-FİNAL-

794 39 14
                                        

(BÖLÜMÜ İLK KOYDUĞUMDA KİMSEYE BİLDİRİM GİTMEDİĞİ İÇİN TEKRARDAN YAYINLIYORUM. OKUYANLARIN KAFASI KARIŞMASIN)

İki yıla yakın bir sürenin ardından, Doruk ve İhsan'ın hikayesi bugün sona eriyor.

İleride gelebilecek özel bölümler haricinde, son kez hepinize bölüm başında bir hoş geldin demek istiyorum. Hoş geldiniz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın bebeklerim🎉

🖤 İyi okumalar ❤️

...

Hayat, bazen zor, fazlasıyla yorucu, çekilmez, hayat enerjisini tüketen, kendinizi bir yerden atma isteği doğuran bir unsur olabiliyordu. Hatta bu çoğu zaman için böyleydi fakat, çamurla kaplı bir eşyayı yıkadığınızda nasıl o eşya tertemiz oluyorsa, hayat da aynıydı. O eşya yeniden çamurla kaplanabilirdi ama çamuru üstünden attığınız sürece, çamurla ve kirle kaplı olan o 'eşya' kendini güzelliğini gösterme şansını elde edebiliyor, tekrardan rahat bir nefes alabiliyordu.

İhsan'ın hayatı bir sürü farklı çamurla, yıllar boyunca kaplanmış ve bazı yerler çıkmayacak şekilde kurumuştu. Fakat çıkmasa bile, o çamurlardan 'tamamen' kurtulma gibi bir şansı olmasa bile, zamanla o kuru çamuru bir şekilde ıslatıp, en azından daha yumuşak olmasını sağlayabilirdi. Böylece canı daha az acırdı, o çamurun altında kaplı olan anılar aklına herhangi bir günün herhangi bir saatinde geldiğinde.

Bazı günler, diğer günlerle kıyaslandığında çok daha zor geçecekti bu normaldi. Fakat, eskisinden daha çok insan vardı yanında, iyiliğini ve sağlığını düşünen. Üstüne çamur atan insanların çoğundan da kurtulduğu için, artık tek yapması gereken yanında olan insanlarla birlikte o çamurların üstünde çiçeklerin açmasını sağlamaktı. İmkansız bir şeydi ama denemeden 'imkansız' olduğunu da tam olarak bilemezdiniz.

İhsan, kestiği pasta dilimlerini vitrin camının arkasına dizerken, Mert bulaşıkları yıkamakla meşguldü. Elif ve yeni çalışanlarından biri olan Gamze ise arka taraftaki mutfakta kurabiye pişiriyordu. Yeni olan diğer bir çalışan ise, pastanede garson olarak çalıştığından boş masaları silmekle uğraşıyordu.

Pastaneyi açalı aradan en az bir buçuk sene geçmişti. O bir buçuk senede ise pastane adına bir çok iyi gelişmeler olmuştu. Gelen insanların çoğu satılan el yapımı pasta, kurabiye ve bunlara benzer el yapımı mahsulleri yedikçe internette övmüştü. Bu övgüler sağ olsun bazı turistler de pastaneye gelmiş ve onlar memnun kaldıkça internet sitelerinde övgülerle İhsan'ın pastanesini anmıştı.

Bunların dışında, en büyük ve aslında 'beklenen' bir durum da, Doruk'un bu pastaneye sponsor olmasıydı. İhsan ilk başta istememişti ama Doruk'a uzun süre hayır demek pek mümkün değildi. Bu sponsorluk sayesinde, Doruk'un dükkanına gidenler zamanla İhsan'ın pastanesini merak etmeye başlamış ve böylece bir döngü oluşmuştu.

İş hayatında şu anlık anlaşılacağı üzere, İhsan'ın beklediğinden daha iyi gidiyordu ve umuyordu ki ileride onu çok zorlayacak durumlarla karşılaşmazdı.

Rakip ● [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin