2- Ayrılık

3.1K 227 165
                                    

Küçük bir tarz belirtmesi yapayım şuraya çünkü İhsan'a göre tarzda fotoğraflar bulamadım o yüzden sözel bir şekilde açıklayacağım.

Genel olarak kot pantolon, üstüne ince kazak veya tişört, onun üstüne ise kalın kazak veya bol hırkalar girmeyi tercih ediyor. Ayakkabı olarak ise normal spor ayakkabı. Aslında buna uyan resimler var ama benim tam hoşuma giden olmadığı için böyle anlatıyorum. Ha bi de şey var, giydiği kazaklar ve hırkalar genelde açık renkte ve tatlı şeyler oluyor. Aklınıza otursun diye bölümün sonuna bir hırka fotosu koyarım.

İyi okumalar❤

...

Çilekli pastanın üstüne çilekleri bir bir dizerken, yanındaki Elif çileklerin yanına koymak için katı şekerden yaprak desenleri yapmaya çalışıyordu. İhsan dudağı büzülmüş bir şekilde elindekiyle uğraşan kıza bir bakış atıp gülümsedi ve dirseğiyle hafifçe dürttü.

"Hayırdır Elif'im ne bu surat?"

Ela gözlü kız ona kaşlarının altından yan bir bakış atıp elindeki küçük yaprak kabındaki katı şekeri çıkardı ve İhsan'a gösterdi. "Kalıba koymama rağmen şunun aldıkları şekle bak." Elinde tuttuğu yamuk yumuk olmuş şekeri sinirle tezgahın üstüne fırlattı. "O kadar uğraşıyorum amına koyduğumun şekeri bir türlü istediğim şekli almıyor. Delireceğim!"

Sitemle söylediği şeyden sonra eline başka bir yaprak kabı alıp ağzının içinde homurdana homurdana yeşil renkteki katı şekerden azıcık koparıp kalıba bastırmaya başladı.

İhsan hiçbir şey demeden önüne dönerken içinden gülme isteği geliyordu ama kendini dizginliyordu. Genç kızın morali bozukken veya canı sıkkınken yanında gülen insanları görmek sinirlerini iyice bozuyordu. Normalde nimetin yanında küfür etti diye şakadan da olsa kızı uyarırdı fakat ciddi anlamda sinirliyken pek bulaşmamaya bakıyordu. İhsan'a büyük saygı duymasına rağmen, yaptıkları pastayı kafasına geçirebilirdi sonuçta.

Elif yeni kaptaki şekeri çıkarırken genç adam ona yan gözle ne yaptığına bakıyordu.

Elindeki şekeri evirip çevirdi ve bazı yerlerinin hala istediği düzlükte olmadığını, şeklin bazı yerlerde tam çıkmadığını gördü. Şekeri avucunun içine alıp sıkarken ellerini tezgahın kenarına koyup birkaç saniye öylece durdu. Tam İhsan 'bence güzel oldu' temsili şeyler söyleyip Elif'i avutmaya çalışacağı sıra, genç kız ayağını tezgahın dolabına sinirle geçirdi.

İhsan sıçrarken o sırada içeri giren Mert kalbini eline koymuş bir şekilde Elif'e bakıyordu. "Ay manyak bu!" Yanlarına gelip ne olduğunu anlayamadan kızı yana ittirdiğinde kızın kaşları çatıldı. Mert eğilip şöyle bir dolaba bakarken "Allah'tan hasar almadı." dedi ve doğruldu. "Az dikkat etsene be kızım. Tonlarca para verdi İhsan abi bunlara. Kafana vurup kıracağım ha!"

"Boş yapma." deyip Mert'i ittirdi genç kız. "Eşyalara zarar verecek bir şey yapmam ben. Ona göre vuruyorum. Sinirimi bir şeyden çıkarmazsam daha kötü olur, senden çıkartırım."

"Çıkarsana." dedi Mert, genç kıza eliyle vurarak. Sarsılan kız "Lan Mert!" diye sesini yükseltti ve geri vurmaya çalıştı. Mert geriye kaçıp dilini çıkarttığında iyice deliye dönen kızın kulaklarından adeta duman çıkıyor gibiydi. "Analarımız aynı olmasa çok güzel şeyler söylerdim de sana, ne yazık ki aynı."

Mert 'hiii' diye bir nida kopardı. "Seni anneme söyleyeceğim. Pis kardeş."

"Çocuk çocuk hareketler yapma amına koyayım."

"Lan küfür etme! Ben senden iki saat büyüğüm."

"Anam seni çabuk fırlattı diye bana artistlik mi yapıyorsun geri zekalı?"

Rakip ● [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin