Merhaba. Yazarınız yepyeni bir bölüm ve ikinci kitap ile karşınızda. Evet, biliyorum tam iki koca hafta oldu. Yazmayı ne kadar çok istesem de sınavlarım olduğu için kendimi zorladım ve yazmadım. Tabi bu beni kafamda yazmaktan alıkoyamadı. Neyse, artık sınavlarım bitti, karnemi aldım (itiraf etmeliyim çok mutluyum. :)) ve yeni bölümleri hazırlıyorum. Size çok ilginç şeyler bekliyor benden söylemesi. Evet, şu an çok büyük spoiler verdim. İtiraf etmeliyim yazmadığım iki hafta boyunca sizi çok özledim. Acaba sizde beni özlediniz mi? Beni özlemeseniz bile umarım Miray'ı özlemişsinizdir.
Neyse çok uzattım sanırım. Multi de resim olarak geçitten sonraki görüntü var. Bölümü okuyunca anlayacaksınız. Şarkı olarak ise Emre Aydın- Beni unutma var. Ve evet Emre Aydın hayranıyım. Umarım şarkı bölüme uyar. Bölüm biraz kısa oldu ama cumaya yeni bölüm var. Bu nedenle biraz kısa yazdım. Diğer bölüm Can'ın ağzından olacak. Neyse size iyi okumalar ve lütfen bölüm hakkında yorum yapın ve vote verin. Düşüncelerinizi bilmek istiyorum. Tekrar iyi okumalar.
Bazı insanlar neden bırakıp gitmek ister? Neden yapar bunu? Başkalarının neden yaptıklarını bilmiyorum ama benim Mert'i bırakmak zorunda olduğumu biliyorum. Neden? Evet, bunu Can'da sormuştu bana. "Neden Miray?" diye sormuştu Can. Nedendi peki? Neden bırakıp gitmiştim Mert'i? Neden kalbimin yarısını ona verdikten sonra gitmiştim? Neden kalıp ona da kendime de acı çektirmemeyi seçmemiştim?
Çok basit. Çünkü gelecekte benim yüzümden başına bir şey gelmesini istemiyordum. Aslında şu an düşünüyorum acaba aptallık mı ettim diye ama bunun artık geri dönüşü yoktu. Ona mektubu vermiş ve ayrılığımızın altına imzamı atmıştım. Onu bırakmasam ne olacaktı? Şu an yeni yatağımda cenin pozisyonunda değil, onun kollarında yatıyor olabilirdim. Onun o sıcacık kollarında.
Üzgünüm çok ileri gittim sanırım. Size en baştan anlatayım. Ben Miray Müge Aydın. Ben Ejderha Kraliçe'yim. Başta bunu bilmiyordum tabi. Her şey elime bir asit dökülmesi ve benim bundan hiç etkilenmeme ile ortaya çıktı. Daha bitmedi. Asıl olay Can'ın kanımı incelemek için fikir ortaya atması ile başladı. Her ikimizin evinde de laboratuvar vardı. Ona bir tüp kendime bir tüp verdim. Kanımı incelediğimde kanımdaki küçük ejderhacıkları ve ateş çemberlerini gördüm. Bu arada rüyamda, beynimde, okulda, evde kısacası her yerde beni izleyen birini hissediyordum. Rüyalarımda ve bazen ise beynimde konuşuyordu. Daha sonra ise onunla tanıştım. Nedense bayıldığım her şey onda vardı. Buz mavisi gözler, gece mavisi saçlar, vanilya kokusu...
Neden hepsi onda toplanmıştı? Bunun nedeni onun benim Koruyucu'm olması. Daha sonra ona aşık oldum. Bu arada Can kanımı kendisine ve aşık olduğu kıza enjekte etmiş ve etkilerini kaydetmişti. Etkileri tabi ki çarpıcı olmuştu. Can bir bukalemun olurken, Melek yani aşık olduğu kız hava gücünü almıştı. Böylece kanımın diğer insanların kanları üzerinde afrodizyak etkisi olduğu ortaya çıkmıştı. Yani içerisinde var olan gizli gücün ortaya çıkmasını sağlıyordu. Ayrıca kalbimde mor bir ejderha olan ve kalbim ile ruhumun yarısını oluşturan Madalin ortaya çıkmıştı. Bu arada toprağı da bulmuştuk. Ah söylemeyi unuttum. Mert'in su gücü vardı. Evet, ne ironi ama değil mi? Ateş ve Su.
Neyse bu arada birçok olay oldu. Kısaca başıma çok kötü şeyler geldi. Bundan da Mert, Can ve birkaç arkadaşım sayesinde kurtuldum. Ama son olay bana çok dokundu. Halam Mert'i öldürmüştü. Ben de Kraliçelik hakkımı kullanarak onu öldürdüm. Daha sonra ise Madalin'i ikiye böldüm ve diğer yarısını Mert'in içine yerleştirdim ki o ayağa kalksın. Daha sonra ise ona bir mektup yazdım ve onu okulda bırakıp gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 2: Ejderha Dünyası
FantasyMiray kalbinin yarısını Mert'e vermiş, arkadaşlarını, ailesini geride bırakmış, Mert'i gelecekte kendisi yüzünden başına başka gelebilecek kötülüklerden korumak için Ejderha Dünyası'na gitmişti. Acaba o dünyada onu neler bekliyordu. Peki kehanet ne...