabilirdi. Çünkü o dar ara aranın hiçbir yerini doğru düzgün çeken kamera yönleri yoktu.

Herkes pür dikkatle kamera görüntüsüne bakarken, dar sokaktan geçen bir beden belirdi karşılarına. Kafasına, giydiği kapüşonlusunun şapkasını geçirmişti o yüzden suratı görünmüyordu. Pastanenin bulunduğu tarafa gittiğinde kadrajdan anlık olarak çıkmıştı. Yaklaşık bir dakikaya yakın bir süre sonra aynı beden tekrardan kadraja girmişti ve bu sefere koşuyordu. Koştuğu için olsa gerek, şans eseri kapüşonlusunun şapkası düşmüş ve yüzü tamamen gözükmüştü. Elif, tanıdık yüzü görür görmez yüz ifadesini değiştirirken, Doruk kim olduğunu bilmediğinden tepki vermemiş, Mert ise hatırlayamadığından kaşlarını çatmakla yetinmişti.

Rakip ● [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin