42- Özür

444 36 37
                                    

Selam!!!

Nasılsınız bebeklerim, günleriniz umarım güzel geçiyordur???

Küçük bir soru sormak istiyorum. Şimdi, kitabı bitirmeden önce bir smut bölümü istiyor musunuz yoksa, ileride özel bölüm olarak koyayım? Çünkü ben pek smut umursayan bir insan değilim, yazmasam da olur ama sizin de fikriniz önemli. Eğer istiyorsanız kitap bitmeden yazarım problem değil.

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın bebeklerim!

İyi okumalar! 🎉

...

Günler hiç durmadan geçiyor ve geçen günlerin her dakikasında yeni şeyler oluyordu. Bu gelişmeler kötü, iyi veya 'meyvesiz' olabilirdi ama hayatın devam ettiğini gösteren özelliklerdi.

Havalar artık soğumaya başlamış ve yolda olan sonbaharın habercisi olmuştu. İhsan'ın da hayatı devam ediyordu ve şanlıydı ki, her şey 'iyi yönden ilerliyordu. Her gün mükemmel değildi belki ama onun gözünde bu yaşadığı günleri hiçbir şeye değişmezdi. Kardeşi olarak gördüğü insanlarla rahatça takılabiliyor, sevdiği insanla her gün aynı yatakta yatabiliyor, bulunduğu sitedeki insanların çoğu açık fikirli olduğundan İhsan'ın giydiği bazı kıyafetlere laf etmiyor veya ters bakmıyordu. Zaten giydiklerinde öyle aman aman bakılacak kadar göze batan hiçbir şey yoktu, sıkıntı önceden yaşadığı mahalledeki insan topluluğuydu.

Bunların dışında psikolog seansları azalmıştı çünkü iyi yönden geliştiği için, ilk zamanlar yaptığı seanslara artık ihtiyacı yoktu ama hala daha gidiyordu ve bir süre daha gitmeye devam etmek istiyordu.

Ayrıca 'işe' de başlamıştı. Tam zamanlı bir iş değildi ama iyi bir para çıkarmasına yardım edecek kadar yeterli bir işti. Başarılı bir pastanede yardımcı şef olarak çalışmaya başlamıştı ama haftada en fazla iki kere, on iki saatliğine falan gidiyordu. Saatler uzun gibi gözükse de İhsan'ın alışık olduğu bir rutin olduğundan pek zorlanmamıştı. Bir tek zorlandığı şey, daha önceden yapmadığı tatlıları yapmak ve bildiği bazı tariflerin farklı şekilde kişileştirilmiş versiyonlarını ezberlemeye çalışmak olmuştu. Pek şikayetçi değildi. Parası iyiydi, çalışanları saygılıydı ve herkes işine bakıyordu. Bunun dışında da el becerilerini ondan daha yetenekli bir şefin yardımıyla geliştiriyordu ve çalıştığı yer sağ olsun bolca insanla iletişime geçebiliyordu. Gelişiyor ve sosyalleşiyordu. Yeni bir pastane açmak için katetmesi gereken küçücük bir yolu katetmişti ama önünde daha uzun bir yol vardı.

Sadece kendisi yeni bir işte çalışmaya başlamamış, Elif ve Mert'te yeni işlerine yakın zamanda başlamıştı. Mert kuryeci olarak çalışırken, Elif ise beş yıldızlı bir hotelde temizlik görevlisi olarak çalışıyordu. Bunlar geçici işlerdi. İhsan'la da konuşmuşlardı, yeni pastane için ortaya kendileri de para koyacaktı ve açılır açılmaz orada çalışacaklardı. İhsan para konusunda ilk olarak ağzını açmak istese de, yapmamıştı. Eğer kendi alın teriyle kazandıkları paraları, gelecekteki yeni işleri için saklamak istiyorlarsa buna diyebileceği hiçbir şey yoktu. Tek söyleyebileceği şey, minnetini belli eden kelimeleri sesli bir şekilde ağzından çıkarmasıydı.

Rakip ● [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin